Hamas’ı bir gün İsrail’le kol kola görseniz ne dersiniz?

  • GİRİŞ03.03.2024 08:56
  • GÜNCELLEME03.03.2024 08:56

Durduk yere bu saçma fikir nereden çıktı?” diye düşünüyorsunuz değil mi!...

 

Anlatacağım.
 

***
 

28 Şubat zulmünü ve siyasi ayağında CHP’nin başı çektiği darbeci şebekenin yeni fırsat kolladığını analiz ettiğim önceki yazıda “Sanki onlar İsrail’di, millet Filistinliler” demiştim.
 

Darbecilerin İsrail adına hareket ettiklerini ‘tank modernizasyonu’ gibi baskılardan, hatta “Darbeyi İsrail’le iyi ilişkiler için yaptık” beyanatlarından zaten biliyorduk ama, sadece buna dikkat çekmek, bir ayağı eksik bırakıyordu.
 

Ona da şu cümleyle dikkat çekmiştim;
 

“Ankara Sincan’da düzenlenen Kudüs Gecesinin ardından aynı yerde yürütülen tanklar, milleti ‘birbirini besleyen göstermelik düşmanlar’ İran ile İsrail’in istihbarat oyunlarının tam ortasında, kendi ordusuyla karşı karşıya getirmişti.”
 

Şimdi burayı biraz daha açalım.
 

***
 

Söyleyeceklerimizin daha kolay anlaşılması için önce bugün Gazze’de olanları ve Gazze üzerinden Türkiye’de kimlerin, ne yapmaya çalıştığını doğru tahlil edersek, 28 Şubat’ta Filistinli muamelesi gören mütedeyyin Anadolu insanının ne büyük badireden geçtiğini daha kolay çözeriz.
 

İsrail’e bu vahşetin yolunu açan 7 Ekim karanlık saldırısının ardından Gazze’nin geldiği durumu görüyorsunuz.
 

İki milyondan fazla mazlum kardeşimiz bombaların, silahların altında aylardır aç, perişan.
 

Batı, 7 Ekim bahanesiyle, onlar için bir şey yapmamanın ötesinde, aksine İsrail’e her türlü yardımda bulunuyor.
 

Peki, İsrail’in bu hunharca soykırımına ve Filistin’in tamamını işgaline kılıf olan 7 Ekim’in üzerindeki perdeyi kaldırıp, cevapsız kalan soruları aydınlatabildik mi?
 

Hayır.
 

***
 

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, saldırıdan iki hafta önce, 22 Eylül’de BM’de gösterdiği Filistinsiz İsrail haritası…
 

Mısır istihbaratının “Üç gün önce Mossad’ı uyardık” açıklaması…
 

CIA’in sızdırdığı “Saldırı istihbaratını Başkan’la paylaşmıştık” bilgisi…
 

İsrail iç istihbarat birimi Şin Bet’in Başkanı Ronen Bar’ın, olağanüstü hareketliliği ve Hamas’ın saldırı amaçlı hazırlık yaptığını İsrailli üst düzey generallerle paylaştığı, ancak buna rağmen tedbir alınmadığı haberi…
 

İsrail’in saldırıdan iki gün önce, yani 5 Ekim’de sınırdaki komandoları çektiğini kabul etmesi, borsada günler öncesinden dikkat çekici satışlar yapıldığının ortaya çıkması…
 

İsrail tarafında asıl katliamı Hamas’ın değil, İsrailli pilotların yaptığı tespit edilmesine rağmen, dünya kamuoyunda oynanan tiyatro ve asıl tezgâhın, kurulan tuzağın görmezden gelinmesi…
 

Yıllardır zulüm altındaki Filistinli saf, temiz kardeşlerimizin 7 Ekim’de yaşadıkları ‘bir yumruk da biz attık’ hazzını anlamak elbet mümkün; lakin önemli olan netice değil mi?
 

Bakın, şimdi bunların hepsini unuttuk, sadece Gazze’deki vahşeti konuşur olduk.
 

***
 

Ya Gazze’de en çok efelenen İran’a ve ülkemizde hem İsrail, hem İran adına propaganda yapanlara, bunların Türk hükûmetine karşı siyasi ittifaklarına ne demeli?
 

Hamas’ın iki yıl önce filmini çektiği ve neredeyse birebir uyguladığı 7 Ekim saldırısı sonrası “Gazze’ye girerse İsrail’i vururuz” diye efelenen İran’ı çok sorguladık. Ne yaptı İran?
 

ABD ve İsrail önce Tahran’ın 7 Ekim’deki sorumluluğuna işaret etti, sonra ‘parmağı yok’ diye tevil etti.
 

O süreçte ne oldu da fikirleri 180 derece değişti?
 

Ve İran’ın, senelerdir bloke edilen 23 milyar dolarının tam da bu süreçte serbest bırakılması tesadüf müydü?
 

***
 

Siyonistlerin arzımevut olarak gördüğü coğrafyada yıllardır yüz binlerce Müslümanı katleden İran’ın, gerçekte kiminle ittifak hâlinde olduğunu Irak’ta Saddam sonrası aldığı paydan da görmüştük zaten.
 

Akabinde Suriye’de ve daha bölgedeki pek çok ülkede.
 

Türkiye’de üzerinde pek durulmayan mesele, içimizdeki İsrailciler kadar faal olan İrancılar.
 

Misal; 7 Ekim’le birlikte Gazze’de izlediğimiz filmi, 28 Şubat’ta biz yaşadık.
 

O gün İslam dinarı gösterip, Kudüs Gecesi organize edip, İsrail hizmetkârı darbecilere bahane oluşturanlar, bugün de Gazze için içi yanan vatandaşı kışkırtarak kendi ülkesini, yani Türkiye’yi İsrail’e mal satma gibi bahanelerle köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.
 

Bugün Gazze’deki mazlumları İsrail’in namlusuna hedef yapan derin akıl, 27 yıl önce de mazlum Anadolu insanını İsrail uşaklarının namlusuna sürüyordu özetle.
 

Belki o günlerde pek çoğumuz anlayamıyorduk olan biteni…
 

Ama şimdi 28 Şubatçılarla aynı tarafta, hele hele 28 Şubat’ın ve 27 Mayıs’ın mimarı CHP ile kol kola yürüdüklerini görünce açılıyor gözümüzün önündeki perdeler.
 

Misal; düşünün ki aradan yıllar geçecek ve bir gün Hamas, İsrail’le kol kola girecek, siyonistlere karşı mücadele edenlere cephe alacak!
 

Bugün böyle bir şeyin olacağını tahayyül edebilir miyiz?
 

27 yıl önce biz de etmezdik.
 

Lakin, son birkaç yıldır şahit olduğumuz üzere, 28 Şubat’ın hedefindeki Refah Partisinin devamı olduğunu söyleyenlerin, 28 Şubat zihniyetiyle mücadele eden AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında CHP ve 28 Şubatçılarla ile birlikte saf tutması nasıl ve ne ile izah edilebilir?
 

Hele hele bunların, merhum Necmettin Erbakan’ın hapse atılmasını Erdoğan’ın engellediğini cümle âlem bilirken “Erdoğan hocamızı hapse attırmaya çalıştı” yalanını hiç utanmadan söyleyebilecek kadar ileri gitmesi sadece ‘siyasi hırs’ ile izah edilebilecek bir şey midir?
 

Üzülerek gördüğümüz şu ki, bunların meğer CHP ve 28 Şubatçılarla gerçek anlamda bir kavgaları yokmuş!
 

İzahı mümkün olmayan bu tablodan ibret alınacak yer; Gazze.
 

Ellerine fırsat geçtiğinde asgari ölçekte neler yapabileceklerini unutan varsa örnekleri 27 yıl öncesinde.
 

Acı söylüyorum, ağır söylüyorum, ama her şey ortada.
 

İran’dan aldıkları işaretle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni savaşa sokmaya, Gazze üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalışanların, aynı cümleleri bir kere bile İran aleyhine kurduklarını görmezsiniz.
 

Öyle bir samimiyetleri olsa, hiç değilse “Bize ne Gazze’den?” diyen içimizdeki İsrailcilerle seçim ittifakı yapmazlardı zaten.
 

Anlayana bu kadarı yeter deyip, sözü Necip Fazıl’ın Sakarya şiirine başladığı dizelerle bitirelim.
 

Ne diyordu üstat;
 

Zindan iki hece, Mehmed’im lafta!
 

Baba katiliyle baban bir safta.
 

Bir de geri adam, boynunda yafta…
 

Hâlimi düşünüp yanma Mehmed’im!

Türkiye

Yorumlar3

  • Bekir 1 ay önce Şikayet Et
    Yazınız herşeyi muhteşem özetliyor. Kalemine kuvvet.
    Cevapla
  • Selim 1 ay önce Şikayet Et
    Teşekkürler nefis bir aralama
    Cevapla
  • Cumhur 1 ay önce Şikayet Et
    Allah razı olsun. Yücel Bey perdeleri kaldırdı.Türkiye de CHP ile yol yürüyenlere Allah vicdan versin.SP,YRP,SÜLEYMANCILAR,YENİ ASYACILAR,İP,DEVA,GELECEK VE DİGERLERİ.Bu durum da Türkiye nin Hamas'ları.Bizdenmiş gibi.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat