Aman Allah'ım... İsrail, Müslümanlara ne yaptın ki?

  • GİRİŞ20.06.2025 09:02
  • GÜNCELLEME20.06.2025 09:02

Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de “Biz, içinde hidayet ve nûr bulunan Tevrat’ı indirdik” buyurduğu halde…

Yahudiler, Hz. Musa’ya gönderilen bu kutsal kitabı kendi anlayışları doğrultusunda ekleme ve eksiltmelere tabi tutarak, tahrif ettiler.

Sonra da bu muharref kitaba göre insanların öldürülmelerini mübah saydılar.

Allah onlara “öldürmeyeceksiniz!” dediği halde, Yahudiler işte bu kitaplarda yer alan;

“Ele geçen her adamın gövdesi delik-deşik edilecek ve tutulan her adam, kılıçla düşecek... Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak!.. Evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek” şeklindeki sapkın ifadelere bakarak, sözde “din” adına pervasızca kan döktüler.

Sicili katliam, ihanet, yalan ve talan örnekleriyle dolu olan, kendilerine gönderilen peygamberlere ihanet edip onları şehid etmekten sakınca görmeyen ve masum insanları öldürmeyi ibadet sanan işbu Siyonist Yahudiler, gerçekte ise her zaman çok korkak ve ikiyüzlüdürler.

Dünyaya olan aşırı düşkünlükleri onları korkak ve mürai kılmaktadır.

Yahudilerin korkaklığı Kur’an-ı Kerim’de şöyle tarif ediliyor:

“Onlar sizinle toplu halde ancak müstahkem şehirlerde veya surların arkasından çarpışabilirler.” (Haşr, 59/14)

Ayette de ifade edildiği gibi;

Aşırı korkaklıkları, tarihin her evresinde Yahudileri kalın surların veya yüksek duvarların arkasına hapsetmiştir.

Asr-ı saadet Müslümanlarına karşı ancak kendilerini çok sağlama aldıklarını düşündükleri ve etrafı kalın duvarlarla çevrilen kalelerde çarpışabilen Yahudiler…

Asırlar sonra bu kez de işgal ettikleri Filistin topraklarında benzer bir tavrı sergiliyorlar.

Korkularından etrafını “utanç duvarlarıyla” çevirdikleri İsrail’i adeta modern bir getto devleti haline getiren Siyonistler, şimdi ördükleri o duvarların arkasına sığınarak masum sivilleri hedef alıyorlar.

Göçmen kuşlarından bile ödü patlayan ve onları “düşman uçakları” zannederek anında savaş jetlerini sürülerin üzerine göndererek kuşları telef eden bu paranoyak devlet, benzer bir koruma kalkanını havadan gelecek saldırılara karşı geliştirdi.

En ileri teknolojiye dayalı güçlü silahlarla donatılan ve “Demir Kubbe” adı verilen bu koruma kalkanı sayesinde Siyonistler, dünya kamuoyuna kendilerini yıllarca “yenilmez millet” olarak lanse ediyorlardı.

Buna rağmen en ufak karşı saldırıda, işgalci Siyonist ordusunun gerçekte “çapulcu korkaklar sürüsünden” ibaret olduğu anında görülüyordu.

Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e yönelik başlattığı “Aksa Tufanı” operasyonunda, katiller sürüsü İsrail’in, Kassam Tugaylarının yiğit erlerinin onurlu direnişi karşısında nasıl tir tir titrediklerine hepimiz şahit olduk.

Gazze halkının çelikten iradesine toslayan İsrail halkının ilk günden itibaren havalimanlarına akın ederek kalın duvarlarına ve güçlü hava savunma sistemlerine rağmen terör devletini nasıl terk ettiklerini hep birlikte izledik.

Kalanlar ise Hamas roketlerinin menzili dışında kalan güneydeki bölgelere taşınıp, masrafları devlet tarafından karşılanan turizm işletmelerine yerleştirilmişti.

Haçlı destekli İsrail ordusu ise bu utanç verici durumun hıncını; okulları, masum sivillerin kaldığı kampları ve sağlık tesislerini bombalayarak, kadınları ve bebekleri öldürerek almış, korkaklara yakışan bir alçaklığa imza atmıştı.

Bir avuç mücahit karşısında zor duruma düşen İsrail’in ödlek askerleri,

Gazze’deki hastanelerin “Hamas tarafından askeri amaçlarla kullanıldığını” ve “komuta merkezleri olduğunu” iddia ederek, insanların şifa aradığı bu sağlık kuruluşlarını nokta atışlarla yerle bir etmişti.

7 Ekim’den bugüne kadar aralarında tek saldırıda 300’den fazla kişinin öldüğü “Şifa” ve 471 masum sivilin can verdiği “El-Ehli Hastanesi” olmak üzere Gazze’de toplamda 36 hastanenin İsrail askerleri tarafından hedef alındığı ve bunların çoğunun hizmet dışı kaldığı sır değil.

Ayrıca bu süreçte çok sayıda sağlık tesisi ve ambulans da Siyonist haydutların saldırısına maruz kaldı.

Amerika'yı kullanan ve Arap uluslarının zayıflığından cesaret alan bu katiller sürüsü, şimdi de etrafı duvarlarla çevrili müstahkem şehirlerine ve “Demir Kubbe” adı verilen hava savunma sistemlerine güvenip İran’a saldırıyor.

ABD silahlarıyla uzaktan masum sivilleri öldürmeyi alışkanlık haline getiren Siyonist katiller, ilk defa çıktıkları “er meydanı”nda büyük bir hayal kırıklığıyla karşılaştılar.

İran’ın hipersonik füzeleri karşısında aciz kalan ve korkak fareler gibi sığınaklara saklanan İsrailliler, dün yine en iyi bildikleri işi yaptılar ve benzeri görülmemiş bir ikiyüzlülüğe imza attılar.

İran’ın attığı füzeler İsrail’in Beerşeva kentindeki bir askeri üssü hedef alırken, patlamanın etkisiyle yakınlarda bulunan ve Gazze’de soykırım suçu işlerken yaralanan Siyonist katillerin tedavi gördüğü Soroka Hastanesi’nin camları kırıldı.

Füzeler hastaneyi doğrudan hedef almadığı halde anında harekete geçen İsrail’in ikiyüzlü yöneticileri, İran’ın sağlık merkezlerini hedef alarak “savaş suçu işlediği” iftirasını attı.

İsrail Savunma Bakanı Uriel Busso, “İran’ın Soroka Tıp Merkezi’ni vurması bir savaş suçudur” derken…

İsrail Spor Bakanı Miki Zohar ise “Ancak yeryüzünün en aşağılık insanları hastane yataklarında yatan sivillere füze atabilir” ifadelerini kullandı.

Tabii “öldürmeyi” ibadet sanan ve Gazze’de hastane bombalayarak on binlerce sivili katleden Siyonist alçakların bu ikiyüzlü açıklamalarını görünce, aklıma ABD’nin 16. Başkanı Abraham Lincoln’ün sözleri geldi.

Lincoln, bu tür ikiyüzlüleri şöyle tarif ediyor:

“İkiyüzlü, anne babasını öldürüp, sonra ‘ben öksüz ve yetimim’ diye affedilmek ister.”

Siyonist Yahudilerin nasıl ikiyüzlü olduklarını ispatlayan en iyi örneklerden biri de yakın tarihimizde yer alıyor.

Çarlık Rusyası'nda Yahudi bir anne, oğlunu 1877 Osmanlı-Rus Savaşı için cepheye yollarken şu öğütte bulunur:

“Canım oğlum, sakın kendini fazla yorma. Cephede bir Türk öldür, dinlen... Bir Türk öldür tekrar soluklan... Gücünü toplayınca bir Türk daha öldür, yine dinlen.”

Oğlu, “Ama anne, ya ben dinlenirken bir Türk beni öldürürse?” karşılığını verince dehşete düşen Yahudi anne,

“Aman Allah'ım... Sen Türklere ne yaptın ki?" deyivermiş.

Gazze’de her gün hastane ve ambulans bombalatan İsrail yetkililerinin, “Ancak yeryüzünün en aşağılık insanları hastane yataklarında yatan sivillere füze atabilir” diyerek, İran’ı hedef almasına ne kadar benziyor değil mi?

Zekeriya Say / Haber7

Yorumlar10

  • Vatanperver 27 dakika önce Şikayet Et
    Allah razı olsun, çok güzel ozetlemissiniz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Osman 34 dakika önce Şikayet Et
    OLANDA HAYIR VARDIR... Kitap gibi bir söz. Bu bebek katilleri on binlerce masumu hunharca katlederken tüm dünya vicdanı iletişim imkanlarıyla alenen gördü. Sadece Müslümanların değil tüm insanlığın nefretini kendi elleriyle kazandılar. Bundan sonra onlara yeryüzünde rahat olmayacak. ilahi takdir tecelli ediyor inşallah.
    Cevapla
  • selo 1 saat önce Şikayet Et
    ağzına sağlık Zekeriya hocam çok güzel yazmışsınız.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Ahmet 1 saat önce Şikayet Et
    YA RABBİ İTrail denen terörİsT lerin yerle bir olduğu günleri görmeyi nasip eyle, Amin.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Tuna 1 saat önce Şikayet Et
    İçimizdeki yahudiler ne olacak. Her kelimeyi basın özgürlüğü ve insan hakları diye sürekli olarak vatanımıza ihanet ediyorlar. Bunların da görülmesi gerekiyor. Herkese hakaret edip kendilerine bir söz söylendiğinde hani insan hakları diye feryat ediyorlar.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat