Para döşeli yollardan Beştepe’ye çıkılamaz!

  • GİRİŞ19.05.2025 09:25
  • GÜNCELLEME21.05.2025 08:59

Tarih kitapları, maddi teşvikler sebebiyle sadakat gösteren insanların zor durumda kaldıklarında nasıl kaçtığını gösteren örneklerle doludur.

Örneğin..

Milattan önce gerçekleşen ve “Paralı Askerler Savaşı” olarak bilinen “Pön Savaşları”nda Romalılar’a karşı Kartaca saflarında savaşan paralı askerler isyan etmiş, yok oluşun eşiğine gelen Kartacalılar da kiraladıkları insanların ihanetini “bön”, “bön” seyretmek zorunda kalmıştı.

Benzer kaçışlar, yakın dönemde Irak’ta ve Libya iç savaşında yaşanmıştı.

Özel güvenlik şirketlerine bağlı paralı askerlerin, zaman zaman tehlikeli durumlarda görevlerini terk ettikleri ve çatışmalardan kaçtıkları, hatta yoğun direniş karşısında geri çekilerek sözleşmelerini bile feshettikleri raporlara yansımıştı.

Victoria dönemi şairlerinden A. E. Housman, “Bir Paralı Askerler Ordusunun Mezar Taşı” adlı eserinde, Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan benzer durumu ifade etmek için;

“Yeryüzünün temellerinin dahi kaçıp gittiği saat” ifadelerini kullanmıştı.

Bu da demek oluyor ki;

Belli bir menfaat karşılığında etrafınıza topladığınız insanlar, ciddi risklerle karşılaştıklarında sizi anında yüzüstü bırakabiliyorlar.

Şu sıralar,

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik “yolsuzluk” soruşturması kapsamında 21 Mart'ta gözaltına alınan ve halen tutuklu olan Ekrem İmamoğlu da benzer bir durumla karşı karşıya kalmış vaziyette.

Kirli ittifaklar sonucu İBB Başkanı seçilen ve “cömertliği”(!) sayesinde etrafında hatırı sayılır bir kitle toplamayı başaran İmamoğlu’nun tutukluluk süresi uzadıkça ve hakkında yeni deliller ortaya çıktıkça, en yakınında tuttuğu ve nimete boğduğu insanlar, birer birer uzaklaşıyorlar.

İmamoğlu’nun gemisini ilk terk edenler, CHP’nin 38’inci Olağan Kurultay’ında pahalı hediyeler karşılığında oyunu satan CHP delegeleri oldu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonrası telaşa kapılan ve adeta “itirafçılıkta” yarışan CHP’li delegeleri, otel odalarında, pavyon köşelerinde dönen akçeli işleri tek tek anlatarak, kendilerini aklamak uğruna bu defa İmamoğlu’nu sattılar.

“Kimi kaça ve nasıl satın alacağını çok iyi biliyor” diye tarif edilen ve Türk siyasetini paranın gücüyle şekillendirmeye kalkışan İmamoğlu, asıl “satışı” ise İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası yaşamaya başladı.

Geçmişte menfaatleri sebebiyle İmamoğlu’nun yanında yer almak için can atan insanlar, şu sıralar sırf kendi başlarını kurtarmak için “itirafçılık”ta birbirleriyle yarışıyorlar.

Bir dönem İBB’nin nimetlerinden nemalanmak için her şeye “olur” diyen müteahhitler, iş insanları ve kamu görevlileri, şimdilerde “etkin pişmanlıktan” faydalanmak için savcılıklarda verdikleri çarşaf çarşaf ifadelerde bülbül gibi şakıyarak, İmamoğlu hakkında bildikleri tüm usulsüzlükleri ve yolsuzlukları en ince detayına kadar anlatıyorlar.

Çünkü içerisine dâhil oldukları veya edildikleri suç örgütünün ne boyutta dümenler çevirdiğini ve buradan yırtmanın kolay olmayacağını biliyorlar…

Bu yüzden de her biri gerçekte “pragmatik” olan bu insanlar, bu defa da etkin pişmanlık yasasının nimetlerinden faydalanmak istiyorlar.

Kuşkusuz bu isimlerden biri, Ekrem İmamoğlu tarafından “İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü” yapılan Murat Abbas oldu.

Yıllarca “PSM Genel Müdürü” olarak çalışan ve daha fazlası için “İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürlüğü” görevine gelen Abbas, “etkin pişmanlıktan” yararlanmak için bildiklerini anlattı ve tahliye edildi.

Yanında topladığı “paralı askerlerle” operasyon çeken ve önce CHP’yi dizayn edip ardından gözünğ cumhurbaşkanlığına diken Ekrem İmamoğlu asıl darbeyi ise kurduğu “İmamoğlu Suç Örgütü”nün birinci halkasında yer alan ve en yakınında bulunan “Ertan Yıldız”dan yedi.

Zira İmamoğlu, başkan seçilir seçilmez, parti içi tüm itirazlara rağmen çok güvendiği ve hemşerisi olan Ertan Yıldız’ı önce “danışman” sıfatıyla İBB yönetiminin en etkili ismi yapmış…

Ardından, Yıldız’ı İBB’ye bağlı şirketlerin mali denetiminin başına getirmiş…

Mali danışmanlığın yanı sıra bazı İBB iştiraklerinin “Yönetim Kurulu Başkanlığına” da Yıldız’ı getirerek “Huzur Hakkı” ile servetine servet katmasını sağlamış…

Yetmemiş…

Ertan Yıldız da kendisine ait şirketler üzerinden milyonlarca liralık ballı ihaleyi taşeron firmalara paslayarak cebini doldurmuştu.

Aynı zamanda “İmamoğlu’nun kasası” olarak da bilinen ve belki de rüyasında bile göremeyeceği bunca güce Ekrem İmamoğlu sayesinde kavuşan Ertan Yıldız da “pragmatist”e yakışacak şekilde velinimeti Ekrem’i sattı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak “soruşturmaya yardımcı olmak” ve “etkin pişmanlıktan faydalanmak” istediğini söyleyerek dilekçe verdi ve Ekrem’i işaret ederek bildiklerinin bir kısmını anlattı.

Yıldız’ın konuşmasıyla “sistemin” tamamen çökeceğini bilen İmamoğlu Suç Örgütü lideri Ekrem İmamoğlu da ellerindeki tüm imkânları seferber etti.

İmamoğlu’nun avukatlarının, 3 günde 37 kez ziyaret ettikleri Yıldız’a “baskı altında ifade verdim” yazılı belgeyi imzalamaya çalıştıkları kamuoyuna yansıdı.

Buna yanaşmayınca da Yıldız’ın, avukatlar tarafından tehdit edildiği belirtildi.

CHP’liler ise Ertan Yıldız’ın itiraflarına önce “iftira” nitelemesi yapıp inkâra kalkıştılar, başarılı olamayınca da cezaevindeki adamı partiden ihraç etmek için harekete geçtiler.

Buradan da istedikleri neticeyi alamayınca, Yıldız’ın ailesini tehdit ettiler.

Savcılık, CHP’lilerin yaptığı “susturma” girişimine karşı harekete geçerek soruşturma başlattı.

Satın aldığı diplomayla, satın aldığı delegelerle ve etrafına topladığı menfaatperestlerle cumhurbaşkanlığı hayali kuran Ekrem İmamoğlu’na da “siyasetin” esasında bir gönül işi olduğunu…

“Para döşeli yollardan geçerek Beştepe’ye çıkalamayacağını” öğrenmek kaldı!..

Zekeriya SAY / Haber7

Yorumlar42

  • Abdulbaki Yesil 4 hafta önce Şikayet Et
    Hocam yazı cok güzelde bu iş o kadar basit degol. yurt dışı bağlantilı Suleymancilar arkasinda ingiltere var, imamoglu Kıbrıs sahte diploma mason hızla köftecilikten terfiler ve buralar Makarios heykeli Yunanistan Avrupa İngiliz elciler ziyaretler Kandil Kent uzlasisi vs vs olay zulum 1453 te basladinın devami 15 temmuzun rovansı sadece para degil CHP zaten ingiliz kurgusu başından beri
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • devriye 4 hafta önce Şikayet Et
    Birde iktidar olsalardı bu güzelim ülke ne hale gelirdi..Allah muhafaza. Bu arada ağzınıza sağlık..
    Cevapla Toplam 15 beğeni
  • Kml 4 hafta önce Şikayet Et
    Yolsuzluk yapan bütün siyasilere gereken yapılırsa her zaman desteklerim, fakat o sizden bu bizden ayrımı yapıldığı için kararları siyasi buluyorum
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Y O R U M C U 4 hafta önce Şikayet Et
    Bu sizden, şu bizden diye birşey yok! Hepsi de aynı taraftan! Hepsi de aynı tabaktan yediler! Unutma ! Hırsızlar çalarken değil, paylaşırken kavga ederler!! bu da öyle bir durum!!! Bunları siyasi buluyorsan , siyasetten hiç anlamadığın anlaşılır!!!
    Toplam 6 beğeni
  • fatih 4 hafta önce Şikayet Et
    aynı dürüstlüğü 17 aralık fetö yargı darbe girişiminde de gösterdiğinden zerre şüphem yok :))
    Toplam 2 beğeni
  • Kaan 4 hafta önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık yazılarınızı beğenerek takip ediyorum
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Hasan 4 hafta önce Şikayet Et
    Çalarken bir olanlar paylaşırken birbirine düşman olurmuş ellam
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat