Önce biti, şimdi de ölüsü kitap oldu!
- GİRİŞ16.12.2021 11:03
- GÜNCELLEME16.12.2021 11:47
Kartpostallardaki yakışıklı çocuk…
En yakışıklı, en çok aranan, en güzel gülüşlü, en uzun boylu, en güzel saçlı, en güzel gözlü, en sevilen...
Yüreği yüzünden güzel..
Beyni ise gözlerinden daha renkli..
Paylaşımcı…
Kollayan…
Çocuk saflığını yitirmemiş ama militan duruşlu…
Devrimci ama iyi küfreden bir kişi.
Kısacası bütün “en”leri bünyesinde barındıran nadide şahsiyet…
Kimden mi bahsediyorum?
Tarık Tahsin Üregül’den.
Sahne ismiyle hitap edecek olursak Tarık Akan’dan..
Yani, Yeşilçam’ın “Ferit”inden
13 Aralık 1949 tarihinde bir subay çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelen Tarık Akan, Dumlupınar üniversitesinde makine mühendisliği okurken girdiği artist yarışmasıyla salon filmlerinin aranan oyuncusu haline geldi.
Sonra, rol aldığı “Maden” gibi filmlerle ve “iş, ekmek, sosyal adalet” gibi söylemlerle devrimci(!) olarak takılmaya başladı.
Hatta yalaka basın, “Şöhret ve parayı bulmuş biri olarak refah içinde bir yaşam sürdürebilecek” iken, onun ezilenlerin dertleriyle dertlendiğini iddia etmişti.
Son nefesini Amerikan Hastanesi’nde veren Tarık Akan’ın nasıl bir hayat sürdüğünü bilmiyorum ama..
Bakırköy’de “Taş Mektep” diye bilinen özel ilköğretim okulu onundu.
2007’de yayınlanan bir habere göre, okulun yıllık ücreti 12 bin 500 dolara tekabül ediyordu.
TL’ye çevirecek olursak, öğrenci başına 185 bin liraya denk geliyor.
Bir asgari ücretlinin yaklaşık 4 yıllık maaşı demek olan bu miktar, Akan’ın “iş, ekmek, sosyal adalet” kriterlerinin parasal değerini yeterince özetliyor sanırım.
•
Sevenleri, Tarık Akan’ın devrimciliğinden bahsederken…
Onun, 12 Eylül’de hapis yatışını..
Kasım 1990’da Zonguldak maden işçilerinin eylemi sırasında orada oluşunu..
2009’daki Tekel işçilerinin eylemlerinde onları yalnız bırakmayışını..
2014’te yaşanan Soma maden kazası sonrası gerçekleşen gösterilere katılışını..
Gezi olayları sırasında yüzünde maske elinde sapan ile “ekmek almaya”(!) giderken ölen Berkin Elvan için çekilen ‘hayatı durdurun’ klibinde oynayışını anımsıyor…
Akan’ın devrimci(!)liği bununla sınırlı değil elbet…
Kendileri, 27 Mayıs ve 28 Şubat lanetli darbelerini de kutsuyordu.
Darbe döneminde yolda yaşlı bir vatandaşı döven askerin karşısında dikilecek kadar cesur olan Akan’ın, devletin hakimini gözünü kırpmadan öldüren Yılmaz Güney ile de dillere destan bir dostluğu vardı..
Hatta Güney’in çektiği “Yol” ve “Sürü” filmlerinde başrol oynamıştı.
•
Tarık Akan, 80 darbesinin etkilerinin sürdüğü dönemde hepi topu 49 gün cezaevinde kalmıştı.
Sağcıların koğuşuna atıldıktan sonra sinkaflı küfürler eşliğinde “bu faşistlerle beni niye aynı koğuşa attınız” diyerek cezaevi yönetimine çıkıştığını ve bunun sonucunda, talebi doğrultusunda solcuların koğuşuna nakledişini sitayişle anlatmıştı.
Namazlı abdestli sağcıların koğuşundan, pos bıyıklı, parkalı solcuların koğuşuna gitmenin bedeli de cezaevinden bitlenerek çıkmak olmuştu ama.. O, bunu da fırsata çevirmesini bilmişti.
“Devrimci Tarık” cezaevi anılarını, “Anne kafamda bit var” adlı kitapta toplayarak, bitlenmesini bile nakde çevirmişti.
•
Tabii bir de katıksız bir Atatürkçü’ydü Tarık Akan.
Öyle ki…
İlk kez gittiği Anıtkabir ziyaretinde heyecandan dizleri titremeye başladığı için yürüyemeyecek hale gelerek merdivenleri çıkarken zorlanmıştı..
Atatürk sevgisini ömür boyu sürdürdüğü yetmezmiş gibi hep onun beynini inceleme olanağı olsa diye de hayıflanmıştı…
•
İşte böyle iflah olmaz bir Kemalist ve devrimci olan Tarık Akan, haliyle azılı bir mukaddesat düşmanı idi..
Öldüğünde cenazesi Teşvikiye Camii’nden kalksa da…
Vizontele filminin çekimi için 10 yıldır görmediği Hakkâri’ye gittiğinde gördüğü manzara karşısında dehşete düşmüş ve “Gitmediğim bu süre içerisinde Doğu her şeyiyle inanılmaz bir şekilde gerilemiş. Din müthiş bir hakimiyet sağlamış” diyerek uğradığı hayal kırıklığını dile getirmişti.
•
Bu yazıdan maksadım, 13 Aralık 1949 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Tarık Akan’ın 72. doğum yılını kutlamak değil elbet..
Hayatta iken her şeyi istismar eden Tarık Akan’ın, ölümünün 5. yılında istismar edilişinden bahsetmekti muradım…
Evet, bir dönem izlenme rekorları kıran, son dönemlerde filmlerinden çok siyasi kimliğiyle ve tarafgirliğiyle anılan Tarık Akan hakkında, tam da doğum gününde…
Cumhuriyet gazetesi, Mustafa Balbay imzalı bir dizi yazı yayınlamaya başladı…
Durduk yere nereden çıktı bu yazı diye düşünüyordum ki..
Meğer!..
Yakında Mustafa Balbay imzalı “Yüreği Yüzünden Güzel” başlıklı bir kitap çıkacakmış…
Eh!..
“Bit”i bile paraya çeviren sözde solcular, bu fırsatı kaçırır mı?
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol