İttihat Terakki iktidarında kurulan ve “Tek Parti” diktasında resmi ideolojiye yakın faaliyetler yürüten Millî Türk Talebe Birliği (MTTB)’nin gerçek bir “milli şuura” kavuşmasını sağlayarak adeta yeniden doğuşuna vesile olan 47. dönem Genel Başkanı ve eski Erzurum Milletvekili Rasim Cinisli, ‘Bir Devrin Hafızası’ isimli kitabında ilginç bir hatırasını anlatmıştı:

Emek Sineması’nda “Tozlu Yollar” adıyla düzenlenen bir folklor gecesinde, Erzurum yöresine ait “Bar şiirini” okuyan Rasim Cinisli’nin sahneden inişi sırasında yolunu kesen ve o dönem “TİP Genel Yönetim Kurulu Üyesi” sıfatıyla Türkiye’de sosyalist devrim gerçekleştirme hayali kuran Romancı Yaşar Kemal;

“Şiiri çok coşkulu okudun.

Belli ki Milliyetçisin.

Unutma!

Sizinle bir yere kadar birlikte yürüyeceğiz.

Son noktada sizi bırakıp devrimi biz yapacağız” demiş.

Aslında Yaşar Kemal’in bu tarihi itirafı, Türkiye’de hiçbir zaman yeteri kadar taban bulamayan sol zihniyetin, amaca giden yolda zafere ulaşmak için bu ülkenin milliyetçi ve mukaddesatçı gençlerini muhakkak kendi safına çekmesi gerektiğinin özetiydi.

Eğer bu ülkede “sol” zihniyet zafer kazanmak istiyorsa, hâlâ tek çare sağcıların desteğini almaktan geçiyor.

Nitekim bunun en çarpıcı örneklerinden biri, 2019 yılında gerçekleşen yerel seçimlerde Ankara’da yaşandı.

Siyasete ilgisi gençlik yıllarında tanıştığı “Ülkü Ocakları” ile başlayan ve MHP’de siyaset yaptığı dönemde, Devlet Bahçeli’yi “Partiyi CHP’ye benzetmekle itham” eden Mansur Yavaş, yıllarca “Türk Milliyetçisi” olarak yol yürüdüğü halde, sırf koltuk için CHP saflarına katıldı.

1980 öncesi komünizm heveslisi gruplarla çetin bir mücadele içerisinde olan ve o günlerden bahsederken;

“Komünizm insanlara mutluluk değil, açlık sefalet ve fuhuş veriyor. Bizler 80 öncesi hiçbir şey yapmadıysak, bu uğurda ölerek memleketi komünist yapmadık. Analarımızın bacılarımızın komünizm yüzünden nataşa olmalarını önledik” diyen Yavaş…

Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni kazanarak; komünistleri Meclis’e taşıyan, eşcinsellerden feministlere, sapkın oluşumlardan marjinal sol örgütlere kadar bu ülkenin değerleriyle örtüşmeyen malum odakların hamiliğini üstlenen CHP’nin bayrağını çekti.

Aradan geçen 6 yılın ardından Mansur Bey de tıpkı Yaşar Kemal’in itirafıyla sarsılan Rasim Cinisli gibi…

CHP lideri Özgür Özel’in aklındaki korkunç planla sarsıldı.

Yavaş’ın “Cumhurbaşkanlığı adaylığı” için yanıp tutuştuğunu bilen ve bu tehdidi, Ekrem İmamoğlu’nun “tek aday” olarak yarıştığı “ön seçim” tiyatrosuyla bertaraf eden Özel…

İBB'ye yönelik yolsuzluk operasyonları ve diploma iptali ile siyasi hayatı tehlikeye giren Ekrem İmamoğlu'nun önünü açmak için Yavaş’la bir müddet daha yol alma kararı aldı.

CHP lideri Özel, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada sosyalizm aşığı Yaşar Kemal’e bile rahmet okutacak cinsten ifadeler kullanarak, mealen;

“Mansur Yavaş cumhurbaşkanı seçilirse parlamenter sisteme geçilir ve yetkilerini diplomasız Ekrem İmamoğlu’na devreder. Ekrem de ‘başbakan’ olarak yürütmenin başına gelir” dedi.

Daha sarih bir ifadeyle…

“Ankara’nın ardından Beştepe’yi de Yavaş’la kazanacağız ama ona ülkeyi yönetme imkânı tanımayacağız” imasında bulundu.

Bir aralar…

Saraçhane Bülbülleri’nin dolaşıma soktuğu “konser faturaları” ile köşeye sıkıştırılmak istenmesine rağmen “Kimsenin yedeği olmam” diyerek Özel ve İmamoğlu ikilisine rest çeken Yavaş ise kendisine yönelik “Tek kullanımlık cumhurbaşkanlığı” anlamına gelen bu çirkin teklif karşısında adeta “Dut yemiş bülbüle” döndü.

Özel’in açıklamasının ardından neredeyse bir hafta geride kalmasına rağmen tek kelime etmedi.

Son kertede bütün “Ülkücü” geçmişini geride bırakarak intisap ettiği CHP tarafından yüzüstü bırakılacağını bilmesine rağmen Yavaş’ın hala sessizliğini koruması oldukça manidar…

Zira!

Mansur Yavaş’tan başka hangi Türk milliyetçisi olsa, ülkenin yönetimini yolsuzluk zanlısı İmamoğlu’na devretmeye yönelik bu “tek kullanımlık” kirli plana itiraz ederdi!

Nedense Yavaş’tan ses çıkmadı.

Şu sıralar çorba içerken bile kameralara siyah bant çektiklerini öne süren Özel ve İmamoğlu ikilisi…

Acaba olan biteni görmezden gelen Mansur Yavaş’ın gözlerine de “siyah bant” mı çekmiş olabilir mi?

POLİSE BUNU YAPAN HALKA NELER YAPMAZ!

Kundaktaki bebekten dağda vatan nöbeti tutan askerimize kadar, 40 binden fazla vatandaşımızı katleden eli kanlı teröristlere “arkadaşlar” diyen…

Kandil’in militanlarının dağda sigara izmaritlerini bile toplayacak kadar “çevreci(!)” olduğunu savunan CHP’liler, nedense aynı hoşgörüyü devletin şerefli polisine çok görüyor.

Mesela!..

“Ağaç” bahanesiyle başlayan Gezi Olayları sırasında, Ankara’da, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’na çıkan göstericiler arasında yer alan dönemin CHP milletvekili Levent Gök…

Ortalığı ateşe veren çapulculara tazyikli su sıkan polislere;

“Sizin ananızı s...., eşekoğlu eşekler” diyerek küfretmişti.

CHP’li Tuncay Özkan da 2017 yılında, Trabzon'un Maçka ilçesindeki programı sırasında, “Çekil oradan terbiyesiz, edepsiz seni. Defol oradan, it” diyerek görevli polise hakaret etmişti.

Dün de…

CHP milletvekili Adnan Beker, nefretle saldırdığı bir polisimizi kolundan tutup itekledi, makam aracını polisin üzerine sürerek ezmeye çalıştı.

Sonra da özür dilemek yerine canlı yayına çıkarak;

“Ben milletvekiliyim, Polis beni durduramaz” şeklinde esip gürledi.

CHP parti otobüsü de “dur” ihtarına rağmen taşıdığı milletvekillerinin “sür” emriyle polisimizi ezmeye çalıştı.

Özetle…

CHP’liler henüz muhalefette iken devletin polisine bu muameleyi reva görüyorsa…

Maazallah, CHP’nin iktidar olması halinde halkın başına gelecekleri siz düşünün!..

 Zekeriya SAY / Haber7