Dümbelekçi yine içinden geçenleri yazmış!

  • GİRİŞ07.09.2023 08:10
  • GÜNCELLEME07.09.2023 08:10

Müjdat Gezen…

Hep “usta sanatçı” diye pazarlanıyor ama ortada ustalığını tescil edecek bir esere rastlamak neredeyse imkânsız.

En çok bilinen ve bir “ayı oynatıcısını” canlandırdığı “Darbukatör Bayram” tiplemesiyle özdeşleşmiş durumda.

Bir ara; “Muzurevi” diye bir oyun sahnelemişti fakat Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi oyunun çalıntı olduğunu tescillemişti.

Tabii bir de yayımlanamayacak kadar kötü bir filmi var.

İsmi “Homoti.”

Müjdat Gezen, kauçuktan yapılmış ucube bir kostümü yeğenine giydirip kendince bir “uzaylı” filmi çekmişti. 

Gezen, uzaylı karakterine “Homoti” ismini; “efemine” yani “kadınsı” olduğu için uygun görmüş.

Anlayacağınız, dünya henüz uzaylıların varlığını tartışırken, Müjdat Gezen çeke çeke; uzaylının bile “cinsel sapkın” olanının filmini çekmiş.

İnternete düşen film, şimdilerde dalga geçmek için izleniyor.

Ateist yazar Aziz Nesin bile geçmişi hayli eskilere dayanan rezil filmi gördüğünde;

“Rezalet, sakın yayınlama bunu” diye uyarmış, Müjdat Gezen’i...

*

Rol arkadaşı olan ayıya bile “Pakize” ismini veren Müjdat Gezen, bir zamanlar “çapkınlar kralı’’ diye anılıyormuş.

Zira Gezen’in, gördüğü tüm kadınlara “yükselmek” gibi bir huyu varmış.

Zaten bu iğrenç huyundan, anılarını anlattığı “Galiba Ben Sanatçıyım” adlı rezil kitabında, kendisi de bahsediyor.

Güya ilişki yaşadığı kadınları anlatırken onların isimleri yerine şifreler kullanan Gezen, “Seviştiklerimi değil, aşık olduklarımı yazdım!” dediği rezil kitabı ile ilgili;

“Kitabı yazarken kendimi elbette sansürlediğim zamanlar oldu. Ben bekârken çok âşık olduğum kadınlar vardı ama bu kadınlar şimdi evlendi. Bu insanları yazmadım. ‘Yaşadığım’ veya ‘seviştiğim’ kadınları değil, âşık olduğum kadınları yazdım” diyerek, kendince yaşadığı gayrimeşru ilişkileri masumlaştırmaya çalışmıştı.

Gezen’in bu skandal savunması, o dönem kendi mahallesinde bile “gayri ahlaki” bulunmuştu.

Kitapta ismi geçen Ajda Pekkan ise Gezen’in yazdıklarının gerçekle ilgisi olmadığını ve böyle bir olay yaşanmadığını söyleyerek, kitapta yazılanlarla ilgili yargı yoluna gitmişti. 

Gezen ise, “60 yıllık hayatımın 35 yılı bekâr geçti. ‘Hiç kız arkadaşım olmadı’ deseydim çok komik olurdum...” diyerek, yaptığı rezilliği pişkince savunmaya devam etmişti.

*

Bu arada, Gezen’in “ilk aşkım” dediği kadın ise henüz 10-12 yaşındayken, hastalanan ilkokul öğretmeni yerine geçici olarak derslerine giren “Kadriye Hanım” diye biriymiş.

Çocuk yaşta iken öğretmenine asılan Müjdat Gezen, daha sonraları;

Kendinden 22 yaş küçük olan ve yine kendi ifadesiyle “hısmım” dediği Leyla Hanım diye birine yürümüş.

Evlenme istediğini annesine açtığında ise annesinin;

‘‘Terbiyesiz, sen sübyancı mısın?’’ tepkisiyle karşılaşmış. 

Belli ki Leyla Hanım, o dönem henüz reşit bile değilmiş.

Tabii, “ayı oynatmak” dışında başka bir meziyeti olmayan Müjdat Gezen’in skandalları bununla sınırlı değil… 

Bundan birkaç yıl kadar önce Halk TV’de,  Cennetmekân Sultan 2. Abdülhamid Han’ın torunu, evli ve çocuk sahibi olan Nilhan Osmanoğlu’nun iffetine dil uzatacak kadar pespayeleşmişti.

Yine Halk TV’de, Uğur Dündar’ın “Halkın Arenası” adlı programında canlı yayına katılmış, CHP’nin meşhur ilahiyatçısı Yaşar Nuri Öztürk ile “küfür”ün dibini bulmuşlardı...

Yaşar Nuri; “milletin a.. koyanların ben a.. koyacağım” derken, Müjdat Gezen de, Yaşar Nuri’ye destek vererek “ben yorgunum, benim için de koy” diyerek, seviyeyi “magma”ya kadar indirmişlerdi.

Gezen; daha sonra ise küfrün dozajını artırarak, “İçkisine karışanlara” yönelik, “Ulan, siz kimsiniz de bizi sorguluyorsunuz?.. Dallamalar!.. Kimsiniz ulan?!? Kaç paralık adamsınız da bizi sorguluyorsunuz? Diyelim ki içki içiliyor, sana ne pe..venk!?!..” demişti.

Ardından; “Pe..venk küfür değil, Azerice’de “yol gösteren demek” diyerek, kendisini izleyenlerin zekâsıyla dalga geçmişti.

Hazır “Pe..venk” demişken…

Ateist Aziz Nesin ile Müjdat Gezen, “çapkınlık arkadaşı” imiş.

“Abi” dediği Aziz Nesin, Gezen’in sekreterine aşık olduğunda…

Müjdat Gezen, Cihangir’de oturduğu evi Aziz Nesin ile sekreterine tahsis ederek, üç yıl kadar onlara orada her türlü yolu, yardımı göstermiş.

*

Hâsılı kelam;

Bugün 79 yaşını deviren ve güya “sanatçı” diye baş tacı edilen “Ayı oynatıcısı” Müjdat Gezen, önceki gün Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde skandal ifadeler kullandı…

Sırbistan’ı devirerek “Avrupa Şampiyonu” olan voleybol milli takımını göklere çıkarırken, kendince, mütedeyyin insanları “ırz düşmanı” olmakla itham etti.

“Oğlum, bacaklarına bakacağına başarılarına bak” diyerek, kendince dindar insanları “cinsel açlıkla” yaftaladı.

Henüz 10 yaşında iken ilkokul öğretmenine asılan…

Büyük-küçük demeyerek muhatap olduğu her kadına âşık olduğunu söyleyen Gezen’den mantıklı ve ahlaklı bir şeyler yazmasını beklemek, zaten safdillik olurdu.

“Testi içindekini sızdırır” diyen Mevlana gibi…

Şakşakçıları tarafından “usta sanatçı” diye pazarlanan “dümbelekçi” de bir spor müsabakasını bahane ederek bugüne kadar içinde ne biriktirdiyse, resmen onu kusmuş! 

YENİ AKİT

Yorumlar7

  • meraci83 2 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Say; Kaleminize ve zamanınıza yazık etmişsiniz ya! Şu milli ayıcımızı sanatçı diye konu edinip kaleme almışsınız ya vallahi harcadığınız zamana yazık. Yahu bu nesneyi kaleme almak ta ne ya!
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • RECEP IŞIK 2 yıl önce Şikayet Et
    'Filan içerdi... Filan fuhşa münhemikti...' diye Mülevvesatini bir bir rical-i maziye Izafe etmeye başlardi paye vermek için. 'Peki! Fezaili yok muydu söylediklerinin?' Diyen çikarsa 'müverrihlik etmedim!' derdi. Şu züppeler de, bugün ayni ruhu gösterdi. Fransiz'in nesi var? Fuhşu, bir de ilhadi; Kapişti bunlari 'yirminci asrin evladi!'
    Cevapla
  • RECEP IŞIK 2 yıl önce Şikayet Et
    Heriflerin, hani dünya kadar bedayii var: Ulumu var, edebiyyati var, sanayii var. Giden birer avuç olsun getirse memlekete; Döner muhitimiz elbet muhit-i ma'rifete. Kucak kucak taşiyor olmadik mesaviyi; Begenmesek 'medeniyyet!' diyor; inandik iyi! 'Ne var, biraz da maarif getirmiş olsa...' desek
    Cevapla
  • RECEP IŞIK 2 yıl önce Şikayet Et
    Fransiz'in nesi var? Fuhşu, bir de ilhadi; Kapişti bunlari 'yirminci asrin evladi!' Ya Alman'in nesi var zevki okşayan? Birasi; Unuttu ayrani, ma'tuda döndü kahrolasi! Heriflerin, hani dünya kadar bedayii var: Ulumu var, edebiyyati var, sanayii var. Giden birer avuç olsun getirse memlekete; Döner muhitimiz elbet muhit-i ma'rifete. Kucak kucak taşiyor olmadik mesaviyi;
    Cevapla
  • Taşralı 2 yıl önce Şikayet Et
    Eskide köylerde çerçi ler vardı halk dilinde söylenen çok güzel bir söz Çerçi sepetinde olanı satar insan oğlu ise kalbinde ne varsa Dili ona tercüman olur vesselam
    Cevapla Toplam 7 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat