“İmamoğlu canlı yayında yargılansın!”
- GİRİŞ02.06.2025 09:25
- GÜNCELLEME03.06.2025 08:19
Aykut Erdoğdu!
Kars’ın Sarıkamış ilçesinde, Asım ve Seher çiftinin dört çocuğundan en küçüğü olarak “sobalı bir evde” dünyaya geldi.
Eğitiminin ardından bürokraside yükselerek, “Hazine Müsteşarlığı Baş Kontrolörlüğü” görevine geldi.
Siyasete atıldığı CHP’de, kendisini “yenilikçiler” arasında konumlandırdı.
Kemal Kılıçdaroğlu kontenjanından milletvekili oldu.
12 Haziran 2011’deki genel seçimlerde, çocukluk yıllarının geçtiği Erzurum’dan bir ev kiralayarak, güya 1977’den beri vekil çıkaramadıkları kentte, CHP’nin ilk milletvekilini seçtirecekti.
Erzurum halkı, “ev kiralama” numarasını yutmadı ve CHP sadece % 3 oy alabildi.
Ardından, Kılıçdaroğlu’nun kurduğu “gölge kabine”sine “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı” olarak atandı.
Fakat Aykut Bey, ana muhalefet partisi için “enerji politikaları” geliştirmek yerine tüm enerjisini iktidara ve bürokrasiye “yolsuzluk” iftirası atmaya harcadı.
Ziraat Bankası’na ve Halkbank’a yönelik iddiaları anında elinde patladı.
“Türk Telekom’un siyasetçilere 2.5 milyar dolar rüşvet verdiği” iftirası da ona aitti.
Bu skandal iftiranın arkasından ise FETÖ’nün firari savcısı Zekeriya Öz çıktı. İftira sonrası herkes “özür dilemesini” beklerken, Aykut Erdoğdu bu kez de “Zekeriya Öz’ün rüşveti delillendirmek için birçok kez Dubai’ye gittiğini” söyleyerek, FETÖ’cü Zek’in Dubai tatillerini aklamaya çalıştı.
Erdoğdu’nun FETÖ’cülerle temasının bununla sınırlı olmadığı ortaya çıktı.
Terör bülteni olduğu için kapatılan Bugün gazetesinin 12 Nisan 2015’teki nüshasında; “İktidar bürokratlarından önemli dosyalar alıyoruz” diyerek, FETÖ’cülerden gelen dosya akışını AK Partililere yamamak istedi.
Yolsuzluk nedeniyle görevden alınan dönemin CHP’li Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, “CHP içinde FETÖ’ye benzer bir çete, Beşiktaş Belediyesi içinde FETÖ’den farklı bir paralel yapı” olduğunu iddia ettiğinde, gözlerin çevrildiği isimlerden biri de Aykut Erdoğdu’ydu.
Derken…
Her fırsatta kendisini “dört çocuklu sobalı evden çıkan sefil bir Anadolu genci” olarak pazarlayan Aykut Erdoğdu, CHP yönetimine girdikten sonra ekonomik olarak da ilerleme kaydetti.
Sürekli “açlık edebiyatı” üzerinden iktidara yüklenen Erdoğdu’nun, “İzmir Çeşme’deki dubleks bir villası, İstanbul Kadıköy’deki lüks evi ve fiyatı milyonları bulan ultra lüks arabası” medyada çokça konuşuldu.
Güya kendisini “iktidarın yolsuzluklarını ifşaya” adayan Aykut Bey, burada da rahat durmadı ve hangi parayla aldığı izaha muhtaç olan Çeşme’deki lüks villasına “kaçak” bölümler ekledi.
Skandal ifşa olduğunda ise eline aldığı balyozla o kaçak ilaveleri kendisi yıkmak zorunda kaldı.
“Bir tane imara aykırı kaçak işimi ispat edin, bütün görevlerimden istifa edip insan içine çıkmayacağım” şeklinde esip gürlediği halde, Kadıköy’de satın aldığı dubleks dairesinin de “iskânsız” olduğu öğrenildi.
“Türkiye’de her şey olunduğunun fakat bir tek rezil olunmadığının” farkında olan Aykut Erdoğdu’nun skandalları bununla sınırlı kalmadı.
“KHK” ile ihraç edilen terörle iltisaklı akademisyenlere maaş ödeme bahanesiyle CHP’li belediye başkanlarını haraca bağladığı ve usulsüz şekilde elden para topladığı iddia edildi.
Şişli Belediyesinden bir meclis üyesinin, nakit olarak Erdoğdu’ya binlerce lira verdiği o dönem haberlere yansıdı.
“Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” deyimde olduğu gibi, Aykut Bey de isminin karıştığı her türlü “akçeli” iddiayı, aksiyoner(!) kimliğiyle bastırmaya çalıştı.
Ergenekon ve Balyoz davalarında, Gezi olaylarında hep en önde oldu.
15 Temmuz darbesine katıldıkları gerekçesiyle Silivri cezaevinde yatan darbecileri ziyaret etmek istedi.
1 Mayıs’ta gözaltına alınan eylemcileri emniyete götüren polis otobüsünün camını yumruklarıyla kırdı.
Katıldığı bir TV programında ise önündeki cam masayı parçaladı.
Adalet Bakanı’nı; “Senin gözlüğünü gözüne sokarım” diye tehdit etti.
Kendisini arayan Beyaz TV Program Müdürü bir hanımefendiye sinkaflı küfürler etti.
Anayasa değişikliği gündeme geldiğinde, “Gerekirse sokak sokak direnişe geçeriz. Hepinizi uyarıyorum. Biz Kuvayi Milliyeyiz. Bu ülkeyi, bu dünyayı size dar ederiz.” diyerek, tehditler savurdu.
Çanakkale’deki Kocadere Şehitliği’nde kurulan sözde “Adalet Kurultayı” kamp alanına geç saatlerde alkollü olarak girmek isterken, kendisine engel olan güvenlikçinin başına, “Ben devrimciyim, benim devrimci arkadaşlarım seni infaz eder. Sen benim kim olduğumu biliyor musun” diyerek, silah dayadı.
Sonra da bu rezaleti savunayım derken, Bektaşi Edip Harabi’nin; “Ey zahit şaraba eyle ihtiram, biz içeriz bize yoktur vebali ehline helaldir na ehle haram ...” dörtlüğünü okuyarak, “İçkinin haram olduğu”na dair ayetlere rağmen; “İçki içmek günah değildir” diye “fetva” verdi.
Önüne geleni tehdit eden, ona buna parmak sallayan, namuslu insanlara iftira atan Aykut, bir ara o kadar ileri gitti ki...
Boşandığı eşi Özge Pomen’le arasındaki bir ses kaydında şimdiki karısı Tuba Torun hakkında ağza alınmayacak ifadeler kullandı.
İsmi “50+1”e çıktığı için CHP’den istifa etse de sonra yeniden partiye dönerek “iftira üretme makinesi” gibi çalıştı.
2023 genel seçimleri öncesinde Kılıçdaroğlu’nun sıkça dile getirdiği “418 milyar dolar çalındı” iftirasının arkasında Aykut ve 18 kişilik sözde uzman(!) ekibi vardı.
Bu gayreti sayesinde 2024 yerel seçimlerinde CHP’nin Ümraniye Belediye Başkan adayı oldu ve kaydetti.
Tam unutuldu, derken…
Cumartesi sabahı gerçekleşen “İmamoğlu Suç Örgütü (İSÖ)”ne yönelik 5. dalga operasyonda, İBB iştirak şirketi İSTAÇ içerisinde rüşvete aracılık ettiğine ilişkin tespitler yapıldığı gerekçesiyle gözaltına alındı.
Kendisini sözde hükümetin yolsuzluklarını açığa çıkarmaya vakfeden Aykut Erdoğdu’nun “rüşvete aracılık” gibi yüz kızartıcı bir suçtan gözaltına alındığını görünce, aklıma milletin oyuyla iktidara gelen AK Parti mensuplarına yönelik tehditleri geldi.
Ne diyordu Aykut Bey?
“Bütün bu yargılamaları TRT ekranlarından canlı yayında vereceğiz. Uluslararası dillerde de vereceğiz ki herkes bilsin vatana ihanet etmesin. Vatana ihanet edenlerin ne hale düştüğünü herkes görsün.”
Bence Aykut Bey çok haklı…
Tüm Türkiye’yi ahtapot gibi saran “İmamoğlu Suç Örgütü” üyelerine yönelik yargılamalar TRT’den, hatta Sözcü TV ve Halk TV dâhil tüm kanallardan canlı yayınlansın.
Duruşma zabıtları Yunanca dâhil tüm dillerde yayınlansın…
Böylece!..
Beyt’ül-mala el uzatanların, tüyü bitmemiş yetim hakkını yiyenlerin ve İstanbul’u talan edenlerin düştüğü sefil hali herkes görsün ve bundan ibret alsın!..
Zekeriya Say / Haber7
Yorumlar71