Özel’e atılan tokat ve bitmeyen saldırılar!
- GİRİŞ05.05.2025 08:42
- GÜNCELLEME06.05.2025 08:57
1 Mayıs 1959 tarihinde Uşak’ta başına “taş” atılan CHP’nin “Milli Şef”i İsmet İnönü sadece üç gün sonra, 4 Mayıs 1959'da İstanbul Topkapı'da kalabalık bir grubun saldırısına uğradı. İnönü her iki saldırıyı da ucuz atlatırken, zaman ayarlı bu “müessif hadiselere” kamuoyundan tepki yağdı.
*
13 Mayıs 1975’te, Bakanlar Kurulu toplantısından çıkan dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, gazetecilere açıklama yaptığı sırada cebinden “CHP Çankaya örgütüne ait bir seminer giriş kartı” çıkan Vural Önsel adlı karanlık bir tipin saldırısına uğradı. Burun kemiği kırılan Demirel’in yarılan dudağına ise dikiş atıldı. “Yara önemli değil ama hadise çirkin” diyen Demirel, saldırıyı önce kendisi kınadı.
*
1975 yılının Haziran ayında CHP’nin Gerede mitinginde otobüsü taşlanan Bülent Ecevit, 29 Mayıs 1977 günü ise İzmir Havalimanı’nda elim bir suikast girişimine maruz kaldı. O dönem Başbakanlık koltuğunda oturan Demirel, ülkenin huzurunu hedef almaya yönelik bu alçak girişimi önceden haber almış, kurşunların sıyırdığı rakibi Ecevit’i dikkatli olması hususunda uyarmıştı.
*
Rahmetli Turgut Özal ise 18 Haziran 1988’de, Ankara’da düzenlenen partisinin kongresinde silahlı saldırıya uğradı. O dönem “Başbakan” olan Özal, suikast girişiminin ardından yaralı halde çıktığı kürsüde, “Allah'ın verdiği ömrü, onun isteğinden başka alacak yoktur, biz de ona teslim olmuşuzdur” diyerek eşsiz bir teslimiyet örneği sergiledi.
*
Anavatan Partisi liderlerinden Mesut Yılmaz da 24 Kasım 1996'da, “Başbakan” sıfatıyla gittiği Macaristan’ın başkenti Budapeşte'de kaldığı otelin lobisinde saldırıya uğradı ve burnunu kırıldı. O dönem bazı iddialar ortaya atılsa da hiç kimse bu alçak saldırıyı kınamakta tereddüt etmedi.
*
Tarihler 13 Nisan 2010’u gösterdiğinde ise Türkiye’de, şiddetten keyif alanların bunu gizleme gereği bile duymadıkları yeni bir dönemin kapısı aralandı.
Kemalistlerin “ruhani lideri” konumundaki Yılmaz Özdil, hiç utanmadan…
Samsun’da attığı yumruk ile o dönem DTP Genel Başkanı olan DEM Partili Ahmet Türk’ün burnunu kıran saldırgan hakkında;
“Yumruğunu ‘adaletin tokmağı’ yerine koyup Ahmet Türk’ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu” diye yazı yazdı.
Sadece bir hafta sonra…
20 Nisan 2010 günü, Kayseri’de Şehit Yüzbaşı Levent Çetinkaya'nın cenazesine katılan dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız da yumruklu saldırıya uğradı. Burnu kırılan Bakan Yıldız’ı ziyaret edenlerden biri de Başkan Erdoğan’dı.
Bu kez Özdil’in çalıştığı Sözcü gazetesi devreye girerek, devletin bakanına yönelik bu alçak saldırıyı “Yumruk terapisi” başlığıyla okuyucularına duyurdu.
Ertesi yıl…
Takvimler 31 Mayıs 2011’i gösterdiğinde ise seçim gezileri kapsamında Artvin Hopa’da bulunan Erdoğan’ın da içinde bulunduğu otobüs, “Tek yol sokak, Tek yol devrim” yazılı pankartların asıldığı bir yerden geçerken, taşlı sopalı bir güruhun saldırısına uğradı.
O dönem CHP Genel Başkanı koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu, ülkenin seçilmiş “Başbakan”ına yönelik bu hain saldırıyı kınamak yerine, “Erdoğan toplumu gererek yönetmek istiyor. Rüzgâr eken, fırtına biçer” diyerek, neredeyse bir tek kutsamadığı kaldı.
Lider “nefret diline” sarılırsa tabanı neler yapmaz?
Tabii bunu öğrenmek pek de uzun sürmedi.
16 Ağustos 2013 günü Nevşehir’de düzenlenen “Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri”ne Başbakan Yardımcısı sıfatıyla katılan Bekir Bozdağ, “Hüseyin Satı” isimli bir provokatörün saldırısına uğradı.
Kemal Kılıçdaroğlu da o törenlerdeydi...
Konuşma yapmak için geldiği kürsüde Türkiye’de büyük bir infial uyandıran saldırı hakkında tek laf etmezken, yüzündeki tebessüm ise dikkat çekti.
CHP’li Umut Oran ise yüzüne su döktüğü ve yanaklarını okşadığı saldırgan Hüseyin Satı’yı alnından öperek, teselli etti.
CHP eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise “Bozdağ'a yapılan saldırı dış mı, iç mi? Mihrak açısından yani. Kınayacağım da kimi kınayacağımı bileyim. Tutun Fas'a kaçmasın bu arada” şeklinde bir tweet atarak, saldırıyla dalgasını geçti.
Derken…
CHP’nin başında iken; “Biz hapiste yatan PKK'lıya da gittik, DHKP-C'liye de gittik" diyen…
YPG militanlarından “Arkadaşlar” diye bahseden Kemal Kılıçdaroğlu, PKK terörüne dört şehit verdiğimiz günün ertesinde, 21 Nisan 2019’da Ankara Çubuk’ta düzenlenen şehit Yener Kırıkçı'nın cenaze töreninde saldırıya uğradı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu yumruklayan Osman Sarıgün adlı saldırgan “Haberlerden etkilendim. Galeyana geldim” şeklinde savunma yapsa da toplumun her kesiminden rezil saldırıya tepki yağdı.
Sözcü ise CHP’li Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı “alçak saldırı” olarak nitelendirdi.
Bizler, siyasi parti liderlerine yönelik bu saldırı furyasının artık kapandığını ümit ederken…
Maalesef dün de CHP’nin mevcut lideri Özgür Özel, biraz da korumalarının zaafıyla hem de milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in AKM’deki cenaze töreninde saldırıya uğradı.
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere tüm siyasi parti liderleri Özel’e geçmiş olsun derken, toplumun tüm kesimleri de hiçbir “mazeret cümlesinin” arkasına sığınmadan bu zaman ayarlı alçak saldırıyı kesin bir dille kınadı.
Geçmiş saldırıları neredeyse bayram havası tadında başlıklarla duyuran fondaş gazeteler ise buram buram provokasyon kokan ve evlat katili bir cani tarafından gerçekleştirilen Özel’e yönelik saldırıyı “Demokrasiye yumruk” olarak nitelendirdi.
Menfur saldırıyı bu ülkenin öz evlatlarına yıkmak isteyen CHP’li Sezgin Tanrıkulu ise koyu Atatürkçü ve CHP’li olduğu ifade edilen saldırgan Selçuk Tengioğlu’nun “Osmanlı çocuğuyum” dediğini iddia ederek, fitne tohumları ekmeye çalıştı.
Yılmaz Özdil ise “Haram yeme, yumruk ye, varsın vursunlar, dert etme” diyerek, Özel’e atılan yumruk üzerinden CHP’li belediyelerde yaşanan hırsızlıkları aklamaya çalıştı.
AK Partililere yönelik saldırılar hakkında “yumruk terapisi” manşetleri atan Sözcü ise CHP liderine yapılan alçak saldırı için “Geri adım atmak yok” manşeti attı.
Oysa bu tür ayak oyunlarına tevessül etmek ve nefreti körüklemek yerine bir kere de geri adım atıp, makul çizgiye gelmeyi deneseler…
Belki de bu utanç verici saldırılar tarihe karışacak!
Ama dert başka!
Yorumlar15