Sizi rahatsız etmek için yazdım

  • GİRİŞ31.07.2022 09:01
  • GÜNCELLEME31.07.2022 09:01

Bu yaz gününde siyaset ve dünya gündeminden biraz kopmak maksadıyla Ankara’dan kısa kaçışlarımdan birini daha yaptım ve sıla-i rahim kapsamında memlekete geldim.

Gündemden istesek de kaçış yok, nereye gitsem insanlar ister istemez gündemi konuşuyorlar ve gündeme dair sualler tevcih ediyorlar.

İstanbul’daki yoğun program trafiğimi de Edremit Koca Seyit Havalimanı üzerinden çok rahatlıkla çözebiliyorum. Tüm gidiş ve gelişlerde dikkatimi çeken hava yolları artık neredeyse tüm vatandaşlarımızın bir şekilde hayatına girmiş vaziyette.

Turizm sezonu ise gördüğüm kadarı ile son derece canlı.

2021 yılında Türkiye’ye yaklaşık 30 milyon turist geldi. 24,5 milyar dolar bir gelir elde edildi ve bu rakamlar ile pandemi döneminde Türkiye dünyada en çok turist çeken dördüncü ülke konumuna yükselmişti.

2022 yılında ise hedef 42 milyon turist ve 35 milyar dolar bir gelir beklentisi var.

Asıl hedef ise 2023 yılında.

Bu yıl Edremit körfezinden tutun da Hatay’a kadar tüm sahiller olabildiğince dolu, âdeta iğne atsan yere düşmüyor.

Keza Karadeniz her geçen yıl daha yoğun bir yayla turizminin odağı hâline geliyor.

Pekiyi her yaz geldiğinde Ege ve Akdeniz’de denize girmek olmazsa olmaz bir rutin midir?

Kesinlikle hayır lakin öyle bir hava estiriliyor ki her kim yaz ayında denize gitmezse çok büyük bir ritüeli eksik yapmış gibi değerlendiriliyor. Daha düne kadar ana ve babalarımızın hayatlarında yer almayan birçok şey bugün âdeta yapılması zaruret hâline gelmiş bir ritüel gibi.

Elbette zaman içerisinde insanların refah seviyeleri arttıkça bu durum rutinlerimize de tesir ediyor lakin Anadolu’daki medeniyet havzalarından bihaber çok büyük bir güruhun tatil denildiğinde kumların üzerinde hiçbir şey yapmaksızın anlamsızca yatması nasıl ve ne ile izah edilebilir?

Edirne’de Selimiye’yi, Divriği’de taşa kazınmış bir sanat eseri olan Divriği Ulucami’yi, Doğubeyazıt’taki İshak Paşa Sarayı’nı, Çorum’daki Hitit uygarlığını görmeksizin her yaz Bodrum’a gitme telaşının izah edilebilir yönü olması lazım.

Kayseri’de, Konya’da, Amasya ve Tokat’ta, Ahlat’ta ve Diyarbakır’da Selçuklunun ruhunu teneffüs etmeden nasıl bu toprakların evladı olabiliriz?

Bu cuma günü bulunduğum Zağnos Paşa Camii’nde alnımı secdeye koyduğumda aklımdan geçen ‘Eğer Fatih Sultan Mehmed Han ile sarılıp kucaklaşmış Zağnos Paşa ile aynı mekânda secdeye vardığımın idrakinde değilsem tarih şuurumun olduğundan emin olabilir miyim?’ suali hâlâ içimi ürpertiyor.

Keza o ulu mabetten milleti istiklal mücadelesine davet eden Mehmet Akif Ersoy’u nasıl anlayabiliriz?

Zağnos Paşa minberinden Kastamonu’daki Nasrullah Camii’nin minberine uzanan ruh yolculuğunu nasıl anlayabiliriz?

Ne diyordu Mehmet Akif meşhur Nasrullah Camii’ndeki vaazında?

‘İslam’ın son mültecası (sığınağı) olan bu güzel toprakları düşman istilası altında bırakmayalım. Yeisi, meskeneti, ihtirası, tefrikayı büsbütün atalım, azme, mücadeleye, vahdete sarılalım. Cenab-ı kibriya Hak yolunda mücadele için meydana atılan azim ve iman sahipleriyle beraberdir.’

Anadolu’yu karış karış gezmeden bu toprağın kıymetini bilmem ne koyunda denize girerek mi anlayacağız?

Kültür ve medeniyet anlayışımızı sadece alengirli sofralarda ahkam keserek mi keşfedeceğiz ve tekâmül ettireceğiz?

 

Kültürel iktidar

 

Ne diyordu Yahya Kemal Beyatlı ‘Kökü mazide olan atiyiz’

Öyle miyiz gerçekten?

Kökümüzün çok derinlerde olduğu bir hakikat lakin biz bunun ne kadar farkındayız acaba?

Kaçımız Anadolu, Suriye, Irak ve Kirman Selçuklularından haberdar?

Bursa’da ikamet eden kaç kişi Orhan Gazi’yi hakkını verecek ölçüde biliyor, İnegöl ilçesinde mukim vatandaşlarımızın kaçı bu toprakları vatan eyleyen Geyikli Baba’yı hakkı ile biliyor?

Bu vesileyle konuyu hakkı ile ele alan muhteşem eseri ‘Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler’ için merhum Ömer Lütfi Barkan’ı rahmet ile yâd ediyorum. Yoksa Anadolu’ya Azerbaycan-Hoy’dan geyikler üzerinde gelen Geyikli Baba’dan nasıl haberdar olurduk?

Zaviyelerin bu toprakların bize ait olma noktasındaki fonksiyonunu bu anlam genişliği içerisinde nasıl anlayabilirdik?

Bu hakikatlerden mahrum bir nesil yetişirken mahallî idarelerin konser ve şarkıcı düşkünlüklerini ne ile izah edebiliriz?

Kökleri mazide olan atiyi nasıl inşa edeceğiz?

Gençlerimizi asla suçlamam lakin büyük bir çoğunluğunun sosyal medya hesaplarında sadece kum ve güneşin olması sadece beni mi ürkütüyor?

 

Bir diğer sorun da evlenme masrafları

 

Anadolu’da yaz ayları aynı zamanda evlenme zamanıdır. Araya bir de pandemi girince ertelenen birçok evlilik bu yaz yapılıyor.

Bu yaz katıldığım kaçıncı evlilik töreni hatırlamıyorum ama benim gündemim evlilik merasimi denilen kutlamaların artık şirazesinden çıkmışçasına kutlanması.

Zaten asgari bir ev için ihtiyaç duyulan ev eşyasının alınması büyük bir maliyete erişmişken bu kadar şaşalı düğün merasimlerinin yaygınlaşması evlilik müessesini de derinden etkilemiyor mu?

Nasıl olsa bir kez olacak mantığı ile hareket edince bir düğün merasiminin masrafı orta hâlli bir ailenin birkaç yıllık birikiminin heba edilmesine yol açıyor.

Bu aile denilen anlayışımıza çok derin darbeler vuruyor.

Zaten kendini yenileme yüzdesinin altına düşmüş olan doğurganlık oranımız bu gidişle daha da düşecek.

Bu hâlimizle nasıl geleceğe dair medeniyet iddiamızı canlı tutacağız?

Sadece Aile Bakanlığının tek başına çözebileceği problem değil bunlar lakin yine de Aile Bakanlığının bu konularda bir stratejik vizyonu varsa bunu sahada görmek neredeyse imkânsız.

Kim bu işlere kafa yoracak?

Kim dertlenecek?

Bu sıcak yaz gününde düşündükçe insanın yüreğine basan konular bunlar farkındayım lakin dertlenmedikçe de tek bir problemi dahi çözemiyoruz.

Türkiye gazetesi

Yorumlar7

  • tahsin 1 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun çok güzel tespit bunlar üstadım
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Ugur 1 yıl önce Şikayet Et
    Hocam diniyle vataniyla ilgilenen derdiyle dertlen her mümine tercüman olmuşsunuz Allah razı olsun
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Mustafa ışık 1 yıl önce Şikayet Et
    Ah güzel Anadolu ve güzel insanları ne olur bozulmayın ne olur birliğimizi bozmayın bu peygamber dualı ve pey gamber sevdalı toprakların kıymetini bilelim herkese selamlar ve dualar
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • Fatih Danaglı 1 yıl önce Şikayet Et
    Çok önemli konuya değinmişsiniz. Dertlendiğiniz, kafa yorduğunuz için Allah razı olsun.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • YUSUF YILDIZ 1 yıl önce Şikayet Et
    Değerli Yusuf hocam, aziz milletimin dertleriyle dertlenen, onlara doğru teşhisler koyan ve doğru çözüm önerileri getiren nadir Anadolu evlatlarından biridir. Rabbim razı olsun.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat