'Kılıçdaroğlu yalan söylüyor', imza Kemal!
- GİRİŞ19.11.2020 11:29
- GÜNCELLEME19.11.2020 12:02
Hani, gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse, tüm düğmeler yanlış iliklenir ya…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “aday değilim” yalanıyla on yıl önce oturduğu “CHP Genel Başkanlığı” koltuğunda, ağzından bir türlü doğru bir kelime çıkmadı.
Maksadım Kılıçdaroğlu’na “yalancı” demek, değil.
Zaten “yalancı” denildiğinde, anında soluğu mahkemede alıp dava açıyor.
Fakat doğru da konuşmuyor.
Mesela!
“Biz astırmadık” dediği ve başörtülüleri “rahibe” gibi gösteren afişleri, CHP’li Avcılar Belediyesi’nin astırdığı ortaya çıkmıştı.
“Havuzlu villada oturmayacağım” diye söz verdiğinde ise Balıkesir Burhaniye’deki “havuzlu villası”nın inşaatının sürdüğü ortaya çıkmıştı.
“Hiçbir yakınıma, toplu iğne ucu kadar menfaat sağlamadım” dediğinde ise; sülâlesinden “Karabulut, Gündüz ve “Düzgün” soyadlı 100’e yakın akrabasını SSK Genel Müdürlüğü’ne yerleştireli yıllar olmuştu.
Ankara’da okula giden oğlu Kerem’i, İstanbul’da çalışıyor göstermesi…
Torunu Duru’ya 1 aylıkken sigorta yaptırması ise işin cabası.
*
15 Temmuz alçak FETÖ darbe girişimini sulandırmak için uydurulan “kontrollü darbe” yalanını tekrar etmekte bir beis görmeyen…
Sürekli eleştirdiği “Şehir Hastaneleri” için “eleştirmedim” diyen…
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un evinin CHP’liler tarafından dikizlenmesi hadisesinde, CHP Üsküdar ilçe başkanının;
“Ben gittim evin yanındaki arazinin fotoğrafını çektim…” itirafına ve CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun, “Partinin talimatı ile gitmiştir” beyanına rağmen; “oradan geçiyordu” sözleriyle, gerçeği çarpıtan…
Muharrem İnce için ortaya atılan ve bir türlü ispat edilemeyen “Külliye’ye giden CHP’li” iddiası için ise “Doğrudur” diyen de Kılıçdaroğlu’nun ta kendisiydi.
*
CHP’lilerin “seyyid” ilan ettiği Kemal Kılıçdaroğlu; Kur’an-ı Kerim’de toplam 262 ayette “yalan”ın kötülüğünden bahsedilmesine…
“Yalan”ın, münafıklığın 3 alametinden biri oluşuna…
Peygamber Efendimizin;
“Size büyük günahların en büyüğünü söyleyeyim mi?” diyerek bizleri yalandan uzak durmamız yönündeki uyarısına…
Hacı Bektaş-ı Veli’nin ise “diline sahip ol” ikazına rağmen, doğru konuşmamakta ısrar ediyor..
Hatta bu kez daha da ileri giderek, artık kendi kendini yalanlamaya başladı.
Ümit Özdağ’ın gündeme getirdiği ve Türkiye’yi 25 parçaya bölmeyi amaçlayan “ihanet anayasası” için CHP, İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi’nin görüştüğü iddialarını; “Asla söz konusu olmadı. Hayretle izliyorum” cümlesiyle yalanladı.
Oysa aynı Kılıçdaroğlu, 2 Haziran 2018’te, Çorum ve Amasya gezileri sırasında Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerinin sorularını yanıtlayarak; “Millet İttifakı olarak çalışma yaptık” diyerek, anayasa çalışması yaptıklarını itiraf etmişti.
21 Haziran 2018’te ise CHP’nin “duygusal(!)” olarak desteklediği Tele1 televizyonunda, bugün inkâr ettiği anayasa çalışmasını yaptıklarını yinelemişti.
*
Felsefeci Arnold Isenberg; “Bir kimse yalan söylerken mutlak bir biçimde karşı tarafı aldatma niyeti taşıdığı” yönündeki görüşü “önyargılı” bulurdu.
Isenberg eğer hayatta olsaydı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu görseydi, kesinlikle felsefeye tövbe ederdi.
Zira Kılıçdaroğlu’nun halkı aldatmaya çalıştığı gün gibi ortada!
Aksi olsaydı, 31 Mart yerel seçimlerinden önce verdiği “namus sözü”ne sadık kalır, CHP’li belediyelerden hiçbir işçinin kovulmasına müsaade etmezdi.
*
Peki!
CHP Genel Başkanı olduğu bu 10 yıllık süre zarfında Kılıçdaroğlu hiç mi doğru konuşmadı? diye sorarsanız…
“Başbakanlık”ın tarihe karıştığını göz önünde bulundurduğumuzda, “Yalancıdan başbakan olmaz” sözü, bu sorunun cevabı olabilir!
Zekeriya Say / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar2