Beklenen zam tamam sıra emeklilerde!

  • GİRİŞ25.01.2024 08:20
  • GÜNCELLEME27.01.2024 14:06

Muhalefet ve güdümlü medyası yıllardır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “tek adam” yaftasıyla “despotik” ve “otoriter” bir figür olarak göstermeye gayret ediyor.

Onun “Bin odalı sarayda, gününü gün eden bir lider” olduğu algısını oluşturmaya çalışıyor.

“Toplumdan uzaklaştığı, artık özellikle yoksul tabanın feryadını duymadığı” şeklinde kirli bir propaganda yürütüyor.

Gerçekte ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, İBB Başkanı seçildiği 27 Mart 1994’ten beri, mütemadiyen; “Ben size efendi değil, hizmetkâr olmaya geldim” diyerek, kendini bu milletin “hâdim”i olarak görüyor.

Her zaman tabandan gelen sese kulak veriyor.

Başkan Erdoğan, 21 yıllık iktidarı boyunca  bir yandan savunmadan sağlığa, tarımdan teknolojiye kadar her alanda hayal bile edilemeyecek hizmetlere imza atarken…

Değer yandan temel hak ve özgürlüklere vurulan prangaları bir bir kırdı.

Vesayet odaklarına karşı verdiği destansı mücadele sonrası özellikle Müslüman kesime yapılan “ikinci sınıf insan” muamelesini bitirdi.

Buna tevessül edenler, başörtülü gördüğünde “kırmızı görmüş boğa” gibi saldırganlaşanlar, artık hak ettikleri cevabı ziyadesiyle alıyor. 

Yıllarca “ceberut devlet” anlayışı altında inim inim inletilen Türk halkı, Erdoğan sayesinde “sosyal devlet” ile tanıştı. 

Bu tanışma sonucu hem vatandaş devletle barıştı hem de toplumsal adalet sağlandı.

Artık Edirne’deki vatandaş hangi hizmeti alıyorsa Hakkari’deki vatandaş da aynı hizmeti alıyor.

Dünün yöneticileri, “Şu mektepler olmasaydı, maarifi ne güzel idare ederdim!” derken…

Bugün 19 milyon öğrenci, okullar açıldığında kitaplarını masalarında ücretsiz halde buluyor.

Düne kadar engelli vatandaşlar ailelerine yük iken, bugün “evde bakım parası” ile evlerinin geçim kaynağı oluyorlar.

Maddi imkânsızlıktan dolayı sokağa terk edilen analar ve babalar, yeniden baş tacı edilir oldu. 

Aile bireyleri artık bakıma muhtaç yakınlarını evlerinde ağırlamak için kendi aralarında rekabet ediyor. 

*

“Hiç olmazsa yaşlılıkta rahat ederim” umuduyla yıllarca çalışan -didinen emekliler de geçmişte ümüğüne basılan kesimler arasında yer alıyordu.

Sanki besiliymişler gibi sürekli “kemer sıkın” denilen emekliler, üç kuruşluk maaşlarını almak için sabah namazında kuyruğa giriyor, akşam mesai bitmeden sırası gelen kendisini şanslı hissediyordu.

Haber bültenlerinde hemen her gün kuyrukta maaş beklerken son nefesini veren bir emekli haberi yer alıyordu.

Mikrofon uzatıldığında emeklilerin ağzından duyduğumuz ilk kelime, genellikle; “Her geçen gün ölüm bana daha sevimli görünüyor” oluyordu.

Bugün birileri tarafından “halkçı” diye pazarlanan ve başörtülü kadınlara “had” bildirmesiyle tanınan Bülent Ecevit, kendi iktidarında sorunlara çözüm bulmak yerine “Davulla hak aranmaz” diyerek yaşadıkları mağduriyeti dile getirmek için eylem yapan emeklileri fırçalıyordu. 

Hükümetin emeklilere yaptığı her zammı “yetersiz” bulan CHP’nin devrik lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise SSK Genel Müdürü iken emekliye bırakın zam yapmayı, ‘maaş bile ödeyemeyeceğini’ söylüyordu.

Daha da ileri giderek, “Ben olsam SSK’nın sağlık hizmeti vermesinden vazgeçerim’ diyordu.

Başkan Erdoğan ise iktidara gelir gelmez ilk iş olarak “emekli kuyruğu” ayıbına son verdi.

Başta “ücretsiz seyahat kartı”  olmak üzere birçok kolaylık sağladı.

Emeklilere yılda iki ikramiye uygulamasını başlattı.

EYT düzenlemesiyle hak kaybına uğrayan milyonlarca çalışanın mağduriyetini giderdi. 

Tabii Gezi olayları, Koronavirüs salgını, Rusya-Ukrayna savaşının oluşturduğu ekonomik baskı, Kur operasyonları ve son olarak 11 ilde yıkıma sebep olan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat ikiz depremleri derken, Türkiye’nin ekonomisi büyük darbeler aldı.

Buna rağmen devlet gerek memur maaşları, gerek asgari ücret, gerekse emekli aylıkları için elinden geleni yapmaya çalıştı.

Bu ekonomik buhranda özellikte “kök maaşı” düşük olan emekliler, artan fiyatlar karşısında ezildi.

Buna rağmen Başkan Erdoğan, yaptığı zamlarla ve verdiği 5 bin liralık ikramiye ile onlara can suyu olmaya çalıştı.

Son olarak kamu çalışanlarına ve memur emeklilerine sözleşmeden doğan haklar ile birlikte yüzde 49.25 zam yapıldığı halde, “SSK ve Bağkur”lulara yapılan zammın yüzde 37,7 olarak açıklanması sonrası, özellikle emekli büyüklerimizden çok eleştiriler aldım.

Hemen her yazımın altında, “emeklileri ne zaman yazacaksın” şeklinde sitem dolu yorumlar gördüm.

Kendi kendime bugün emeklilerin sorunlarını yazmak için söz vermiştim.

Ben dâhil bütün toplumun şahit olduğu bu mağduriyet, kendisini milletinin ve memleketinin hizmetine adayan Başkan Erdoğan’ın gözünden kaçacak değildi ya…

Son kabine toplantısında, 5 puanlık artışla yüzde 42,6’ya yükseltilen SSK ve Bağkur emekli maaş zammını, önceki gece gelen ilave zamla toplamda 49.25’e çıkardı.

Özetle…

“Kimsesizlerin kimsesi Erdoğan” tüm şartları zorlayarak atılması gereken adımı attı.

Geriye; yaşananlara kızıp, “Bir daha oy vermem” diyen emekli amcalarımızın, teyzelerimizin yeminlerini bozup, sandıkları patlatması kaldı. 

Yeni Akit

Yorumlar1

  • şahin avcı 3 ay önce Şikayet Et
    yaklaşık 5 yıldır emekli maaşı alıyorum asgariden ama çok şükür bir yandan da çalışmaya devam ediyorum ondan devletime ve Reise dua ediyorum Allah zeval vermesin diye, bu memleketin insanlarının unutma ve geçmiş hali pür melalimiz nasılmış araştırmama hastalığı var ne emekli maaş kuyruklarını ne o kuyruklarda ölenleri hatırlamaz , şükür yerine küfür eder maalesef
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat