“Rüşvet için CHP!”
- GİRİŞ10.07.2025 08:58
- GÜNCELLEME10.07.2025 08:58
2005 yılıydı…
Dönemin Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, “CHP liderliğine” göz kırpmıştı.
Bu durum, “Genel Merkezi” ziyadesiyle rahatsız etti.
Hakkında “yolsuzluk” ve “rüşvet” iddialarıyla dolu bir klasör hazırlanan Sarıgül, “kesin ihraç” istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk edildi.
Burada ilginç bir gelişme yaşandı.
CHP YDK’sı, Sarıgül’ün CHP’den ihraç edilmesi talebini oy çokluğuyla reddetti.
Bu durum karşısında şoke olan dönemin CHP lideri Deniz Baykal, “ret kararının rüşvet ile satın alındığını” öne sürerek, “YDK üyelerine poşetle para verildiği” iddiasında bulundu.
Baykal’ın iddiaları sonrası YDK’da iki üye arasında kavga çıktı.
Dönemin YDK Üyesi Cafer Dursun, diğer üye Ergün Aydoğan’a, “Ben sana poşetle para mı verdim kardeşim, gidip Genel Başkan’a söylemişsin” dedi.
Ergün Aydoğan da “Poşetle para göndermedin mi” karşılığını verince, CHP’li üyeler bu kez davalık oldu.
CHP’de ayyuka çıkan “rüşvet” iddiaları sonrası bir yazı kaleme alan CHP’nin kalemşörlerinden Bekir Coşkun;
“Rüşvet alıp-vermek için bir partinin en azından iktidarda olması gerekmez mi?” şeklinde ilginç bir soru sordu.
Ardından…
“Demek ki bunlar da boş duracaklarına birbirlerinden rüşvet alıp-veriyorlar” diyerek, sorduğu sorunun cevabını yine kendisi verdi.
2008 yılında…
Bu kez dönemin CHP’li Ankara Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz’a ait bir ses kaseti, CHP’deki malum “rüşvet” hastalığının bir kez daha nüksettiğini gözler önüne serdi.
Eryılmaz…
Skandal ses kaydında, bir arkadaşına; belediyeyi hangi şartlarda yönettiği konusunda dert yanarken, kimlerle nasıl rüşvet pazarlığı yaptığını, “yamyamlar” dediği CHP’lileri doyurmak için nasıl kapı kapı dolaşarak rüşvet paraları topladığını ibretle anlatmıştı.
Aradan yaklaşık çeyrek asır geçti.
CHP hâlâ iktidarda değil ama yine “rüşvet” iddialarıyla gündemde…
Poşetlerin ücretli olmasına kızan sözde dindar ağabeyler ve ablalar;
“Poşetleri paralı yaptınız, size oy moy yok” diyerek, siyasi tercihini değiştirerek, neredeyse bütün önemli belediyeleri CHP’ye teslim edince CHP’de işler açıldı.
“Poşetlerin paralı” olması sebebiyle seçmen bile oy tercihini değiştirirken…
Aradan geçen onca yıla rağmen tercihlerinde en ufak değişiklik yapmayan CHP’liler…
“Sosyal demokrat(!)” oldukları için içerisinde “yeşil parka” gibi eski kıyafetler veya “köpek öldüren” dedikleri ucuz şarap gibi “halkçı” malzemeler taşıması gereken o poşetleri yine “rüşvet paraları” ile doldurdukları, savcılık soruşturmalarına yansıyor.
Ya da “en halkçı” bilinen CHP milletvekilleri, içerisi dövizle dolu poşetleri Meclis’te unutarak, istemeyerek de olsa CHP’de hiçbir şeyin değişmediğini ispatlıyor.
Çünkü dünyanın en vurdumduymaz, en nemelazımcı seçmenin kendilerinde olduğunu biliyorlar.
AK Parti seçmeni, poşet paralı olduğu için partisine sırtını dönerken…
CHP seçmeni, poşetle taşınan rüşvet paralarına rağmen kendi partisine en ufak bir eleştiride bulunmuyor.
“Tuvalet terliği”ne bile oy verme potansiyeli taşıyan bu kitle, hiç sorgulamadan tıpış tıpış sandığa giderek işaret edilen adaya oyunu veriyor.
Öyle olmasaydı…
Bu kitle…
“Orkestra şefi” oldukları için kendileri çalmak yerine kendi adamlarına çaldıran eski liderlerini hayırla yad eder miydi?
Tabii!
Yeni yetme CHP’liler de geçmişten devraldıkları mirasla, kendilerine açılan yolda ilerlemeye devam ediyorlar.
Tek değişiklik, rüşvet paralarını taşımak için çağın gereklerine uygun araçlar kullanmaları.
Bu kimi zaman bir “poşet”, kimi zaman içerisinde Jammer cihazı olduğu öne sürülen bir bavul, kimi zaman da “baklava kutusu” olarak karşımıza çıkıyor.
Kurduğu suç örgütü ile İstanbul’un kaynaklarını yağmalayan velinimeti Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluklarını ve rüşvet villarını görmeye gücü yetmeyen Özgür Özel bile Manavgat’taki baklava kutusundan çıkan rüşvet paraları karşısında daha fazla kayıtsız kalamayarak…
“Başımdan kaynar sular döküldü. Allah cezasını versin” ifadelerini kullanmak zorunda kaldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün AK Parti Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Manavgat’taki rüşvet skandalına değinerek, “100 yıllık Halk Partisi, baklava kutularında rüşvet dağıtan bir Haraç Partisi’ne dönüşmüş durumda” dedi.
Eskiden CHP’lilerce itiraf edilen, şimdilerde ise kameralara takılan rüşvet rezaleti geçmiş vakalardan ayıran tek şey ise paranın kaynağı.
Evet!
CHP’liler hâlâ iktidarda değiller ama bu kez birbirlerinden değil de içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan belediye kasasından ya da yolu belediyeye düşen vatandaşların cebinden bu işi görüyorlar..
Artık vatandaşın hizmetlerine akması gereken para, CHP’li yöneticilerin cebine akıyor.
Bir de iktidara gelseler, o zaman seyreyleyin rüşvet cümbüşünü…
Osman Gökçek dün Meclis’te boşuna “Rüşvet için CHP” yazılı baklava dağıtmadı.
Demek ki bir şey biliyor da bu göndermeyi yapıyor!..
Yeni Akit
Yorumlar6