Gelin sesimizi dünyaya böyle duyuralım

  • GİRİŞ20.10.2011 10:19
  • GÜNCELLEME20.10.2011 10:19

Bu acıları dünyaya siz duyuracaksınız!

Kahrolsun demekle kahrolmuyorlar
Lanet etmekle tükenmiyorlar,

Sosyal paylaşım ağlarında efelenmekle durmuyorlar,

Sokaklara dökülmekle tırsmıyorlar,

Balkonuna bayrak asmakla saygı duymuyorlar,

Akıttıkları kanda boğulacaklar demekle boğulmuyorlar,


50 bin insanın kanı aktı ve bu gidişle de akmaya devam edecek

Belki 100 bin kişinin daha canına mal olacak ama bu terör belası er ya da geç bitecek!

Nasıl bitecek bilmiyorum ama bitecek işte…

 

Görüldüki bu zamana kadar güç kullanmak, silaha silahla karşılık vermek çözüm olmadı…

Şiddet, akan kanı durdurmaya yetmedi…

Her şehit cenazesinin arkasından atılan sloganlar işe yaramadı,

Ateş düştüğü yeri yaktı, yakıyor ve yakmaya da devam edecek…

Askeri önlemler elbette gerekli…

Yeterli mi yetersiz mi bilemem…

Ülkemin bölünmesini hiç ama hiç istemem…

Dış güçler destekliyor, hainler içimizde gibi varoş kahvehanesi muhabbetlerine kulak bile vermiyorum..

İçimizdeki hainleri toplasan bir şehit cenazesine katılan duyarlı vatandaş kadar yoktur sayıları.

 

Yarım asırlık ömrümde çok olaylara tanık oldum, ama bu olay ömrümün yarısından fazlasında hep vardı ve var olmaya devam ediyor…

 Düşünen ve yazmaya çalışan birisi olarak “ne yapılmalı” sorusunu her acı olay, her şehit haberinden sonra sordum kendi kendime…

 

Sonra gözden geçirdim toplumsal duyarlılığımızı..

Günah çıkarmak için yapılan ilk iş,  siyasi iktidarları suçlamak olmuş muhalefet tarafından…

Biz suçlu değiliz suçlu baştaki hükümet denmiş hep… Ve onlara inanlar…

İkidarlar, hesabı sorulcak, akan kanlar yerde kalmayacak, demiş…

Böylesine ulusal bir dava da bile siyasi çekişmeler bir kenara bırakılmamış…

Bırakılmaz da…

O halde görev STK’lara düşüyor…
O halde görev basına düşüyor…

O halde görev sivil halka düşüyor…

Topyekün duruşunu dünyaya göstermesi lazım vatanını seven herkesin…

 

Bir öneride, çağırıda bulunmuştum bir yıl kadar önce, aynı çağırımı yineliyorum…

Bu hafta önümüz pazar günü evlerinden  çıkmasın kimse!

Eskiden nüfus sayımlarında olduğu gibi..
Görevliler dışında kimse kalmasın sokaklarda…

Terörü bir kez de böyle protesto edelim..

Sessiz çığlığımızı, acımızı, şehitlerimizi  dünyaya bir kez de böyle duyuralım…

 

Sokaklar turistlerin ve hainlerin olsun bir günlüğüne…

Hiçbir esnaf dükkanını açmasın…


Her halde “Bu vatan için canımı veririm”, diyen kişiler, işadamları, esnaflar canını hiçe saydığı vatan için bir Pazar günü kazanacağı üç/beş kuruşun hesabını yapmaz!...

Şimdi soruyorum: Sessiz isyana / çığlığa var mısın Türkiye?

Yoksan eğer şehit cenazelerinde daha çok slogan atarsın…
Yoksan eğer, bu akan kanda bir gün sende boğulursun…

 

Tekrar ediyorum: Terörü lanet için, dünyaya bu sesi duyurmak için, akan kanları durdurmak için, ne kadar kararlı, birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu göstermek için, sokaklara çıkıp protesto etmek yerine önümüz pazar günü evinden çıkmadan susarak sesinizi duyurmaya var mısınız?

Nüfus sayımlarında eskiden olduğu gibi sokaklar bomboş kalsın...

Bakın o zaman dünya o sessiz çığlığa nasıl kulak veriyor..

 

Bu acıları dünyaya siz duyuracaksınız.

Yoksa bugüne kadar olanların olmasa da, bundan sonra şehit olacak gencecik fidanlarının eli ahirette yakanıza yapışır bilesiniz…

Yavuz HIC - Haber 7 
yavuznufel@live.nl

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat