İtibarsızlaştırma borazanlarını öttürmesinler de ne yapsınlar?

  • GİRİŞ15.09.2022 10:58
  • GÜNCELLEME15.09.2022 10:58

Türkiye tarihinin en kapsamlı konut projesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ile duyuruldu.

Böylece alt ve orta gelir grubundan 250 bin vatandaşımız uygun ödeme şartları ve makul fiyatlar ile konut ve iş yeri sahibi olacaklar.

Anında düğmesine basılan borazanlar ‘memleketi betona boğdunuz’ şeklinde devreye sokulmuş olsalar da gerçek böyle değil.

Sadece depreme karşı dönüştürülmesi gereken yapıları kıstas alsak dahi konu oldukça vahim. En son İzmir depremi bize bunu çok net bir şekilde yaşayarak hatırlattı.

O zamanlarda depreme karşı dönüşümün nasıl yetersiz kaldığını anlatma telaşına düşen bu kelambazlar, depremin etkisi unutulunca ‘memleketi betona boğdunuz’ diyerek sahne almaya devam ettiler.

Açıklanan bir dönüşüm projesi değil lakin şartlar ne olursa olsun Türkiye’nin sabit bir şekilde yıllık 700 bin civarında konut arzını her sene piyasaya sunması gerekiyor. Bu arzı kısa vadede yapmadığınız takdirde ilk tesirini kira fiyatlarındaki artış ile hissettiriyor. Orta ve uzun vadede ise bu durum karşınıza gecekondulaşma olarak çıkmakta.

2007-2017 yılları arasında ortalama 1,3 milyon civarında gerçekleşen konut arzı, 2018-2021 arasında çeşitli saiklerle 600 bin civarına gerileyince bu durum anında kira fiyatlarına yansıdı. Çünkü Türkiye gibi büyük bir coğrafya ve nüfusa sahip gelişen ve büyüyen ülkelerde hayatın gerçeklerinin size kendi şartlarını dayatması hiç de zaman almıyor.

Bu durum en iyi bir bisiklet sürücüsünün pedala basmadığı takdirde yere düşmesinin mukadder olması üzerinden izah edilebilir. Biz de ülke olarak iddialarımızı sürdürmek istiyorsak, her alanda pedala istikrarlı bir şekilde basmaktan başka bir yolumuzun olmadığını anlamamız gerekiyor.

Türkiye’de yaklaşık 20 milyon konut var

Türkiye’de yaklaşık 20 milyon konut var ve vatandaşlarımızın yüzde 88’i şehirlerde yaşamakta. Bu da doğal olarak büyükşehirlerimizdeki nüfusu her geçen gün daha da kalabalık hâle getiriyor. Nüfusu her geçen gün artmaya devam eden şehirlerin tüm altyapısını bu ölçekte baştan hazırlamadığınız takdirde sorunların kapımızı çalması hep an meselesi.

81 ilimizin doğalgaz, organize sanayi bölgeleri, şehir ve devlet hastaneleri, ulaşım ağları ve havalimanları ve üniversiteler ile donatılması gayretlerini buradan okumak lazım gelir.

Söz konusu konut projesinin en yoğun şekilde hayata geçirileceği şehirlerin Gaziantep, Konya, Kayseri gibi şehirler olması şaşırtıcı değil zira sadece Gaziantep’in organize sanayi bölgelerinde çalışan insanımızın sayısı yüz binler ile ifade ediliyor.

İş gecekondulaşmaya doğru bir seyir izlemeye başladığında ise oluşan altyapı sorunlarını çözmek için çok daha fazla kaynak harcamak zorunda kalıyorsunuz.

Yani bugün yapmadığınız altyapı harcamasını yarın misliyle yapmak zorunda kalıyorsunuz.

Hâlâ çarpık şehirleşmenin bedelini ödüyoruz

Ülke yıllarca içerideki kayıkçı kavgaları, darbeler, faili meçhuller ve terör saldırıları ile enerjisini yitirirken büyük şehirlerimizin tamamı gecekondu şehirlerine dönüştü.

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyük şehirlerde altyapısı ile birlikte sunamadığımız yerleşim alanları bize altyapısı olmayan "gecekondu şehirler" olarak döndü, yapamadığımız metro inşaatları bize "dolmuş" dedikleri halkın kendi başının çaresine bakmak zorunda kaldığı bir sistem olarak döndü.

Şimdi son bir gayret ile şehirlerimizi dönüştürmeye, metrolar ve raylı sistemler inşa etmeye çalışıyoruz.

Tüm bunları neden yazmak zorunda kalıyorum?

Çünkü mezkûr konut projesi açıklandığı andan itibaren itibarsızlaştırma borazanları hemen devreye girerek yine ‘memleketi betona boğdunuz’ diye gürültü çıkarmaya şimdiden başladılar. Oysa aynı grup fahiş kira artışlarından kaynaklanan rahatsızlığı da anlatan grup!..

Yani iki tarafı da keskin bıçak gibi, hangisi siyaseten işine yarıyorsa o tarafını kullanıyor.

Elbette onlar ne derlerse desinler sabit gelire sahip alt ve orta gelir grubundaki vatandaşlarımızın kampanyanın ilk gününde yaptığı rekor başvuru, projenin vatandaş tarafından tasdik edildiğinin de işaretidir. Böylelikle enflasyonun önemli bir kalemini oluşturan barınma giderlerine de kısa vade içerisinde önemli bir neşter atılmış oluyor.

Yatay mimari

Maalesef yıllardan beri Erdoğan’ın ısrarlı yatay mimari çağrılarına rağmen kendi partisinin belediyeleri dahi bu konuda başarılı bir sınav veremedi. İstanbul gibi rezerv konut alanının son derece tahditli olduğu bir il şöyle dursun Anadolu bozkırının birçok merkezine dahi çok yüksek katlı binalar inşa ettik. Bu konuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın son yıllarda başta Sayın Bakan Murat Kurum olmak üzere gösterdikleri hassasiyete şapka çıkarmakla birlikte hâlâ bu sorunun sona erdiğinden emin değiliz.

İşte böyle bir ortamda yaşanabilir mekânlar ve komşuluk ilişkileri açısından da son derece önemli olan yatay mimari ve sürdürülebilir yeşil enerji hususunun bu projede dikkate alınmasını son derece değerli buluyorum.

Borazanlar ötmesin de ne yapsın?

Havanda su döven siyasi söylemlerin yanında ülkenin yaşadığı birçok soruna tereddütsüz ve ayağı yere basan hamleler ile neşter vuran bu siyaset tarzının millet nezdinde kuşkusuz bir şeye tekabül ettiğini görebiliyoruz. Seçimlere son dokuz ay kala Erdoğan’ın daha da el yükselteceğini görmek için "kâhin" olmaya da gerek yok!

İşte bu durumda itibarsızlaştırma borazanlarını öttürmesinler de ne yapsınlar?

Türkiye Gazetesi

Yorumlar2

  • Baybars 1 yıl önce Şikayet Et
    İtibarsızlaştırmaya çalışanlar zaten şöyle dememişmiydiler; bu hükümet dünyanın en iyi işini yapsa yine de onları alkışlayacak değiliz.Bunlar haala çicek abbas filmi ve benzeri köyden indim şehire filimlerini izliyorlar ve özlüyorlar o gecekondu çamur çakıldak şehir sokaklarını herhalde?
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Semendire 1 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Alabarda çokgüzel bir konuya değinmişsiniz. Size katılıyorum.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat