Özel haklı, imam hatipler siyasete alet edilmesin!
- GİRİŞ21.07.2025 09:10
- GÜNCELLEME21.07.2025 09:10
Cumhuriyet’in ilanından sonra İslami değerlere karşı katı bir politika izleyen CHP tek parti diktasının tutumu yüzünden, cenazeleri kaldıracak kimse kalmamıştı.
İnsanların çoğu zaman ölülerini gömmek için bir hoca bile bulamaması üzerine mecbur kalan CHP’nin “Milli Şefi” İsmet İnönü, dönemin Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu’na, “Hiç olmazsa cenazeleri yıkayacak gassal yetiştirecek kurslar açalım” talimatını verdi.
1948’de “Ölü yıkayıcı imamlar yetişsin” diye açılan bu kurslar, “İslami bilgiler verilsin ama Kur’an okunmasın” dayatmasına rağmen “İmam-Hatip okulu” ismini aldı.
1950 yılında yaşanan halk devriminin ardından iktidara gelen Demokrat Parti ise bu kısır tartışmayı bitirerek, 7 yıllık bir eğitim süresi belirlediği İmam-Hatip okullarına bugünkü statüsünü kazandırdı.
Fakat ne yazık ki CHP’nin, “cenaze yıkasınlar” diye kurduğu ve halkın teveccühüyle bu ülkenin en gözde okulları haline gelen imam hatiplere kini hiç bitmedi.
Takvimler 24 Kasım 1996’yı gösterdiğinde…
Dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, Öğretmenler Günü dolayısıyla İstanbul’da görev yapan 7 bin 500 öğretmene birer mektup göndererek öğretmenlerin gününü kutladı.
Bu özel günde bile İmam-Hatip düşmanlığı yapan Baykal yeni İmam-Hatip Liselerinin açılmasını tenkit ederken, bu okullara tanınan hakların “daha fazla” olduğunu ileri sürdü.
Ülkemizin ihtiyacından daha fazla din adamı olduğunu ileri süren Baykal, “Hala yeni İmam-Hatip liselerinin açılması doğru değildir” dedi.
Yetmedi…
“Bu okullardan mezun olanlara klasik liselerden mezun olanların hakları tanınıyor. Böylece Cumhuriyetin temel yasalarından birisi olan ‘eğitimde birlik’ ilkesi çiğnenmektedir” diyerek, İmam-Hatiplere olan nefretini gözler önüne serdi.
*
“Biz inançlara saygılı laiklikten yanayız” ifadelerini kullanan eski CHP’li Bülent Ecevit’i ise DSP iktidarındaki pratikler tekzip ediyordu.
Zira Müslüman Türk halkı hiçbir zaman, Ecevit'li hükümetler döneminde olduğu kadar taciz edilmedi.
Ecevit’in kendisi başörtülü kadınlara Meclis kürsüsünden “had” bildirirken, atadığı Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay ise yayınladığı genelge ile İmam-Hatip liselerine başörtüsü ile girilmesini yasaklayan isim oldu.
*
Abdullah Gül tarafından YÖK Başkanlığına atanan Yusuf Ziya Özcan, 2008 yılında, imam hatip liselerini kast ederek, “Bu zıkkımları kapatalım” ifadelerini kullandığında…
Bu sözleri “muhalefete yaranma isteği” olarak değerlendiren ve bu tür çıkışlardan cesaret alan devrik CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu da İmam Hatip meselesinde seleflerinden aşağı kalmadı.
2010 yılındaki Zonguldak ziyareti sırasında kermes düzenlediklerini belirterek, “Yardım eder misiniz” diye soran İmam Hatip Lisesi öğrencisine 50 TL yardım yapan Kılıçdaroğlu…
Sadece bir yıl sonra, 4 Mayıs 2011’de, hem de meydanlarda “kimseye ayrımcılık yapılmayacak” diye söz verdikten 3 gün sonra, İmam Hatip Lisesi mezunlarının
“polis olmaması” için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Bu skandal başvurudan sadece 20 gün sonra, 24 Mayıs 2011’de açıklanan CHP’nin “Eğitim raporunda” ise “imam hatipler din görevlisi sayısına duyulan ihtiyaç çerçevesinde düzenlenecek" denilerek, olası CHP iktidarında ihtiyaç fazlası 470 imam hatip lisesinin kapısına kilit vurulacağı ilan edildi.
CHP’de “imam hatip liselerinin köküne kibrit suyu dökme” planları yapıldığı o meş’um günlerde, Özgül Özel de yaklaşık üç hafta sonra, 12 Haziran 2011'de yapılacak genel seçimlerde Meclis’e girmek için ellerini ovuşturuyordu.
Partisinin bu zorba tavrına tek kelime etmeyen Özgür Özel’in Meclis’teki ilk yılında ise kamuoyunda “4+4+4” olarak bilinen ve zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkararak İmam Hatiplerin orta kısımlarının yeniden açılmasını sağlayan kanun, AK Parti’nin 295 oyuyla Meclis’te kabul edilerek, yasalaştı.
O dönem komisyonda yer alan MHP’li vekiller, “İmam hatip liselerinin orta bölümünün açılmasını biz MHP olarak gerekli ve zorunlu görüyoruz, ancak dinini öğrenmesi ve bilmesi her Müslüman Türk çocuğunun hakkıdır. Bu nedenle bütün öğrencilerin seçmeli olarak Kuran-ı Kerim’i, Yüce Peygamberimizin hayatını, hafızlık derslerini ve İslami bilgileri öğrenmesini zorunlu görüyor ve bunu savunuyoruz” diyerek, sadece İmam Hatiplerin açılmasını değil, tüm okullarda seçmeli din derslerinin okutulmasını istedi.
MHP’nin bu talebi, “Ortaokul ve liselerde, Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur” ifadesiyle yasalaşırken…
O sırada partisi adına komisyonda yer alan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, “Ben, Kuran-ı Kerim’e inanıyorum, iman ediyorum” diye söze girdikten sonra;
“Hazreti Muhammed benim de peygamberim, ben de Müslüman’ım ama bu bir kanun metni. Bir devletin bütün vatandaşlarını kapsayacak olan bir kanun metninde, bir peygambere ‘Peygamberimiz’ derseniz o ülkede yaşayan diğer dinlere mensup olan tüm vatandaşlarınıza karşı çok büyük bir eksiklik ve kusur işlemiş olursunuz. Bu, çok önemli bir hatadır ve çok yanlış bir iştir.” diyerek, kanun metninde kullanılan “Peygamberimiz” ifadesinden duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getirdi.
Aynı Özgür Özel daha sonra 4-6 yaş arasındaki çocukların yetiştirildiği Kur’an kursları için “Orta Çağ zihniyeti’ derken…
Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’nun 70 bine yakın eğitimciye danışarak onayladığı ve geçtiğimiz yıl uygulamaya başladığı yeni maarif modeli için “Bu müfredatı yapan kafadan hiçbir şey olmaz” eleştirisinde bulundu.
Manevi eğitime yönelik her adımda “laik” ataklar geçiren Özgür Özel’i diğer CHP Genel Başkanlarından ayıran en büyük özellik ise konu imam hatiplerden açıldığında, seleflerinden farklı bir tutum takınması…
Şarkıcı Gülşen, 2022 yılında verdiği bir konserde İmam Hatip'te okuyanlara yönelik “sapık” şeklinde haddini aşan ifadeler kullandığında;
Özel, “İmam hatipler de diğer okullarımız gibi hepimizin. Maksadını aşmış bir espri” demişti.
Acaba “takkiye” mi yapıyor diye düşünürken…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel dün de Trabzon'da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada…
Kendi yardımcısı Suat Özçağdaş’ın ortaya attığı, İP’li Turhan Çömez’in ise üzerine balıklama atladığı LGS’deki şaibe iddialarına değinerek “imam hatip liselilerin siyasete alet edilmemesi” gerektiğini vurguladı.
Özel konuşmasında,
“İmam hatip düşmanlığı yapacağım diye kimse kul hakkına girmesin, hepsi bizim evladımız” ifadelerini kullandığında doğrusu çok şaşırdım.
Tam Özel’in samimiyetine inanacaktım ki…
“Bir milyonun üzerinde imam hatipli var. İmam hatiplileri kimse bir partiye mal etmesin, bir partiye itmesin” demez mi?
Bir çuval inciri berbat etti!
Zekeriya Say / Haber7
Yorumlar39