Peki, yalancıdan cumhurbaşkanı olur mu?

  • GİRİŞ15.09.2022 10:55
  • GÜNCELLEME15.09.2022 10:55

İBB adayı olduğu sırada İstanbul’u çok iyi bildiğini ileri sürerek, “Ben Nurtepe’yi de biliyorum, Kağıttepe’yi de biliyorum” dedi. Oysa “Kağıttepe” diye bahsettiği semt Kağıthane’ydi.

Akdeniz Bölgesi’nde bulunan Mersin için “Güneydoğu’nun incisi” dedi. 

Iğdırlılara, “Sevgili Ardahanlılar” diye seslendi. 

Kocaeli’nin ilçesi İzmit’i “büyükşehir” ilan etti.

Çorum’un ciddi ihracat yapan bir ülke olduğunu söyledi. 

Fındık yetişmeyen Şanlıurfa için, “Fındığın %42’si Şanlıurfa’da yetişir” iddiasında bulundu.

Katıldığı Rize Günleri ile ilgili mesajında, “tulum”u etek giyen İskoçların milli çalgısı “gayda” ile karıştırdı. 

Fenerbahçe hayranlığının nereden geldiğini soran gazetecilere, “Çocukluğumuzda Lefter çok iyi bir kaleciydi, ondan etkilenip Fenerli oldum” dedi. Lefter’in kalecilik yapmadığının  hatırlatılması üzerine, “Sanırım bir ara yaptı” diyerek bozuntuya vermemeye çalıştı.

Kendisine verilen “Mit’çiler tutuklandı” notunu “Çiller de tutuklandı” şeklinde okudu.

Başkan Erdoğan’ı eleştirmek isterken “Biz Sayın Başbakan gibi söz verip de sözünün arkasında duran bir insan değiliz” cümlesini kullandı. 

Hz. Ali’yi “İslam düşünürü” yaptı. “Allah’tan korkmuyoruz” ifadelerini kullandı. 

Yürüyen merdivenlere ters binmesini saymıyorum bile. 

*

Bir ara çarkları ve gafları ile gündemden düşmediği için ismi “Çarkçı Kemal’e” çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, lakabını “Bay Kemal” ile değiştirdiğinde düzelir diye bekliyorduk ama nafile…

Önceki gün partisinin grup toplantısını gerçekleştirmek için gittiği Sakarya’da, Ankara’nın Haymana ve Polatlı ilçelerinde yapılan Sakarya Meydan Muharebesi’nin, Sakarya’da yapıldığını söyledi.

Allah’tan, bu gafının ardından Zonguldak’ın yaklaşık 170 km kuzeyinde, Karadeniz’in ortasında yer alan Sakarya Gaz Sahasını, Sakarya ilinde sanıp ziyaret etmeye kalkışmadı.

Tam “güldük, eğlendik” derken.. 

Bu kez de Ankara’da ülkücü bir grupla bir araya gelen ve “Bozkurt Kemal” sloganıyla karşılanan Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerçekte ‘ülkücülerle” toplanmadığı ortaya çıktı.

Bay Kemal’in, “Bizim 2 kırmızı çizgimiz var; bayrağımız ve vatanımız” şeklinde hamaset nutukları atarak takıyyenin dibine vurduğu sözde ‘ülkücü’ toplantısının, aslında Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yapan Deniz Demir tarafından kurguladığı, katılanların da Demir’in amcası Metin Demir’in kurduğu Ardahan Göle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeleri olduğu belirlendi. 

*

İşte asıl tehlikeli olan da buydu. 

Zira attığı sadece 26 iftiradan dolayı 2 trilyon lira tazminat ödemeye mahkum olan Kılıçdaroğlu farkında olmadan gaf yapsa da, bilerek ve isteyerek sistematik yalanların içinde yer alıyor.

Dolmabahçe görüşmesi sırasında Başkan Erdoğan’ın eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a, “Sen hükümete muhtıra ver, biz de sana üstün hizmet madalyası verelim” dediğini iddia etti. Bir gazetecinin, “Efendim, önce muhtıra verildi, sonra Dolmabahçe görüşmesi oldu” şeklindeki uyarısı üzerine, “Olsun bu benim görüşüm” cevabını vererek, yalanda ısrar etti.

Deprem bölgesinde giderek arkasındaki çadırın üzerinde kocaman puntolarla Türk Kızılay’ı yazdığı halde, “Tek bir Kızılay çadırı görmedim” dedi.

Deniz Baykal’a kurulan kaset komplosuyla ilgili “Ben gözlerimle gördüm. Bir değil birden fazla kaseti izlediğini gördüm” diyerek Cumhurbaşkanı’nın söz konusu kaseti izlediğini öne sürdüğü halde… Önce “Görüntüleri getiren kişiler maskeliydi yüzlerini göremedim” dedi, akabinde “Hatırlamıyorum” diyerek kendi sözlerini inkar etti. 

Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın “Saray’a çıkan CHP’li” iddiasıyla ilgili katıldığı bir TV programında, “Ben şaşırmadım. Doğrudur” dedi. Gelen tepkiler sonucu köşeye sıkışınca, ‘Doğrudur’ diyen kendisi değilmiş gibi, “Gidenlere dair bir bilgim varmış gibi çarpıtılmak isteniyor” ifadesini kullandı.

6 Kasım 2016’da olağanüstü toplanan MYK’da “ByLock kullanan 4 bakanı ve 60’a yakın vekili açıklayacağız” dedi. Akabinde, “AKP içinde 120-180 civarında ByLock’çu milletvekili var” diyerek rakamı yükseltti. Ancak aradan geçen 6 yıla rağmen bir kişinin bile ismini açıklayamadı. 

Yetmedi, 15 Temmuz darbe girişiminde aktif rol alan FETÖ imamı firari Adil Öksüz’ün MİT elemanı olduğunu iddia ederek, ‘öldürülebileceğini” söyledi. Kılıçdaroğlu iddiasını ispatlayamazken, MİT’ten anında yalanlama geldi. 

Beştepe Külliyesi’nde ‘altın kapaklı klozet’ olduğu iddiasında bulundu. Erdoğan’ın altın klozet iddiasını ispatlaması gerektiği sözleri karşısında, “Ben Saray demedim. ‘Ankara’daki Beyler” dedim yiyerek sözlerini inkâr etti. 

CNN Türk canlı yayınında “Biz hapiste hasta yatan PKK’lıya da gittik, DHKP-C’liye de gittik. Hiç ayrım yapmadık” diyen Kılıçdaroğlu, Habertürk’te konuyla ilgili soru üzerine, “Sözde ben hastaneye PKK’lıları ziyarete gitmişim. Ya pes ya, pes yani. Adam biraz Allah’tan korkar. Ben hiçbir yerde ziyaret etmedim. Oruçlu ağızla bu kadar yalan söylenmez” diyerek inanılmaz bir çarka imza attı.

*

Tüm bu yalanları ve daha fazlasını sıralayan Kılıçdaroğlu, Sakarya ziyareti sırasında altılı masanın gizli ortakları olduğuna yönelik eleştirilere “safsata” diyerek tüm Türkiye’nin gözlerinin içine baka baka HDP ile olan gizli ittifakı inkar etti. Tabii bu sözleri duyunca, aklıma Kılıçdaroğlu’nun yıllar evvel söylediği, “Yalancıdan Başbakan olmaz” sözü geldi.

Anlaşılan Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı olacak kişinin yalancı olup olmamasını pek umursamıyor!

Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar1

  • mahmut 1 yıl önce Şikayet Et
    Köyün birinde " Yalan kesen " lakaplı biri yaşarmış. Bir gün köy kahvesinin önünden geçerken kahveden birisi laf atar, - Yalan kesen bi yalan söyle de öyle git. Yalan kesen - Yalanın sırası mı, köye kaymakam gelmiş ortalıkta ne muhtar var ne aza var. ben şimdi onları aramaya gidiyorum der. Kahvede oturanlar sağa sola koşturur muhtar ve azaları bulurlar. ancak köye ne kaymakam nede yetkili kimse gelmemiştir.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat