Ukrayna Savaşı ve Küresel Düzenin Dönüşümü
- GİRİŞ31.12.2025 09:05
- GÜNCELLEME31.12.2025 09:05
2025 Sonu İtibarıyla Uluslararası İlişkiler Açısından Bir Değerlendirme
Ukrayna Savaşı, 2025 yılı itibarıyla yalnızca askerî bir çatışma olarak değil, uluslararası sistemin yapısal sorunlarını görünür kılan çok katmanlı bir kriz olarak değerlendirilmektedir. Savaşın dördüncü yılına girilirken, cephede kesin bir askerî sonucun ortaya çıkmaması; buna karşılık diplomatik, ekonomik ve güvenlik alanlarında derin ve kalıcı etkilerin belirginleşmesi, çatışmanın niteliğinin değiştiğini göstermektedir.
Bu çerçevede Ukrayna Savaşı, klasik anlamda bölgesel bir savaş olmaktan çıkmış; küresel güç dağılımı, ittifak ilişkileri ve uluslararası düzenin işleyişi üzerinde doğrudan etkiler üreten bir referans noktası haline gelmiştir.
1. Askerî Denge ve Siyasi Tıkanıklık
2025 yılı boyunca sahadaki gelişmeler, taraflardan hiçbirinin kısa vadede belirleyici bir askerî üstünlük sağlayamadığını ortaya koymuştur. Cephe hattı büyük ölçüde donmuş; savaş, ilerlemeden ziyade yıpratma ve kaynak tüketimi mantığıyla sürdürülmüştür.
Bu durum, askeri kapasite kadar siyasi irade, toplumsal dayanıklılık ve ekonomik sürdürülebilirliği de savaşın asli unsurları haline getirmiştir. Savaşın maliyeti arttıkça, tarafların müzakereye yönelik söylemleri daha görünür olmuş; ancak bu söylemler henüz bağlayıcı bir siyasi çerçeveye dönüşmemiştir.
2. ABD’nin Değişen Rolü: Arabuluculuk ve Yük Paylaşımı
2025’te ABD’nin Ukrayna Savaşı’na yaklaşımı, önceki yıllardan belirgin biçimde ayrışmıştır. Washington, çatışmayı yönetme sorumluluğunu kademeli olarak Avrupa’ya devretme eğilimi göstermiş; kendisini ise daha çok siyasi arabulucu ve dengeleyici aktör konumuna yerleştirmiştir.
Bu yaklaşım, ABD’nin küresel liderliği terk ettiğini değil; aksine liderliği maliyetleri sınırlayan ve esnek araçlarla sürdüren yeni bir biçimde tanımladığını göstermektedir. Ukrayna dosyası, bu yeni stratejik yaklaşımın somut uygulama alanlarından biri olmuştur.
3. Avrupa Güvenliğinde Yapısal Dönüşüm
Ukrayna Savaşı’nın en kalıcı etkilerinden biri, Avrupa güvenlik mimarisinde ortaya çıkan dönüşümdür. 2025 itibarıyla Avrupa ülkeleri savunma harcamalarını artırmış, zorunlu askerlik tartışmaları yeniden gündeme gelmiş ve lojistik–askerî entegrasyon projeleri hız kazanmıştır.
Bu gelişmeler, Avrupa’nın artık güvenliği yalnızca diplomatik normlar ve ekonomik karşılıklı bağımlılık üzerinden değil; sert güç unsurlarıyla desteklenen bir caydırıcılık anlayışıyla ele aldığını göstermektedir. Ukrayna Savaşı, Avrupa için bir dış kriz olmanın ötesinde, kendi stratejik kırılganlıklarıyla yüzleşme süreci yaratmıştır.
4. Rusya’nın Stratejik Yaklaşımı: Zaman ve Dayanıklılık
Rusya açısından 2025, hızlı sonuçlardan ziyade stratejik sabır ve pozisyon koruma yılı olmuştur. Moskova, askeri kazanımları genişletmekten çok, mevcut dengeyi sürdürmeye ve karşı tarafın siyasi-ekonomik maliyetlerini artırmaya odaklanmıştır.
Bu yaklaşım, Rusya’nın savaşı yalnızca Ukrayna ile değil; Batı’nın güvenlik anlayışı ve genişleme politikalarıyla ilişkilendirdiğini göstermektedir. Güvenlik garantileri meselesi bu nedenle ikili bir konu olmaktan çıkmış, daha geniş bir uluslararası müzakere alanına taşınmıştır.
5. Küresel Etkiler: Ekonomi, Enerji ve Küresel Güney
Ukrayna Savaşı, küresel ekonomik düzenin tarafsız ve teknik işleyişine dair varsayımları zayıflatmıştır. Yaptırımlar, ticaret kısıtlamaları ve enerji arzındaki kırılmalar, ekonominin giderek daha fazla siyasallaştığını ortaya koymuştur.
Bu süreçte Küresel Güney ülkeleri, büyük güçler arasındaki rekabeti mutlak bir taraf seçme zorunluluğu olarak değil; çok yönlü dış politika ve manevra alanı yaratma fırsatı olarak değerlendirmiştir. Bu da uluslararası sistemin daha parçalı ve çok merkezli bir yapıya evrilmesine katkı sağlamıştır.
Sonuç: Savaşın Ötesinde Bir Dönüşüm
2025 yılı itibarıyla Ukrayna Savaşı’nın temel önemi, askeri sonuçlarından çok uluslararası düzen üzerindeki dönüştürücü etkilerinde yatmaktadır. Bu savaş, Soğuk Savaş sonrası dönemin varsayımlarını aşındırmış; güvenlik, ittifak ve egemenlik kavramlarının yeniden tanımlandığı bir geçiş sürecini hızlandırmıştır.
Dolayısıyla mesele, savaşın ne zaman sona ereceğinden ziyade, savaş sonrası ortaya çıkacak düzenin nasıl bir istikrar anlayışı üzerine kurulacağıdır. Ukrayna Savaşı, bu soruya verilecek yanıtların şekillendiği temel laboratuvarlardan biri olmaya devam etmektedir.
Yorumlar2