Cem Yılmaz bu defa düşündürdü!

  • GİRİŞ06.01.2022 11:54
  • GÜNCELLEME06.01.2022 13:13

Bazılarına göre, Türkiye’nin en büyük sorunu enflasyondaki artış veya döviz kurlarındaki dalgalanma olabilir…

Kimileri de ABD’nin Dedeağaç’a yaptığı anlamsız yığınağı veya Yunanistan’ın beyhude efelenmelerini tehdit olarak görebilir.

Birileri de sırf iktidar uğruna PKK’nın Meclis’teki uzantısı HDP ile iş tutan CHP’nin “siyaset” diye yaptığı şeyin aslında ülkenin bekasına yönelik “ihanet” olduğundan şekvacı olabilir.

Bu savların hemen hepsine katılsam da Türkiye’nin en büyük sorununun bunlardan biri olduğunu düşünmüyorum.

Zira milli ve manevi birliğimiz daim oldukça, yüreklerimiz toplu vurdukça, bu tür sıkıntıların bizi sindiremeyeceğini biliyorum. 

Bu nedenle ülkemizin geleceğine yönelik en büyük tehdidin, Türk aile ve toplum yapısının ruh kökünü hedef alan eşcinsel sapkınlığın olduğunu düşünüyorum.

Bir zina kasedi sayesinde Genel Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz partisini eşcinsellerin sığınağı haline getiren..

YSK tarafından milletvekilliği başvurusu veto edildiği halde Öykü Özen adlı transseksüelin CHP’den aday adayı olmasına izin veren.. 

2008 yılına kadar sapkınlara randevu bile vermeyen CHP’yi, LGBTİ sapkınlar için Meclis’te soru önergesi verir hale getiren…

Sapkın lezbiyenlerle oturup ciddi ciddi “Dürüstlük Taahhütnamesi” imzalayan…

2012 yılında ise homolara ait LGBT Derneği’nden trans Kemal Ördek ile Kaos GL Derneği’nden Hayriye Kara’yı Gazi Meclis’te ağırlayarak bu kutlu yapıyı sapkınların yolgeçen hanına çeviren ilk parti lideri payesine kavuşan Kemal Kılıçdaroğlu…

Her ne kadar, “LGBTİ’lerin Türk aile yapısını bozmadığını” iddia etse de…

Mütedeyyin insanların oylarıyla İBB koltuğuna oturan CHP’li Ekrem İmamoğlu, LGBTİ sapkınlığına kurumsal düzeyde meşruiyet kazandırma arzusundan bir türlü vazgeçmese de…

ABD, AB, Alman Vakıfları, Soros ve SIDA’nın fonladığı, CHP’nin tüm birimleriyle açıktan destek verdiği…

Ahmet Davutoğlu’nun imzaladığı İstanbul Sözleşmesi ile de iyice zıvanadan çıkarak eşcinsel ahlaksızlığı toplumsal tabana yayma cesareti bulan sapkın homolar…

Şu anda ülkemizin bekasına yönelik en ciddi tehdit haline gelmiş durumda…

*

Halkının yüzde doksanından fazlasının Müslüman olduğunun iddia edildiği Türkiye’de “onur”suzca yürüyüşler tertip ederek, ahlaksızlıklarını şova dönüştürebiliyorlar…

İslam’ın en kutsal ayı Ramazan-ı Şerif’te sözde provokatif eylemlere imza atarak, “Şaban’la Recep’in aşkına Ramazan engel olamaz”  yazılı paçavralarla üç aylarla dalga geçebiliyorlar…

Eşcinsel sapkınlığın haram olduğunu Cuma hutbesinde ayetlerden örnekler vererek ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ı hedefe koyarak, Ankara ve Eskişehir Barolarını bile harekete geçirebiliyorlar…

Sözde  “kılavuz” adı altında ilkokullara kadar sızarak, hiçbir bilişsel aidiyeti oluşmamış çocuklarımıza kendi sapkınlıklarını empoze etmeye cüret edebiliyorlar..

“Kulüp” adı altında neredeyse örgütlenmedikleri üniversite kalmamış durumda…

Sosyal mecralarda ise tamamen hakimiyeti ele geçirmiş durumdalar. En ufak eleştiride bulunan insanların hesaplarını kapattırıyorlar.

*

Onlarla yılmadan, amansız şekilde mücadele eden Akit’i ise yargı eliyle susturmak için dava bombardımanına tutuyorlar.

Bununla yetinmeyerek, her ay düzenli olarak, “Akit’in homofobik nefretinin seyri” başlığı adı altında gazetemizi ve köşelerinde LGBTİ sapkınlığını eleştiren yazarlarımızı hedefe koyuyorlar.

Onlardan korktuğumuz, çekindiğimiz yok ama  dışardan bazı korkanları da görmüyor değiliz..

Hiç unutmam…

İstifa ederek görevinden ayrılan 27. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in açtığı bir davada bile tedbir alma gereği duymayan mahkeme hâkimi, hemen ardından girdiğim ve LGBTİ’lerin bana açtığı davada polis çağırıp,  güvenlik önlemi alma gereği duymuştu. 

*

Tevafuk bu ya!

Hiç sevmediğim.. Hatta, geçen sene tam da bugünlerde, çevirdiği filmlerde,  “cinselliğe”, “dekolteye”, hatta bırakın İslami açıdan tıbbî olarak da bir davranış bozukluğu kabul edilen “zoofiliye” yer verdiği için eleştirdiğim Cem Yılmaz, şimdilerde işte bu azgın kitlenin son hedefi oldu. Cem Yılmaz, dijital TV platformu Netflix için hazırladığı gösterisinde, homofobik olmadığını vurguladığı halde eşcinsel sapkınların oluşturduğu baskıyı anlatmak için sarf ettiği,

“Homofobi… Gerçekten çok acayip hassasiyetleri var. Homofobik bir öykü anlatıyorum. Birileri diyor ki, homofobik hikaye anlatıyorsun. Ya homofobi yok mu? Ben homofobik değilim ama ispatlamak zorunda kalıyorsun anladın mı? O çok saçma. Cinsel tercih diyorsun biri hemen düzeltiyor seni. Cinsel tercih değil lan yönelim! Dur abi ne kızıyorsun” şeklindeki sözleri nedeniyle yerden yere vuruluyor. Artık güldürmediğini söyleyenden tutun da her türlü hakarete maruz bırakılıyor. 

*

Düşünün…

Artık sapkınların, hayatını argodan, belaltı esprilerden kazanan Cem Yılmaz gibi bir şovmenin durum tespitine bile tahammülleri kalmamış durumda.. Ağzını açanı linç ediyorlar. Bize yaptıklarını, varın siz tahmin edin. Olay çığırından çıktı, Milli Güvenlik sorunu haline geldi. Bu saatten sonra “gay”, “lezbiyen” gibi kavramlarla kafa ütülemek yerine doğrudan harekete geçmek gerekiyor. LGBT aktivizminin yasaklanmadığı her gün ülkemizi biraz daha dipsiz bir uçuruma yaklaştırıyor.

Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar1

  • TÜRKİYE 2 yıl önce Şikayet Et
    İnşallah
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat