Tank motoru...

  • GİRİŞ17.12.2020 11:07
  • GÜNCELLEME17.12.2020 11:07


CHP’nin tank paleti fabrikası yalanlarını geçen sene çürütmüştük güya!
19 Aralık 2019 tarihli yazımda “Yalanlarını deşifre ettiğimiz CHP Genel Başkanı için fark etmez, o yine bildiğini okumaya devam eder ama, olsun…
En azından kamuoyu doğruları bilsin.
Kemal Bey’i biz daha Gezi’nin masum bir eylem olmadığına ikna edememişiz, buna mı edeceğiz!” demiştim.
Öyle oldu nitekim!
            ***
Hatırlarsanız, geçen yıl savunma sanayimizin FETÖ’cü alçaklarla eş zamanlı olarak, CHP tarafından hedefe konduğuna dikkat çekmiştim.
Firari FETÖ’cüler, yayınladıkları videolarda “Savunma sanayiinde yerlilik oranı yüzde 80’lere ulaştı. Kendi ailelerini zengin ediyorlar” propagandası yaparken, aynı günlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun da benzer cümlelerle ortaya çıkması tesadüf olamazdı.
Payı olabilirdi ama, o günlerde mevzunun sadece Muharrem İnce’ye ‘Külliye’de görüşme’ yalanıyla kurdukları kumpası unutturmak olduğu düşünülmemeliydi.
Nitekim bugün de HDP, İYİ Parti ve Saadet’le hazırladıkları Türkiye’yi bölme amaçlı Anayasa taslağı yahut CHP içindeki taciz-tecavüz skandallarını kamufle etmeyi amaçlıyor olabilirler.
Lakin, millî silahlanmayı hedef almaları, hele hele S-400 ambargosu gündemdeyken, sadece bu kadarla sınırlandırılamaz.
Sanki daha derinlerde, daha büyük rahatsızlıkları var.
            ***
Geçmişte Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların önünü kesen mandacı zihniyet, bugün de Türkiye’nin dışa bağımlılığı sürsün diye gayret gösteriyor.
İHA, SİHA ve TİHA’ları üreten Bayraktar ailesini zaten biliyorsunuz.
Bugün kendi topraklarımızda, Irak’ta, Suriye’de terör örgütü PKK’nın canına okuyorsak; Karabağ’da, Libya’da emperyalistlere diz çöktürebiliyorsak bu ailenin bunda büyük payı var.
Üstelik bu hava araçlarını, bir zamanlar İsrail’den sadece dört adet alabildiğimiz, bozulanlara parça bile temin edemediğimiz Heron’ların dörtte bir fiyatına TSK’ya sattıklarını hatırlıyorsunuzdur.
Hem de Heron’lardan çok daha üstün özelliklerle…
Bayraktar ailesinin cevval evladı Selçuk Bayraktar, yıllarca bürokrasinin engeline takıldıklarını, İHA ürettirmemek için birilerinin önlerine âdeta set kurmaya çalıştığını anlattı defalarca...
ABD’nin Predator satmadığı, İsrail’in Heron kazığı attığı Türkiye’yi bu muhtaçlıktan kurtaran aile, yıllardır CHP ve FETÖ’nün hedefinde.
“Bizim Libya’da ne işimiz var?” diyen bir genel başkanın, “Batı’nın oyunlarını bozan” yerli İHA ve SİHA üreten bir firmayı hedefe koyması ne anlama gelir?
            ***
Baykar gibi, CHP’nin hedefindeki bir diğer firma BMC.
Onlar da 2014 yılında, ihalesi iki defa uzatıldığı hâlde kimsenin teklif dahi vermediği BMC’yi alıp, ordumuzu ve emniyet güçlerimizi büyük ihtiyaç duyduğu Kirpi’lere kavuşturmuş.
Eskiden terör örgütünün patlattığı uyduruk zırhlılarda onlarca şehit verirken, Kirpi’ler binlerce askerimizin, polisimizin hayatını kurtarmış.
Bu firma nerede kusur yapmış ki CHP’nin hedefinde?
BMC’yi satın aldıkları tarihe bakın; 2014.
Yani, Erdoğan’a Gezi, 17/25 Aralık darbe girişimlerinin hemen sonrası.
AK Parti ya da Erdoğan iktidarda kalabilecek mi, kalamayacak mı, orası bile meçhulken Ethem Sancak 751 milyon lirasını riske atıp fabrikayı almış.
Daha sonra fabrikaya yatırım için ortağa ihtiyaç duymuş, Katar ve bir Türk ortağı daha taşın altına elini koymuş ve BMC bugünkü noktaya gelmiş.
Geçen yıl kendisi anlattı; devlete teslim ettiği Kirpi’lerden milyarlık alacağı varmış.
Katar finansmanı olmasa ya parasını almadan devlete Kirpi vermeyecekti yahut batacaktı.
Askerimizin, polisimizin zarar görmemesi için bu araçları teslim ettiyse fena mı yapmıştı?
            ***
Durum, tank-palet fabrikasında da BMC’nin alım sürecinden farksız.
BMC’nin büyük ortağı Sancak bizim geçen yılki yazılarımızın ardından kamuoyuna izahatta bulundu.
“Ambargolardan dolayı ne motor, ne de diğer parçaları alabiliyoruz” dedi.
Sakarya Karasu’da fabrika inşa eden BMC, Altay tankı ihalesini kazanınca ‘Zaman kaybetme, Millî Savunma Bakanlığına ait Arifiye’deki tank-palet fabrikasını modernize edip, üretime acilen burada başla’ denmiş.
Daha önce yerli tank prototip üretimini üstlenen Otokar’ın üç yıl boyunca yaptığı gibi, tank-palet fabrikası bu defa da BMC’ye açılmış.
Peki, BMC ihaleyi nasıl kazanmış?
250 tank üretimi için Otokar’ın verdiği 7 milyar avroluk teklifi 3,6 milyar avroya düşürerek.
Bir başka deyişle, tank başına 2 milyon 800 bin avro daha uygun fiyat vererek.
Firmanın elde edeceği kâr sadece yüzde 10.
Bunu da çözüm ortaklarıyla paylaşacak.
            ***
BMC’nin Katar ortaklığından dolayı attığı iftiranın temelsiz olduğu da ortaya döküldü.
Çünkü fabrika tamamen Millî Savunma Bakanlığının kontrolünde ve işin içinde bir tek Katarlı yok.
Sancak, benim yazıda atladığım bir detayı, çıktığı TV programında anlattı, -ki bu çok daha mühimdi.
Söylediği şuydu;
“En kritik bağımsızlık meselemiz millî motorumuzu yapmak.
Bunu yapmazsanız gerçek anlamda bağımsız olamazsanız.
Bakın Almanlar motor vermiyor, bir tane Obüs yapamıyorsunuz.
600 beygir deneme üretiminde.
400 bitti.
24 ay içerisinde 1.500 tankınki bitecek.
48 ayda 3.500 tankın motorunu bitireceğiz.
Bunları Arifiye’de yapacağız.
Millî projeye saldırmak kime yarar?”
            ***
Bakın, şu detay da arada kaçmasın.
Sakarya’daki tank palet fabrikasını 1973 yılında kuran merhum Necmettin Erbakan’dı.
Bu fabrika da BMC’ye satılmadı, 25 yıllığına kiralandı.
Ayrıca, bakmayın siz Kılıçdaroğlu’nun 20 milyar dolarlık fabrika dediğine…
Onu da Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: “250 milyon dolar”.
-Ki olacağı o kadar, İstanbul Havalimanı’nın kaça mal olduğu ile mukayese ederseniz anlarsınız zaten nasıl üfürdüklerini.
            ***
BMC’den şimdi bir açıklama istenecekse; geçen yıl duyurdukları yerli motor üretiminin hangi aşamada olduğudur.
Malum, Türkiye karanlıklar ülkesi.
İhaneti bol…
Geçenlerde tanıtılan yerli helikopter motorunun başına gelenleri Fuat Uğur yazdı, gazetemiz de manşetten kamuoyunun dikkatini çekti.
İki yıl önce yapılan testte motorun içine metal parçaları atılarak sabote edilmiş ve proje bu yüzden iki yıl gecikmiş.
İlk yerli otomobilimiz Devrim’in başına gelenler gibi…
Aradaki tek fark; bu defa ortaya konan irade ve kararlılık.
Yurt dışından sırf bu proje için gelen TEI Başkanı Mahmut Akşit ne suikast girişimlerine maruz kalmış!
Adamcağızın, Erdoğan için hazırladığı gizli dosya bile yok edilmiş.
Konunun Eskişehir Savcılığı’nda olduğunu yine Fuat Uğur’un yazısından öğrendik.
Bunların hepsi bizim ülkemizde oluyor maalesef.
Bunu yapanlar, tank motorunu da sabote etmeye çalışır mı?
Neden olmasın?
BMC bu konuda bir açıklama yaparsa içimiz rahat eder.
İnanıyoruz ki, bir gün Altay tankını da yüzde yüz yerli yapmayı başaracağız.
Geç olsun ama güç olmasın…
Yeter ki bu saldırılar bizi yıldırmasın.
 
 
********************
 
Türbede raylara dokunulmadı
 
Bunu ‘yalan makinesi’ gibi çalışan karşı mahalledeki hiçbir yayın organı yapmaz, biliyoruz.
Fakat biz onlara benzemeyiz, çünkü hakikatin peşindeyiz.
Sözü, bir önceki yazımda yer verdiğim ‘Sultan Abdülhamid Han’ın türbesinin önündeki raylara’ getireceğim.
Yazıda, karşı mahalle medyasında yer alan bir habere yer vermiştim.
Şöyle diyorlardı;
- Kızıl Sultan Abdülhamit mezarda rahat uyusun diye AKP'li yönetim tarafından o mıntıkada tramvay yoluna döşenen, titreşim ve gürültüyü azaltan ışıklı sistem İBB tarafından iptal edildi. Bu tasarrufla her yıl 175 TL yurttaşın cebinde kalacak.
            ***
“Benim söyleyeceklerim bu kadar, üzerine yorum yapmayayım” diye tamamlamıştım bu faslı.
Aynı gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir açıklama yolladı.
Şöyle diyorlardı;
“Bugün Türkiye gazetesinde ‘Türbeye bile düşmanlık’ başlığıyla yayınlanan yazınız üzerine aşağıdaki açıklamayı yapma gereği doğmuştur.
Yazınızda belirttiğiniz gibi; 2018 yılında, Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattı’nın, Türbedar Sokak ile Bab-ı Ali Caddesi arasında kalan rayların altına, titreşim gürültüsünü azaltmak amacıyla, kauçuk malzeme döşenmiştir. Yine aynı dönemde, bölgeden geçen yayaları uyarmak ve korna çalınmasının önüne geçebilmek için zemine gömülü kırmızı renkli power led üniteleri yerleştirilmiştir.
Sayın Koç,
Rayların altında bulunan titreşim ve gürültü önleyici katmanın devre dışı bırakılması söz konusu değildir. Üstelik bu, kapatılıp açılabilen bir sistem olmadığından, belirttiğiniz gibi bir müdahale de zaten mümkün değildir. Sistem, devreye alındığı tarihten bugüne, aynı şekilde çalışmaktadır.
Titreşim önleyici katmanla bir bağlantısı bulunmayan led sisteminde ise zaman zaman olağan arızalar meydana gelebilmektedir. Yaşanan son arızada, yedek parça beklenmesi sebebiyle sistem birkaç hafta devre dışı kalmıştır. Led ışık sistemi, arızaların giderilmesiyle birlikte, 1 Aralık günü tekrar devreye alınmıştır. Hâlihazırda sorunsuz şekilde çalışmaktadır.
Yazınızda gerekli düzeltilmeyi yapacağınızı temenni ederek, iyi çalışmalar dileriz.”
            ***
Bu açıklama ile yetinmeyip, türbede ışıkların çalışıp çalışmadığını tespit etmek üzere ekip gönderdik.
İBB’nin açıklaması doğru, ışıklar çalışıyor.
Şimdi aklımızdaki soru, bu yalanı CHP’yi desteklediği bilinen bazı yayın organlarının niye uydurduğu!
Her neyse…
Başta da dedim ya; biz o yalan makinelerine benzemeyiz.
Nitekim bir yalanlarını yazdık diye, düzeltmek de yine bize düştü.
Allah onlara da akıl fikir versin, başka ne diyelim!

 

 

TÜRKİYE GAZETESİ
 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat