Sütle soydular, yurtla neyin peşindeler?
- GİRİŞ09.06.2025 09:44
- GÜNCELLEME11.06.2025 09:41
Yıllarca köpeği “Pako”nun ismini kullanıp, bir köpeğin dilinden yazılar yazan…
Her fırsatta Türk milletine;
“Sürü, inek, ahmak, maymun, ampul kafa, sahibinin soytarısı, balık kadar aklın yok, göbeğini kaşıyan adam, g.t kılları, yüzsüz, uyanmıyor zaten kazık soksan” diye küfreden…
“Eşek olduğunu özgürce haykırman dahi Atatürk sayesinde...” sözleriyle mütedeyyin kesimi aşağılayan…
Buna rağmen CHP ve avanelerince;
“Katıksız Atatürkçü”, “Cumhuriyet’e sevdalı”, “mizah ustası”, “kalemini kiraya vermeyen”, “gücün önünde eğilmeyen” şeklindeki sıfatlarla yoğun bir iltifata tabi tutulan…
Sonra da gidip Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “hayalim” dediği “Ankara Şehir Hastanesi”nde son nefesini veren Sözcü gazetesi yazarı Bekir Coşkun, 2007 yılında kaleme aldığı “Nohutlu demokrasi” başlıklı yazısında;
“Evlere torbalar gidiyor:
Pirinç, makarna, nohut...
Parti değil, zahire ambarı sanki.
Bisküvi...
Mercimek...
‘Göbeğini kaşıyan adam’ mutlu mutlu, bu nohutlu demokrasiye katkıda bulunmak için bugünü bekliyordu” şeklindeki ifadeler kullanım…
AK Parti seçmenine “oyunu bir torba nohuda veya bir çuval kömüre satıyor” iftirasını atmıştı.
Şu sıralar entübe edilmiş vaziyette yoğun bakımda yatan Yazar Nihat Genç de yıllar önce katıldığı bir canlı yayında;
“Bu böcekvari insanlardan aldığınız oylarla övünüyorsunuz.
Bunlardan herkes oy alır.
Bunlara şeker veren de oy alır.
Yarım dilim ekmek veren de oy alır.
Bunlara atarsın kömürü, atarsın bilmem neyi, alırsın oylarını” diyerek, muhafazakar seçmeni aşağılamıştı.
Malum zihniyetin sözde yazar-çizer takımı, kendi destekledikleri partilere oy vermeyen seçmene bu hakaretleri savururken…
CHP’liler de “makarnacı devlet olmayacağız” diyerek, göreve gelmeleri halinde bu tür yardımların olmayacağını, sosyal devlet anlayışıyla ülkeyi yöneteceklerini iddia ediyorlardı.
Tabii, genel seçimleri kazanamadıkları için ne devleti olduklarını göremedik fakat yerel seçimlerden sonra neler yapabileceklerini gördük.
Bırakın üzerinde CHP logosu olan gıda kolilerini…
Kurulduğu günden beri İslami değerlerle kavga eden ve dinimize “Ortaçağ karanlığı” iftirası atan CHP’lilerin sırf dindar seçmenin oyunu alabilmek için “seccade, zikirmatik ve imsakiye” gibi dini hassasiyetlere hitap eden malzemeler dağıttığına bile ibretle şahit olduk.
Üstelik geçmişte kınadıkları ne varsa daha beterini yapan CHP’lilerin bu tür yardımları “prestij proje” diye yutturmaya çalıştıklarını da gördük.
Kuşkusuz bu pazarlamayı en iyi yapan isimlerin başında ise Ekrem İmamoğlu geliyor.
Verdiği sözlerin neredeyse tamamını tutmayan ve sıfırdan başlayıp bitirdiği somut projeleri “yok” denecek kadar az olan İmamoğlu, başkanlığının yarısını Esenler Otogarının tuvalet fayanslarını nasıl değiştirdiğini anlatmakla, kalan yarısını da açtığı Kent Lokantaları ile dağıttığı sütlerle övünmekle geçirdi.
Dahası…
Dün, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi “X” hesabından yapılan icraatlarla ilgili paylaşımda bile, ”İBB’nin 6 yılda 40 milyon litreden fazla Halk Süt dağıttığından…”
“Sadece 4 bin kişiye yemek satan Kent Lokantalarının ise öğrenci dostu olduğundan” bahsediliyordu.
2025 yılı itibariyle 564 milyarlık konsolide bütçesiyle en az 10 bakanlığı geride bırakan İBB’yi yöneten CHP’li acizlerin övündüğü hizmete bakın!
İBB’de yaşanan yolsuzluklar ve hırsızlıklar nedeniyle iyice itibarı sıfırlanan, hayırseverlerden topladığı kurban bağışları bile yarı yarıya düşen Ekrem İmamoğlu da 23 Mart’tan beri tutulduğu Silivri Cezaevinden bu durumu fark etmiş olmalı ki…
Dün kendince yeni bir şey söyleme ihtiyacı hissetti.
İmamoğlu, cezaevinden gönderdiği mesajında güya “gençlere bir borcu” olduğunu..
“Kreşlerden sonra üniversite öğrencilerine yönelik İstanbul’da uyguladıkları yurt projelerini bütün memlekette yaygınlaştırmayı hedeflediklerini” söyledi.
İyi de önce gerçek bir üniversite diploması edinmesi gereken İmamoğlu bunu nasıl yapacak?
Göreve gelir gelmez İBB’ye ait kiralık taşınmazlarda faaliyet gösteren “Daru’l Fünun İlahiyat Vakfı, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı, Ensar Vakfı, Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı” gibi mütedeyyin vakıfların yurtlarını kapatan ve binlerce öğrenciyi sokağa atan…
Ardından…
Güya “öğrenci dostu” imajı çizerek AK Parti’nin tamamladığı binaları öğrenci yurduna çeviren İmamoğlu, 6 yılda sadece 4 bin 182 öğrenciye barınma imkânı sağlayabildi.
2024-2025 akademik yılı için İBB yurt ücretlerine %50 oranında fahiş zam uygulaması ise işin cabası…
Tüm üniversiteli gençlere yurt sözü veren İmamoğlu 6 yılda zor bela 4 bin öğrenciye barınma imkânı sağlarken…
Başkan Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarı ise 2020 yılında 677 bin olan Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarının kapasitesini 2025 yılı itibariyle 987 bin öğrenciye çıkardı.
Yani...
Ekrem’in her bir öğrencisine karşı devlet 74 öğrenciye yurda yerleşme imkanı sağladı.
Üstelik İBB yurt fiyatları 1.950 TL’den başlarken, KYK yurtlarında kalan öğrenciler sadece 517,50 TL ödüyor.
Dolayısıyla, cezaevinden kendine meşgale çıkarmaya çalışan İmamoğlu, acaba bu işlere hiç bulaşmasa da sadece süt dağıtmaya devam etse daha mı iyi olacak.
Sonuçta hiçbir şey yapmadan, sadece süt dağıtarak 2 seçim kazandı.
Acaba yurtlar üzerinden “İstanbul’da yaptık, tüm Türkiye’de de yapacağız” diyerek, kurduğu vurgun düzeninin memleket geneline mi yaymak istiyor?
Yoksa henüz üniversite sınavı bile yapılmadığı halde durduk yere öğrencilere selam çakmasının başka bir arka planı mı var?
Zekeriya Say / Haber7
Yorumlar43