Sonunda Ekrem’i “ilah” da yaptılar!
- GİRİŞ05.09.2025 09:03
- GÜNCELLEME06.09.2025 10:07
İnsanlık tarihi boyunca siyasi figürlere yönelik defalarca abartılı, yer yer şirke kaçan ve onlara ulûhiyet addeden sevgi sözcükleri kullanılmıştır.
Fransız sosyolog Gustave Le Bon, “Kitleler Psikolojisi” adlı kitabında Roma’nın ilk imparatoru olan ve “Divi filius” yani “Tanrının oğlu” olarak anılan Augustus’tan;
“Romalılar, imparator Augustus için Lyon şehrinde bir mabet inşa ettiler. Hükümdara yalnız nedimler değil tüm Roma tapıyordu” şeklinde bahseder.
Maalesef benzer bir durum Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal’in de başına gelmiştir.
O dönem sevgide aşırılığa kaçan bazı şairler veya CHP’nin ileri gelenleri;
“Kabe Arab’ın olsun, Çankaya bize yeter…”
“Tanrılaş gönlümde, tanrılaş Atam!”
“Bizi yaratan sensin…”
“Ey Samsun'da karaya çıkan ilah, merhaba..”
“Ger dilersiz bulasız oddan necat/Mustafa-yı ba Kemal'e esselat” gibi…
Atatürk’ü haşa “ilah” kabul edip, Atatürkçülüğü bir “kült”, bir “din” haline getirmeye yönelik yığınla methiyeler dizmişlerdir.
Acı olan ise Atatürk’e “Tanrısallık” atfettikleri için kınanması gereken bu isimlerin, günümüzde hala baş tacı edilmesi ve matah insan muamelesi görmesidir.
*
Liderleri “beşer” olmaktan öte adeta kutsayan ve onlara yönelik “hoş olmayın teşbihler” kullanan insanlar, maalesef günümüzde de mevcuttur.
Örneğin…
O dönem “AK Parti Aydın İl Başkanı” olan İsmail Hakkı Eser’in, 14 Kasım 2008’de yaptığı bir konuşmada, Başkan Erdoğan için;
“Biz Başbakanımızın aşığıyız. Başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamber gibidir” dediği iddia edilmişti.
Bu sözler üzerine oldukça sert bir açıklama yapan Tayyip Erdoğan ise,
“Benim il başkanım veya il genel meclisi üyem güya bir konuşmasında ‘Peygamber gibi anılan bir Başbakan’ gibi bir ifade kullanılıyor. Allah aşkına bir insan; bu cehaletinden olabilir, ne bileyim farklı yaklaşım tarzından olabilir, böyle bir ifadeyi kullanmış diye siz bunu hiçbir zaman tasvip etmeyen, eğer sen de inançlıysan, bir Müslümansan bunu zaten tasvip edemezsin. Niçin, çünkü peygamberlik zinciri kapanmıştır. Artık bir peygamber yoktur. İkinci bir peygamber olarak biz bu dinin mensupları olarak bunu göremeyiz. Hele hele Tayyip Erdoğan için böyle bir şey söyleyemezsin. Çünkü biz kurulu veya kurulmakta olan tabuları yıkmak üzere gelmiş bir siyasi partiyiz. Ve benim partimde böyle bir insan da barınamazdı. Nitekim daha farklı şekilde bunlar söylenmiş ama arkadaşlarıma gerekli talimatı verdim, ya istifasını alın, ya ihraç edin” diyerek…
Bu talihsiz benzetmeyi yapan kişiyi anında kapının önüne koymuştur.
Buna rağmen, Müslümanlara hakaret etmek için fırsat kollayan bazı kiralık kalemşörler, sözde “kalemlerine ihanet etmemek” adına Başkan Erdoğan’a yönelik benzeri görülmemiş bir yıpratma kampanyası düzenlemişti…
Lenin’in:
“Önce putlaştırın, sonra yıkın” sözüne atıfta bulunarak, bu tür abartılı bir ilgi ve sevginin AK Parti’yi yıkacağını ima etmişlerdi.
Bir sokak röportajında söylenen, “Tayyip Erdoğan peygamberimizin varisidir…” ifadesini…
“Ulü'l Emr” kavramına göndermede bulunan Cübbeli Ahmet Hoca’nın, “Şu anda başkomutan cumhurbaşkanımızdır, ona itaat edilmesi farzdır” açıklamasını ganimet olarak görerek;
“Çok başbakan gördük.
Adnan Menderes, İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Suat Hayri Ürgüplü, Nihat Erim, Ferit Melen, Sadi Irmak, Bülent Ecevit, Bülent Ulusu, Turgut Özal, Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan… Hiçbirisine böyle ifadeler kullanılmadı” diyerek, Başkan Erdoğan’ı hedef almışlardı.
Ömer Hayyam’ın,
“Celladına aşık olmuşsa bir millet, ister ezan ister çan dinlet. İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet, müstahaktır ona her türlü zillet” dizelerini paylaşarak, mütedeyyin kesime nefret kusmuşlardı.
*
Fakat sonunda kendi kazdıkları kuyuya düştüler.
Yıllardır, Başkan Erdoğan’a yönelik abartılı sevgi ifadeleri için “İtici bir aşk” nitelemesi yapan seküler yobazların iğrençlikleri oracıkta dururken…
Önceki gün, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İstanbul Zeytinburnu'nda düzenlediği mitinge katılan bir CHP’li, akıllara durgunluk veren ifadeler kullanarak,
İBB’ye yönelik “yolsuzluk” soruşturması kapsamında tutuklanan Ekrem İmamoğlu için;
“İmamoğlu'na tapıyoruz. Varımız yokumuz İmamoğlu.” diyerek, “rüşvet”, “irtikap” ve “suç örgütü yönetmek” gibi birçok suça karıştığı için hapse atılan İmamoğlu’nu haşa bir ilaha benzetti.
Buna rağmen…
En ufak açıklamada AK Parti’yi ve seçmenlerini hedef alarak, onlara “Dangal'AK'lar”, “Mal'AK”lar diyerek küfreden ahlaksızlardan, henüz İmamoğlu’na “tanrı” yakıştırması yapan CHP’li trole yönelik bir ses çıkmadı.
Geçmişte sözde “kalemlerine ihanet etmemek” için AK Parti seçmenine demediklerini bırakmayan kiralık kalemler, İmamoğlu’na tapan yandaş CHP’li için;
“Sağlıklı düşünebilen bir insan böyle saçma sapan benzetmeler yapmaz, yalakalığı bu kadar abartmaz” şeklindeki klişeyi tekrar etmedi.
Çünkü!..
Kurduğu suç örgütü ile İstanbul’u yağmalayan, delege pazarlıkları ile 100 yıllık CHP’yi cadı kazanı gibi karıştıran Ekrem İmamoğlu gibi birini bu saatten sonra siyaset sahnesinde tutabilmek için akıl sağlığını yitirmiş ve imanını telim etmiş…
İcabında “tuvalet terliğine oy verecek” bir seçmen kitlesine ihtiyaçları olduklarını çok iyi biliyorlar.
Bu yüzden, Ekrem’e yönelik yapılan “İkinci Atatürk” ve “İmamoğlu'na tapıyoruz” şeklindeki orantısız sevgi açıklamalarını sineye çekiyorlar!
Zekeriya Say/ Haber7
Yorumlar13