O masanın hakimi de olabiliriz!

  • GİRİŞ25.09.2025 09:24
  • GÜNCELLEME25.09.2025 09:24

Aylardır yolsuzluklarla, hırsızlıklarla ve şaibeli kongrelerle Türkiye’nin gündemini meşgul eden CHP yüzünden, yaşanan güzel gelişmeleri gözden kaçırıyoruz. 

Geçmişte Haçlı karşısında el pençe duran siyasetçilerimizin, artık ne içeride ne dışarıda hiç kimsenin önünde eğilmediğini ıskalıyoruz.

Hatırlayınız!..

İktidarda olduğu dönemlerde dindar insanlara zulmetmesine rağmen, Bülent Ecevit’in ABD Başkanı Clinton karşısındaki el pençe duruşu, milletçe bizleri nasıl üzmüştü. 

Hakeza…

Merhum Necmettin Erbakan’ın, 28 Şubat sürecinde asker bloku karşısında o meşum MGK dayatmasına muhatap olduğunda kartel medyası tarafından “ter döktüğü” şeklinde atılan manşetler hala hafızalarımızda.

Ya da…

Alnı secdeli subayların eften püften gerekçelerle TSK’dan ihraç edildiği Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantılarındaki, darbe günlerinden kalma oturma düzenine ne demeli…

Ülkeyi seçilmişler mi yönetiyordu yoksa atanmışlar mı belli değildi. 

 

Başbakanlarla yan yana oturan Genelkurmay Başkanları, adeta “memleketi birlikte yönetiyoruz” edasıyla nasıl da kasım kasım kasılıyorlardı. 

Bu nahoş manzara, 2011 yılına kadar devam etti.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ile üç kuvvet komutanının “toplu emeklilik kararı” ile görevden ayrılması üzerine bu şımarıklığa bir son veren Erdoğan, 1 Ağustos 2011’de gerçekleşen Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında oturma düzenini değiştirerek, masayı askerlerle paylaşma uygulamasına son verdi.

Başbakan’ın yanının “boş” kalması, postal heveslilerini o dönem epey rahatsız etse de…

Sivil iradenin isteğiyle gerçekleşen bu yer değişikliği ile devlet düzeni açısından adeta otorite paylaşımı gibi duran o çirkin manzara, tarihin çöp sepetine atılmış oldu.

Tabii aynı günlerde… 

Türkiye’deki güç merkezinin askerden sivile doğru kaydığını gösteren başka somut gelişmeler de yaşandı. 

 

Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısında “masa düzenini” değiştiren ve ilk kez yanında Genelkurmay Başkanı olmadan poz veren Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarı… 

Kısa süre sonra Milli Güvenlik Kurulu (MGK)’ndaki oturma düzenini de değiştirdi.  

Yeni uygulamayla birlikte, askerler bir “taraf”ta siviller bir “taraf”ta oturmak yerine, protokol sırasına göre karma oturma düzenine geçildi. 

2011 yılının Ağustos ayının başında bunlar gerçekleşirken, ay sonunda ise başka bir ilke imza atıldı. 

Genelkurmay Karargâhı’nda kutlanan “30 Ağustos Zafer Bayramı” ile ilgili tebrikleri Genelkurmay Başkanı değil, bu defa “Başkomutan” sıfatıyla, şimdilerde rotası şaşan, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kabul etti. 

Böylece halkın oylarıyla seçilen “Cumhurbaşkanı”, “Başbakan” ve “bakanların”, atanmış Genelkurmay Başkanı önünde “sıra geçidi” yapmalarının önüne geçildi. 

Tabii burada yapılanlar, “Peygamber Ocağı” olarak gördüğümüz TSK’yı küçük düşürmeye yönelik adımlar değildi…

 

TSK’nın, demokratik rejimlerde olması gerektiği konuma çekilmesine dair güzel adımlardı. 

Hatta…

YAŞ’ta, 1960 darbesinden tam 51 yıl sonra gelen yeni oturma düzeni hakkında o dönem “Başbakan Yardımcısı” sıfatıyla açıklama yapan Bekir Bozdağ, Erdoğan’ın masanın başında tek oturmasını, 

“Demokrasi tarihinin en güzel fotoğraflarından biri olarak tarihte yerini almıştır” sözleriyle değerlendirmişti. 

Aradan geçen 14 yılın ardından Başkan Erdoğan yine bir “oturma düzeni” karesiyle gündemde…

Trump’ın, İslam ülkeleri liderleriyle Gazze gündemini konuştuğu ve Başkan Erdoğan’ın yanı sıra Pakistan Başbakanı Şerif, Katar Emiri Al Sani, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Ürdün Kralı Abdullah ve Mısır Başbakanı Medbuli ile S.Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanlarının katıldığı toplantıdaki oturma düzeni, tüm dünya basınının dikkatini çekti.  

 

Geçtiğimiz aylarda düzenlediği “Ukrayna Savaşı” toplantısında, Avrupalı liderleri karşısına alarak onları hizaya çeken ve “Dünyanın tek hakimi” pozu veren terör devleti ABD’nin Başkanı Trump bu defa masayı Başkan Erdoğan ile paylaşıyordu. 

ABD’nin “imparatorluğa” evrilmeye çalıştığı ve dünyanın “tek kutuplu” bir hale geldiği dönemde kaydedilen bu anlamlı kare, adeta mazlumların sahipsiz olmadığını ve başta Gazzeliler olmak üzere Müslümanların tek hamisinin Türkiye olduğunu ve süreci bizim yönettiğimizi işaret ediyordu. 

Temennim o dur ki…

Gelecekte o masanın başında sadece Türkiye’yi yönetenler oturur da dünyada akan Müslüman kanı kurur…

Öyle ya!.. Geçmişte bunu defalarca başardık… Yeniden başarabiliriz!

Yeni Akit

Yorumlar8

  • Yaşasın hamas 8 saat önce Şikayet Et
    Emeğine yüreğine sağlık Zekeriya abi enfes bir yazı olmuş
    Cevapla
  • Alptekin 10 saat önce Şikayet Et
    O günler uzak deyil, aslımıza döndüğümüz gün
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Kaan 14 saat önce Şikayet Et
    Amin . Ellerinize sağlık . Yazınız yine çok önemli tespitler içeriyor.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • 1453 16 saat önce Şikayet Et
    Gazzede soykırım devam ederken nelerle uğraşıyırsunuz ?! Oturma düzenini mi dert edindiniz ?
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • AĞACAN 16 saat önce Şikayet Et
    Amin amin amin, Atalarımıza Layık Olabilecek Nesillerimiz inşallah o durumuda gerçekleştirir Sayın Hocam
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat