Karadağ’ın Önemi ve Son Sokak Olaylarının Türklere Karşı Yükselen Tepkilerinin Perde Arkası

  • GİRİŞ02.11.2025 08:54
  • GÜNCELLEME03.11.2025 09:03

1. Karadağ’ın Tarihsel Süreci

Balkanlar’ın Adriyatik kıyısındaki küçük ama stratejik ülkesi Karadağ, tarih boyunca Doğu ile Batı arasındaki geçiş hattı olmuştur. Slavlardan önce Arnavut yerleşimlerinin bulunduğu bu topraklar, 14.yüzyıldan itibaren Osmanlı idaresine girmiş, uzun süre imparatorluğun Balkan’daki en batı sınırını oluşturmuştur.

1878 Berlin Kongresi ile bağımsızlığını kazanan Karadağ, 1910’da krallığa dönüşmüş, ardından Yugoslavya federasyonunun bir parçası olarak yeni bir döneme girmiştir. 2006’daki referandumla Sırbistan’dan ayrılıp bağımsızlığını ilan eden ülke, bugün NATO üyesi ve AB aday ülkesi olarak Avrupa-Atlantik hattına yönelmiştir. Bu yönelim, hem ülke içinde hem de bölgesel düzlemde yeni fay hatlarını beraberinde getirmiştir.

2. Etnik Yapı ve Toplumsal Doku

Yaklaşık 630 bin nüfusa sahip Karadağ, etnik ve dini çeşitliliğiyle dikkat çeker. Nüfusun dörtte birine yakını Boşnak, Arnavut ve Müslüman Karadağlılardan oluşmaktadır. Ortodoks Sırplar ve Karadağlılar ise siyasal ağırlığı elinde bulundurur.

Osmanlı mirası, şehir dokusunda ve geleneklerde hâlâ hissedilir. Ancak çok katmanlı bu yapı, son yıllarda milliyetçi ve dini reflekslerin yeniden yükselmesiyle kırılganlaşmıştır. Sırp Ortodoks kimliğinin etkisiyle ortaya çıkan kimlik gerilimleri, ülkenin iç istikrarını ve toplumsal barışını zaman zaman tehdit etmektedir.

3. Karadağ’ın Sırbistan ve Türkiye İçin Önemi

Sırbistan açısından Karadağ, tarihsel ve kültürel bağları nedeniyle stratejik bir kayıptır. Belgrad yönetimi, Podgoritsa’nın Batı ittifakına yönelmesini bir kırılma olarak görürken, dini kurumlar üzerinden bölgedeki etkisini sürdürme çabasındadır.

Türkiye açısından ise Karadağ, tarihsel bağları ve bölgedeki Müslüman nüfusun varlığı nedeniyle özel bir anlam taşır. Coğrafi olarak küçük olsa da Karadağ, Balkan dengelerinin merkezinde yer alır. Türkiye’nin kültürel bağları, ortak geçmişin sağladığı köprü işleviyle diplomatik temasları güçlendirmektedir. Dolayısıyla Karadağ, sadece bir Balkan ülkesi değil, aynı zamanda bölgesel istikrarın önemli bir barometresidir.

4. Sokak Eylemlerinin Başlangıcı

Geçtiğimiz haftalarda yaşanan bıçaklama olayı, kısa sürede Türk karşıtı bir kampanyaya dönüştü. “Defolun Türkler” sloganları, kundaklanan iş yerleri ve yayılan nefret söylemi, olayın sıradan bir adli mesele olmaktan çok organize bir yönlendirme taşıdığını düşündürmektedir.

Yüksek Mahkeme’nin iki Türk vatandaşını kamera kayıtlarıyla aklaması, olayın manipülatif niteliğini açık biçimde ortaya koydu. Buna rağmen hükümetin hızla vize kararına gitmesi, meselenin daha derin siyasi arka planlara dayandığını göstermektedir. Bu tablo, Balkanlarda milliyetçi eğilimlerin yeniden birer dış politika aracı haline getirildiğini kanıtlamaktadır.

5. FETÖ ve İstihbarat Servislerinin Olaylardaki Rolü

Karadağ’daki gelişmelerin sadece yerel dinamiklerle açıklanamayacağı açıktır. Son yıllarda bölge genelinde farklı ağların yeniden organize olduğu ve bilgi manipülasyonuna dayalı faaliyetlerde bulunduğu görülmektedir.

Bazı istihbarat yapılanmalarının, Türkiye’nin bölgesel etkisini sınırlama amacıyla medya üzerinden dolaylı yönlendirmeler yaptığına dair bulgular artmaktadır. Olayların hemen ardından belirli kanallarda yayılan dezenformasyon içerikleri, bu operasyonel refleksin açık göstergeleridir. Balkanlar’daki bilgi savaşı, artık fiziksel çatışmaların yerini alan yeni bir rekabet alanına dönüşmüştür.

6. Doğru Bilgiye Ulaşmak: Akademik Çevrelerin Rolü

Bölgedeki gelişmeleri sağlıklı biçimde analiz edebilmek, sahayı bilen uzmanların ve yerel kaynaklara erişimi olan akademisyenlerin katkılarıyla mümkündür.

Ben bir Siyaset Bilimci olarak, 5,5 yıl boyunca Bosna-Hersek’te yaşadım ve bu süreçte Balkan siyasetini, toplumsal yapıyı ve bölge dillerinin iletişimdeki önemini doğrudan deneyimledim.

Geçtiğimiz günlerde CTN (Central Television Network) adlı YouTube kanalında, Balkan News Yayın Yönetmeni Kayhan Gül ile gerçekleştirdiğimiz programda, sahadan gelen doğrulanmış bilgileri değerlendirdik. Bu yayında olayların perde arkasını anlamak için bölgeye hâkim, yerel kaynaklarla çalışan uzmanların katkısının ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Yine aynı kanalda, Türkçe bilen Karadağlı Uluslararası İlişkiler Uzmanı İrena Femić Hanımefendi ile yaptığımız programda ise olayların sosyo-politik yönlerini derinlemesine ele aldık. Femić’in bölge halkının bakışını aktaran analizleri, dışarıdan oluşturulan algılar ile yerel gerçeklik arasındaki farkı açık biçimde ortaya koydu.

Bu tür akademik ve medya temelli diyaloglar, Balkanlar’da bilgi kirliliğine karşı en etkili direnç noktasıdır. Doğru bilgiye dayalı kamuoyu oluşturmak, sadece analitik bir sorumluluk değil, aynı zamanda bölgesel barışın korunması açısından da hayati bir görevdir.

7. Sonuç

Karadağ, coğrafi olarak küçük ama stratejik anlamı büyük bir ülkedir. Adriyatik’in bu küçük sahnesinde yaşanan her gelişme, Balkan dengelerinin ve küresel rekabetin bir yansımasıdır.

Son dönemdeki Türk karşıtı eylemler, aslında çok daha geniş bir güç mücadelesinin parçasıdır. Bilgi kirliliğinin ve manipülasyonun arttığı bu dönemde, bölgeyi yakından tanıyan akademisyenlerin sahadan aktardıkları veriler, olayları soğukkanlı biçimde değerlendirebilmemiz için vazgeçilmezdir.

Karadağ örneği, doğru bilginin, sağduyunun ve analitik bakışın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha göstermektedir. Balkanlar’da barış, yalnızca diplomatik dengelerle değil, gerçekleri çarpıtmadan aktarabilen bilinçli bir toplumsal hafızayla mümkündür.

Yorumlar6

  • T.Bozkurt 15 saat önce Şikayet Et
    Analiz doğru ama eksik. Kararın ardında komplo değil, AB müzakerelerindeki 24. Fasıl hukuki zorunluluğu var. Kriz, bu olgunlaşmış kararın 'güvenlik' perdesiyle öne alınmasına ve diplomatik maliyetinin düşürülmesine olanak tanıyan bir stratejik kalkandı.
    Cevapla
  • Halk1 15 saat önce Şikayet Et
    İki ülkeyi de dislamadan dengeli politika izlenmeli ve Karadağ Sırbistan arasında arabulucu olunmalı.turk düşmanları karadagdan azaltilmali
    Cevapla
  • MAİDAN KİEV 23 saat önce Şikayet Et
    Otpor-Canvas-Soros
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Halk1 1 gün önce Şikayet Et
    Sırbistan Karadağ dan daha önemlidir. türk düşmanları için sirplari tekrar düşman yapmak kabul edilebilir degil
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Alp Çekiç 1 gün önce Şikayet Et
    Gerçekten çok değerli bir analiz olmuş. Karadağ’da son dönemde yaşanan olayları yalnızca yüzeydeki görüntüleriyle değil, tarihsel, sosyolojik ve jeopolitik arka planıyla ele almanız büyük bir fark yaratmış. Balkanlar gibi karmaşık bir bölgede yaşanan her gelişmenin sadece yerel değil, küresel yansımaları olduğunu bu kadar net bir şekilde ortaya koyabilmek ciddi bir birikim gerektiriyor.
    Cevapla Toplam 11 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat