Muhtemelen son hamlesi “yalvarmak” olacak!
- GİRİŞ17.08.2023 08:48
- GÜNCELLEME17.08.2023 08:48
Malum kaset sonrası CHP Genel Başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu, “Kesinlikle aday olmayacağım” dediği halde bir hafta sonra çark ederek ilk önce Deniz Baykal’ı harcadı.
Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz, “Biz arkadaşlarımızı satmayız” şeklinde beylik laflar eden Kemal Bey, ardından kendisine liderlik yolunu açan Önder Sav’ı saf dışı bıraktı.
Akabinde kendi sözünden çıkmayan Gürsel Tekin’i…
Otobüsten inerken kendisini eliyle engelleyen Hakkı Süha Okay’ı…
Kemal Anadol’u, Mesut Değer’i, Ahmet Ersin’i, Çetin Soysal’ı, Kadir Özbek’i, Yılmaz Ateş’i, Mustafa Özyürek’i ekarte etti...
Daha sonra ise kendisine CHP’nin kapılarını açan eski Genel Sekreter Mehmet Sevigen’i adeta bozuk para gibi harcadı.
Adeta bir “siyasetçi öğütme makinesi” gibi hareket eden Kılıçdaroğlu, 2014 yılında yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığına gösterdiği Mustafa Sarıgül’ü de önce yolsuzluk dosyalarının dizildiği bir rafın önünde durarak hizaya getirdi…
2019 yılına gelindiğinde ise Saırgül’ü “üzgün ve kırgın” bir halde CHP’ye veda etmek zorunda bıraktı.
Kılıçdaroğlu’nun en vahşi şekilde harcadığı ve deyim yerindeyse “siyasi hayatıyla oynadığı” isim ise Muharrem İnce oldu.
2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, CHP’nin adayı İnce’yi, “Gel bakalım Muharrem” sözleriyle kürsüye çağırarak, küçük düşüren..
Sonrasında, Sözcü gazetesinin İnce’ye yönelik, “Külliye’ye giden CHP’li” operasyonuna, “Doğrudur” diyerek destek veren Kılıçdaroğlu…
Tek aday olarak girdiği CHP’nin 37’nci kurultayında, rakip olarak gördüğü Muharrem İnce’yi tuvalet kapısının dibine oturtarak CHP’den istifa etmek zorunda bıraktı.
*
Tasfiye işlemlerinin ardından CHP’yi ulusalcı yapısından uzaklaştırarak bugünkü mezhepçi haline getiren ve partide “tek adam diktası” ilan eden Kılıçdaroğlu, 2019’daki yerel seçimlerinden beri de Ekrem İmamoğlu’nu gözüne kestirmiş durumdaydı.
Zira Kemal Bey, oluşan kirli ittifak sonucu İBB Başkanlığını kazanan, sermayenin ve küresel güçlerin desteğini alan Ekrem İmamoğlu’nun, orta ve uzun vadede CHP liderliğine göz dikeceği ve 2023’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak isteyeceği ihtimalini hep göz önünde bulunduruyordu.
Bu yüzden, 31 Mart seçimleri sonrası yaşanan onca tartışmaya rağmen İmamoğlu mazbatasını alırken yanında olmadı.
4,5 yıllık süre zarfında mecbur kaldıkça Saraçhane’de bulunan İBB binasını ziyaret etmeyerek, İmamoğlu’nun ayağına gitmedi.
Küresel emperyalist ülkelerin büyükelçilerinin İmamoğlu ile yaptıkları gizli toplantılardan haberi olmadığı halde, görüşmelerin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini söyleyerek İmamoğlu’nun karizmasını çizmeye çalıştı.
İmamoğlu sürekli, “Kemal Kılıçdaroğlu’na hayranlık duyduğunu” söylediği halde, Kemal Bey hep mesafeli durdu.
Kendi adaylığına karşı çıkarak 6’lı masaya İmamoğlu’nu dayatan İP lideri Meral Akşener’in planını, ittifakın minik ortaklarına bol kepçeden vekillik dağıtarak bozmayı bildi.
14-28 Mayıs seçimlerinde aldığı ağır yenilginden beri soğukkanlı davranarak, sakinliğini koruyan ve yenilgiyi bile fırsata çevirerek CHP’deki yetkileri elinde toplamayı bilen Kılıçdaroğlu, şimdi de İmamoğlu’nu siyaset sahnesinden yavaş yavaş siliyor.
Kendi büyüttüğü rakibinin sonunu yine kendi usulünce hazırlıyor.
29 Mayıs sabahı kameralar karşısına geçerek sözde “değişim” vurgusu üzerinden Kılıçdaroğlu’na isyan bayrağı açan…
11 Haziran’da, “Menzile yürüme hususunda net olarak kararlıyım” diyerek, adaylıkta kararlı olduğunu ilan eden…
4 Temmuz’da, “iktidaricindegisim.org” adlı uyduruk bir internet sitesini kurarak sözde kamuoyunun nabzını ölçmek isterken, 200 bin mesaja zar zor ulaşan…
19 Temmuz’da CHP’nin ağır topları ile darbe toplantısı ifşa edildikten sonra, toplantıya katılanları satan…
Eski CHP Genel Başkanları Hikmet Çetin ve Altan Öymen ile eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’dan aradığı desteği bulamayan Ekrem İmamoğlu…
Kemal Bey’in karşısında o kadar aciz kaldı ki son olarak önceki gün düzenlediği toplantıyla güya yeniden İBB Başkanlığına aday olduğunu duyuracakken, orada da “ben adayım demedim” diyerek çark etmek zorunda kaldı.
Kendisini “Gençlerin Demokrat Amcası” olarak pazarladığı halde kurduğu mezhepçi kadro sayesinde adeta “Ezeli Şef” konumuna evrilen ve CHP’lilerin bile “çadır tiyatrosu” olarak değerlendirdiği kongrelerle koltuğunu sağlama alan Kılıçdaroğlu’nun gücünü geç de olsa gören İmamoğlu…
Muhtemelen bir sonraki adımında, siyasetten silinmemek için Kemal Bey’e yalvaracaktır.
Fakat artık çok geç…
CHP liderliğini kendisine altın tepside sunan Önder Sav’ı, sözünden çıkmayan Gürsel Tekin’i, her gün yıkama yağlama çeken Mustafa Sarıgül’ü harcayan Kılıçdaroğlu, seçildiği günden beri her türlü şımarıklığı yapan İmamoğlu’na bu saatten sonra CHP’de hayat hakkı tanımaz.
Yeni Akit
Yorumlar1