Anlamsız zamlara kim, niye susar?

  • GİRİŞ27.11.2022 09:26
  • GÜNCELLEME27.11.2022 09:26

Zamların bahanesi neydi?

Dolar artışı, akaryakıta ve elektriğe gelen zamlar, asgari ücrete yapılan artışlar.

Peki son bir ayda bunlarda bir artış oldu mu?

Hayır.

Peki bu ana kalemlerde ciddi bir maliyet artışı olmadığı hâlde, raflardaki ürüne günübirlik gelen zamların sebeb-i hikmeti nedir?

Hadi diyelim meyve ve sebzedeki artışın kaynağı mevsim etkisi…

Ya temizlik ürünleri, yağ, un, şeker, elektronik eşyalar gibi kalemlerde ne oluyor ki, hiç durmaksızın etiketler değişiyor?

Sorarsanız bahane çok, minareyi çalan kılıfını uyduruyor.

Tahıl başta olmak üzere, gıdada dünyada belki de en az problem yaşayan ülkelerden biriyiz, şu hâlimize bakın!

Asıl mesele; ahlak problemi, lobiler, gizlice tekelleşenler ve buradan 2023 seçimlerini vurmayı planlayan çakallar.

2019 mahallî seçimleri patates-soğanla sonuç verdi, birileri patatesi dolarla dışarıdan aldığımız ithal muzdan daha pahalıya satarak amacına ulaşmaya çalışıyor.

İstanbul Ziraat Odası Başkanı, patatesin muzdan niye pahalı olduğuna güzel bir izah getirmiş.

Diyor ki; patates-soğan tencerenin vazgeçilmezi ama muz değil! Yani birileri, kendi mahsulümüzü ithal üründen daha pahalıya satarak tencere darbesi yapmaya uğraşıyor.

Oynanan oyun, maliyet kalemlerinde artış olmadığı hâlde, özellikle son bir ayda yapılan zamlarla çok daha net görülüyor.

             ***

Tabii burada devletin yürüttüğü mücadelenin eksikliği de ortaya çıkıyor.

Geçtiğimiz hafta sonu Katar dönüşü Cumhurbaşkanımıza bu meseleyi sordum.

Vatandaşın para cezalarının yetersizliğinden şikâyet ettiğini, ayrıca bu cezaları da ekstra zamlarla yine halkımıza yüklediklerini anlattım.

Dikkatle dinlediler ve “Biz hukuk devletiyiz. Soruşturmalar neticesinde gerekli adımları atarız. Para cezası demek ki bunları ıslah etmiyor. Para cezasının dışında atılacak adımları da ilk Kabine Toplantımızda inşallah masaya yatırırız ve oradan da bunların üzerine ayrıca gideriz. Değişik öneriler var. Bütün mesele yaptırımın çok daha ağır olması. Bu bunlara ürkütücü gelebilir. Bunu halletmek lazım” dediler.

Şahsen milletimiz adına umutlandım.

             ***

Yalnız, bu röportajın yayınlanmasından sonra bir şey dikkatimi celbetti.

Baktım, muhalif basın röportajın bu bölümüne sus pus!

Her gün binbir yalanla “Vatandaş aç” haberi yapanlar, belli ki bu sorunun Cumhurbaşkanına sorulmasından da, Cumhurbaşkanının bu meseleye dikkat çekip yeni yöntemlerle üzerine gideceklerinden söz etmesinden de hiç hoşnut olmamış.

Sabah akşam uçaktaki gazetecileri küçümseyip bize gazetecilik dersi(!) vermeye çalışan CHP yalakaları ve fondaş tayfa, vatandaşı bu denli ilgilendiren bir meselede sorulan soruyu ve Cumhurbaşkanının sözlerini görmezden geliyor, işe bakın!

Hoş, bunların davet edildikleri Türkiye Yüzyılı toplantısına gitmeden önceki havaları vardı, hatırlıyor musunuz?

Yazılar yazmışlardı…

O toplantıya gidecek, gazetecilik nasıl yapılırmış hepimize göstereceklerdi, sonuç n’oldu?

Tısss!

Kibarlık yapıp biz de sormadık, “Bize gazetecilik dersi verecektiniz, n’oldu birader?” diye.

Fırsatçı terörü bugüne kadar sığındıkları maliyet kalemlerinde hiçbir artış olmadığı hâlde yaptıkları zamlarla nasıl suçüstü ortaya çıktıysa sözüm ona büyük(!) gazeteciler de böylelikle kendilerini ele vermiş oldu.

Bu anlamsız zamlara kim susuyor, kim sorgulamıyorsa benim gözümde iş birlikçidir.

Nokta.

 

 

****************

 

Sisi ve Esad meselesi…

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar’da Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile görüşmesi heyetteki gazeteciler için de sürpriz oldu.

Aslında beklenmedik bir hamle değildi, nitekim Mısır’la arayı düzelteceğimizin işaretleri zaten açıkça veriliyor, alt düzeyde yapılan görüşmeler aylardır kamuoyuna yansıyordu.

Tıpkı Esad rejimiyle olduğu gibi.

Nitekim Tahran’daki Rusya, Türkiye, İran zirvesinde de Erdoğan’ın Esad’la görüşebileceği ihtimali belirmiş, ancak gerçekleşmemişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Esad’la görüşme için 2023 seçimleri sonrasını işaret etse de, öne alınması sürpriz olur mu?

Bence olmaz.

Sisi ile tokalaşma da bunun gibi beklenmedik bir şey değildi, sadece önceden duyurulmadığı için sürpriz oldu.

O gün bugündür muhalefet bu görüşmenin üzerinde tepiniyor.

Ben şimdi size buradaki tenakuzu anlatayım.

             ***

Yahu arkadaş, Erdoğan’ın Sisi ile de, Esad’la da görüşmesini isteyen siz değil miydiniz?

Siz söylediğinizde görüşmedi, çünkü o günün şartlarında sizin istediğiniz Batılı efendileriniz adına “boyun eğdirmek”ti.

El-Bab, Afrin ve Fırat’ın doğusuna operasyonlar yapılmadan, İdlib kontrol altına alınmadan önce sizin istediğinizi yapıp “boyun eğse” Suriye’nin kuzeyinde terör devleti çoktan kurulmuştu.

Yani, Erdoğan önce planları bozdu, Türkiye’nin yumruğunu tam ortaya vurdu, şimdi terör devletçiğinin son kalıntılarını ortadan kaldırmak için Esad’la iş birliği yapmayı konuşabilir.

Aradaki farkı anlamak bu kadar zor mu?

             ***

Gelelim Mısır’a.

Cumhurbaşkanı uçak röportajında son cümlesinde ne diyor;
“Bizim tabii kendilerinden tek isteğimiz; bu görüşmelerle birlikte, bize karşı Akdeniz’de tavır içinde olanlara yönelik burada biz barışı ikame edelim, onunla beraber yolumuza inşallah devam edelim.”

Erdoğan burada neyden bahsediyor?

Kurtlar sofrasına dönüşen Doğu Akdeniz’den.

Bir zamanlar “Ne işimiz var Libya’da?” diyen CHP ve tayfasına laf anlatamayız ama aklıselim vatandaşımız bu adımın Türkiye’nin menfaatleri için atıldığını çok net biçimde anlar.

Onlar Libya tezkeresine de karşıydı, çünkü ülkemizin, Yunanistan’ın ve arkasındaki Batılı ülkelerin istediği hizaya girsin istiyorlardı.

Erdoğan nasıl ki sınır ötesi operasyonlarla ABD’ye ve Avrupa’ya rağmen Suriye’de güvenli bölgeler oluşturduysa, Akdeniz’de de Libya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte münhasır alanlar oluşturdu, şimdi Mısır’la görüşüyor ve röportajına dikkat ederseniz mesajını da gayet açık veriyor.

Anlaşılmayacak ne var burada?

Anormal olan bu mu, yoksa “Biz Libya’da emperyalist ülkeler gibi hareket etmemeliyiz”, “Akdeniz’de, Ege’de Batılı dostlarımız ne isterse yapmalıyız” diyen muhalefetin, henüz ortada Libya ve KKTC ile anlaşmalar yokken Sisi ile barışmaya zorlaması mıydı?

Rahatsız olanlara bakın; bir Yunanistan, bir de bizim muhalefet.

Zaten bu sebepledir ki, Erdoğan-Sisi görüşmesinin hemen ardından Yunan Dışişleri Bakanı öncülüğünde bir heyet alelacele Kahire’ye gitti.

Ülkemizin hiçbir menfaatini düşünmeden, sadece Batı’nın uşaklığını yapanlar da kendilerini artık o kadar açık etti ki!..

Türkiye 

Yorumlar5

  • Bülent DUMAN 1 yıl önce Şikayet Et
    allah razı olsun
    Cevapla
  • Fatih 1 yıl önce Şikayet Et
    Çok önemli. Devlet acilen etkili tedbirler almalı.
    Cevapla
  • Asım 1 yıl önce Şikayet Et
    Zincir marketeler yasaklanmali zincir lokanta vs. Ne varsa sermaya böylece topluma yayılır başkan olsam zincir yasağı uygularım..
    Cevapla
  • Sivasli 1 yıl önce Şikayet Et
    Bu birkaç yılda ticaretle uğraşan insanların karakterleri görülmüş oldu her şeyi hukumetlerden beklemek olmaz helali haramı herkesin gozetmesi gerekir harama en çok bu millet tenezzül ediyor ne yazikki
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    Fiyatlardaki artış son bir ayın işi değil yaz aylarında zamlar fren yapmıştı bir miktar eylülle birlikte tekrar gaza bastılar son bir ayda dahada yoğunlaştılar patates soğanla beraber süt ürünleri süt peynir yoğurt kaymak ayran kefir 10-15 içinde iki kere zamlandı yumurta deterjan yine öyle 60 tllik malı 80 küsure çıkardılar yani tek seferde yüzde 30-35 zam yapıldı
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat