3. Dünya Savaşı çıkacaksa…

  • GİRİŞ22.09.2022 08:34
  • GÜNCELLEME22.09.2022 08:34

İnsanoğlunun garip bir özelliği var…

Beyin, karşısına çıkan felaket ne kadar büyükse o bölgeyi o kadar karartıyor.

Yani görmek istemediğini görmüyor.

Çarpıcı örnekleri var…

Mesela; uçak hızla düşerken, yapacağı bir şey kalmadığını anlayan bazı pilotların gevşeyen bir vidayı sıkmaya odaklandığı, böylelikle biraz sonra yaşayacağı korkunç sonu görmemeye çalıştığı tespit edilmiş.

Belki de beyin bu yolla kendini korumaya alıyor; çünkü öbür türlü çıldırması gerekiyor.

Savaşlar da öyledir… Son örnek Ukrayna.

Rusya’nın vurmaya başlamasından bir gün öncesine kadar kimse savaş olacağına ihtimal vermiyordu.

Bu sebepledir ki Türkleri tahliye için gönderdiğimiz askerî nakliye uçakları gelen olmayınca kalkmadı. Gece bombardıman başlayınca da Borispol Havaalanı’nda mahsur kaldı.

Bir gün önce sokaklarında şarkılar söylenen, eğlenceler düzenlenen Ukrayna, bir gün sonra neye dönüştü, hayatlar ne hâle geldi, biliyorsunuz.

Problem, insan beyninin bu kötü izleri de çabuk unutması.

Hiç beklemediğimiz anda, işgal-savaş karışımı bir durumla karşı karşıya geldiğimiz 15 Temmuz gecesi de çarpıcı bir örnektir.

Şaka değil, en ilgisiz vatandaş bile bir saat içinde ülkenin başkentinin, göz bebeği şehri İstanbul’un işgal altına alındığı gerçeğiyle yüzleşti, canını ortaya koyup savuşturdu ama kısa zamanda unuttu.

Biz unutmasak işgalin aktörleri yüzlerini gere gere ‘kontrollü darbe’ diyebilir miydi?

            ***

Müslüman kadere iman etmiş insandır...

Neyle karşılaşırsa karşılaşsın, hangi zorlukla yüzleşirse yüzleşsin, Yüce Yaradan'ına sığınır, elinden geleni sonuna kadar yapar, sonrasını kaderin sahibine bırakır, çünkü bundan sonrası onu aşar.

Lakin, Müslüman aynı delikten ikinci defa ısırılmaz, temkinli ve uyanık olur.

Türk’ün güzel bir sözü vardır; Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.

Gerek sosyal, gerek özel hayatını ilgilendiren meselelerde en kötüye her daim hazır olur...

Bunca şeyi neden yazdım?

Elon Musk, Twitter’ı almaktan neden vazgeçtiğini anlatırken şöyle bir cümle kurmuş;

“3. Dünya Savaşı’na doğru gidiyorsak Twitter’ı satın almanın anlamı yok.”

Benzer bir cümleyi Sırp Cumhurbaşkanı Vucic tekrarladı, “Dünya bir veya iki ay içerisinde, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanmamış bir çatışmaya girebilir” dedi.

Rusya lideri Putin, -savunma sanayisi de dâhil- seferberlik ilan ederken, Belarus’ta savaş zamanı standartlarına göre alarm durumuna geçilmesi talimatı verildi.

İngiltere Dışişleri Bakanı, Rusya’nın nükleer tehditlerinin ciddiye alınması gerektiğine dikkat çekti.

Putin’in sağ kolu Kadirov da “Bugüne kadar olanlar, bundan sonra olacakların yanında çocukça şakalar gibi görünecek" tehdidinde bulundu.

Korkutucu bir gelişme olarak dün Çin de alarma geçti.

Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, ordusuna “Savaşa odaklanın” talimatı verdi.

Dünya iyiye gitmiyor, belli!

Peki, Türkiye olarak biz bu gerilimden azade miyiz?

Elbette hayır.

Batımızda Yunanistan’ı kışkırtıyorlar, güneyde Suriye’deki PKK’lıları kendi askerleri gibi sahiplenip eğitiyorlar, kuzeyimizde Ermenistan’ı üzerimize salıyorlar.

Doğuda İran ayrı dert, açık açık Azerbaycan ve Türkiye’ye meydan okuyorlar.

Yani, yüz yıl önce dedelerimizin-ninelerimizin yaşadıkları ne kadar hakikat ise bugün karşılaştığımız tablo ve tehditler de o kadar gerçek.

Vahim olan, o gün olduğu gibi, bugün de bunların içeride uzantılarının bulunması.

Düne kadar “Ne beka mücadelesi kardeşim” aldatmacasıyla toplumun algılarını köreltmeye çalışanların, onlarca yıldır maşa olarak üzerimize salınan PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerini siyasi hokkabazlıkla “masum, cici çocuklar” olarak geniş kitlelere kabul ettirmeye zorlaması…

Bununla da yetinmeyip, sınırımızda terör devleti kurmaya çalışan, devletimizi kuklalarıyla yönetmeyi dayatan, başta Mavi Vatan olmak üzere ülkemize ait bütün zenginliklere çökmeyi amaçlayan Batılı ülkelere tek laf etmemeleri; hatta onların yerine, dayatmalara direnen devlet yöneticilerimizi hedefe koymaları.

Şu ürpertici gerçekler ortadayken, bunların adayının kim olduğu ya da olacağının bir önemi var mı?

Ezkaza seçilecek olsalar bunların nereye teslim olacakları ve Türkiye’yi nereye sürükleyecekleri gün gibi ortada durmuyor mu?

Dünyanın bilerek felakete sürüklendiği ortada.

Problem; biz ne kadarını görüyoruz?

TÜRKİYE GAZETESİ

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat