Tam bitti derken!
- GİRİŞ24.04.2022 09:06
- GÜNCELLEME24.04.2022 09:06
Korkum şu ki; Çin’de yine bir dümen dönüyor.
Covid-19’un nasıl yayıldığını hatırlayın.
Yollarda bayılanlar, kaldırımlarda cesetler, sokak köpeği gibi boynundan bağlanıp karantinaya yollanan insanlar…
Dehşetin o zamanki adı; Vuhan’dı…
Sonra dünyaya yayıldı.
Şimdiki adı ise Şangay.
***
Her ne kadar sebebini tam anlamıyla öğrenemesek de, Vuhan’daki sert tedbirlerin bir benzerini yaşıyor Şangay.
26 milyon insan yaklaşık bir aydır evlerine kapalı.
Gıda stoku biten halk, balkonlardan isyan çığlığı atıyor.
Peki ama niye?
Resmî açıklamalara bakılırsa Omicron’un alt varyantı BA.2 yayılıyormuş, mevcut aşılar tesir etmediği için ona tedbir alıyorlarmış.
Oysa dünyanın geri kalanında aynı varyant görülmesine karşın, böylesine sıkı bir tedbir ve panik durumu yok!
Kimilerinin de iddiası o ki; bu, dünyanın ‘savaş hâlinden’ kaynaklı bir durum.
Şehri kapatıp başka türlü hazırlıkların yapıldığı vehmini öne sürüyorlar.
Bir diğer varsayım, Çin’in dünya ekonomisini sıkıştırma çabası.
Nitekim, Çin’in en kalabalık nüfusa sahip şehri olan Şangay, limanlarıyla ülkenin nakliye, ticaret ve ekonomisinin de merkezi.
Dünya ticareti için çok önemli bir yere sahip olan Şangay kapanınca, elbette bütün piyasalar etkilendi.
Bunun analizini ekonomistler yapsın, biz mevzumuza dönelim.
***
Bütün dünya maskeleri bile atma noktasına gelmiş ve normal hayatın tekrar tadına varırken…
Şangay’da gökdelenlerdeki ofislerin bile hastaneye dönüştürüldüğü görüntüler çok anormal.
Bir zamanlar Vuhan’daki gibi.
Sonra dünya Vuhan’a dönüştü, o esnada Vuhan’dan toplu konser, eğlence görüntüleri gelmeye başladı.
İkinci perdeyi Şangay’da izliyoruz sanki.
Covid-19’un laboratuvar virüsü olduğundan artık şüphe yok.
Tek muamma nasıl yayıldığı –ki, burada da ABD ile Çin arasında büyük çekişme, bir nevi bilek güreşi var epeydir.
ABD Çin’i, Çin ABD’yi suçluyor.
Ve şimdi Şangay’da olanlar, ister istemez hepimizi ürpertiyor.
Acaba yeni bir virüsle mi karşılaşacağız?
Vurulduğumuz aşıların da hiçbirinin işe yaramadığı.
Allah korusun ama sanki öyle bir sürece gidiyoruz.
Geçenlerde şöyle bir makale okudum…
The Washington Post’un, 1918 İspanyol gribi salgınını konu alan haberlerinden derlenmiş.
Özellikle şu bölüm dikkatimi çekti;
“1920 yılı New York halkı için güzel başlamıştı. Dünya genelinde en az 50 milyon kişinin ölümüne yol açan ölümcül grip pandemisi nihayet sona eriyor gibiydi.
New York Times’ın 4 Ocak 1920 tarihli manşeti de bu durumu yansıtıyordu; Şehir Son 53 Yılın En Başarılı Sağlık Karnesini Aldı.
Ülke genelinde de benzer bir hava hâkimdi. Tünelin ucundaki ışık görünmeye başlamıştı.
Ancak birkaç hafta sonra tablo tersine döndü. İyimser manşetler değişmeye başladı. Daha ay bitmeden New York’ta vaka sayılarında yeni zirve yaşandı.
Chicago, Detroit gibi şehirleri de büyük can kayıpları bekliyordu.”
***
İşte 102 yıl öncesinden bugüne, hep de nedense dünya savaşları dönemlerinde insanlığın ödediği bir başka fatura bu virüsler.
Birinci Dünya Savaşı’nda tarafsız olduğu için salgını ilk İspanyol gazeteleri duyurdu, bundan dolayı da adı “İspanyol gribi” kaldı.
Yüzyıldır değişmeyen alışkanlıkla ‘savaşan ülkelerde’ sansür baskısı devam ettiği için bugün de Şangay’da neler olduğunu bilemiyoruz.
Gerçekten yeni varyanta tedbir mi, yoksa yeni bir virüs mü yahut bunların dışında bir başka hazırlık mı, net bilgiye ulaşmak mümkün değil.
Duyduğumuz sadece insanlığın çığlığı ve gökdelenleri bile dolduran hastalar.
Sen bizleri koru Allah’ım.
Türkiye gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol