Çalmadan yazamıyor ama KAAN’ı beğenmiyor!

  • GİRİŞ02.10.2025 10:10
  • GÜNCELLEME02.10.2025 10:10

Aslında bugün sizlerle, 23 yıldır siyasi iktidarını kesintisiz sürdüren AK Parti’nin neden “kültür iktidarı”nı bir türlü gerçekleştiremediği…

Sol’nun “stand-up” adı altında modern soytarılık yapan küfürbazları bile ultra lüks villalarda ve son model araçlarda günü gün ederken…

“Kömürlüğü ömürlük ettik” diyerek kömürlükten bozma bir gecekonduda yaşayan Üstad Osman Yüksel Serdengeçti’den, bir ev alabilmek için borç para talep eden Yavuz Bülent Bakiler’e ve yazdığı kitaplardan birkaçını bile AK Partili belediyelere satamayan münevverlere kadar…

İslami kesimin “yoklukla” imtihan olan aydınların bahsedecektim ama yine taş atmaktan “salâvat getirmeye” fırsat kalmadı. 

Aslen Mardinli olup da kendisini “İzmirli” diye pazarlayarak, “Beyaz Türk” taklidi yapan Yılmaz Özdil’in, dün yerli ve milli savaş uçağımız “KAAN”la ilgili saçmalıklarını okuyunca, konuyu değiştirmek farz oldu.

Neymiş efendim?

“Yerli ve milli denilen uçağımızın sadece kanopisi”, yani pilotların oturduğu kokpitin üstündeki bombe şeklindeki şeffaf kapağı yerli malıymış…

15 yıl boyunca kesintisiz çalışırsak, sadece uçak motoru (ki yerli motorda çalışmalar sona yaklaştı), fırlatma koltuğu ve pilotun kumandada kullandığı cihazı ithal olan KAAN’ı belki gerçekten uçak haline getirebilirmişiz…

Aslında KAAN’ın ilk üretimlerinde ABD’den motor alınacağı, ardından şu an çalışmaları kesintisiz devam eden yerli TF35000 turbofan motorunun kullanılmaya başlanacağı sır değildi…

 

Bu konuda defalarca açıklama yapıldı ama amaç üzüm yemek olmadığı için ikinci bir “Devrim otomobili” vakası yaşansın diye kirli bir kampanya başlatıldı.

Hedef kitlelerinin hiçbir şeyi sorgulamadığını, ne verilirse onu afiyetle yediğini pekâlâ bildikleri için de saldırılarını pervasızca sürdürüyorlar.

Muhtemelen dün TUSAŞ’ı ziyaret eden Özgür Özel’in açıklamaları da onları durduramayacaktır. 

Çünkü herkesi kendileri gibi sanıyorlar..

Mesela!

“Tasarımından üretimine, entegrasyonundan lastiğine kadar” büyük kısmı yerli ve milli olarak üretilen KAAN’ın orijinal olmadığını, sağdan soldan toplama olduğunu iddia eden Yılmaz Özdil, aslında dışarıdan “destek” almadan yazılarını bile yazamıyor. 

“Dipnotsuz” ve “kaynakçasız” kitaplarla cebini dolduran Özdil, defalarca başkasının yazı ve haberlerinden izinsiz (ç)alıntı yaparken suçüstü oldu. 

“KAAN’ın medya palavralarıyla uçtuğunu” iddia eden Özdil efendi, bizzat o “palavracı” dediği gazetecilerin emeklerine çöktü. 

Özdil’in kaynak göstererek “alıntı” yapma gereği bile duymadığı ve doğrudan “fikir hırsızlığı” suçu işlediği yazılarından bazıları şöyle: 

 

2 Şubat 2016 tarihinde “Zagros” başlıklı bir yazı kaleme alan ve PKK’lıların elindeki o ölümcül Amerikan silahının en ince detaylarını bir “uzman” edasıyla okuyucularında aktaran Özdil’in, aslında o bilgileri…

Urla Express adlı internet sitesinde köşe yazarlığı yapan Aliye Bozkurt isimli yazarın “Tarihten Gelen Kuyruk Acıları Var” adlı makalesinden arakladığı öne sürülmüştü. 

Merak edip iki yazıyı peş peşe okuduğumda, Özdil’in;

“Zagros” adlı silahın tarifini, Aliye Bozkurt’un yazısından birebir “arakladığı”nı gözlerimle görmüştüm.

Yine Özdil’in, 17 Mayıs 2016 tarihinde kaleme aldığı ve Balyoz sanıklarından Amiral Cem Aziz Çakmak’ın kızının cezaevinde gerçekleşen nikâh törenini, sanki oradaymış gibi anlattığı  “Hulusi bey” başlıklı yazısı da intihaldi.

Özdil, yazısındaki bilgileri;

2018 yılında kapatılan Vatan Gazetesi eski İstihbarat ve Haber Araştırma Servisi Müdürü Burak Bilge’nin “Babamı Beklerken” isimli kitabından “aşırmakla” suçlanmıştı.

Hatta!.

Bizatihi kitabın yazarı Burak Bilge;

 

“Türkiye’nin ‘saygın(!)’ yazarlarının dahi emek hırsızlığı yapması ne üzücü...” diyerek, Özdil’in hırsızlığına isim vermeden sitem etmişti. 

“Beraber yürüttük biz bu yollarda” adlı bir kitap yazarak, güya Ak Partilileri “hırsızlık”la suçlayan ve aslında iflah olmaz bir “fikir yürütücüsü” olan Yılmaz Özdil hakkında yığınla aşırma örnekleri sıralayabilirim…

Mesela 22 Eylül 2016’da yazdığı ve Cennetmekan Sultan Abdülhamid Han’ın “rom içtiğini”, “bira, rakı ve şampanya fabrikaları kurdurduğunu” iddia ettiği “Abdülhamid”  başlıklı bir yazısı, Sözcü’deki köşe komşusu Soner Yalçın’ın 13 Mart 2016’da tarihli yazısının adeta özeti gibiydi.

Yine 27 Ekim 2016’daki “Kahramankazan” başlıklı yazısı, Murat Bardakçı’nın 31 Aralık 2000 tarihli; “Esenboğa, 600 yıllık bir hezimetin adıdır” yazısının tıpkısının aynısıydı.

24 Ocak 2018’de,  “Neler yapmadık şu vatan için… Kimimiz öldük kimimiz nutuk söyledik” başlıklı yazısını, Hulusi Turgut’un 1 Mart 2009 tarihinde, Hürriyet gazetesinde yayımlanan ve Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişini anlatan “Apo’yu almaya muz tüccarları gitti” başlıklı yazından birebir kopya etmişti.  

Özdil’in kendi yazılarını sadece başlıklarını değiştirerek yayınlaması, yani “self plagiarism” denilen ve okuyucuyu “aptal” yerine koymakla eşdeğer tutulan saygısızlığı ise işin cabası…

Örnekleri çoğaltmak mümkün ama biz burada bitirelim…

Özetle!.. 

Basit bir köşe yazısı yazarken bile başkasından aşırma yapma ihtiyacı hisseden ve kaynak bile göstermeyen Kemalistlerin ruhani lideri Yılmaz Özdil’in, tam yüz yıldır hayalini kurduğumuz milli savaş uçağımız KAAN için geçici süreyle temin edilen parçaları bile sanki “asrın aldatmacası” gibi lanse etmesi hakikaten büyük bir ikiyüzlülük örneği…

“Bir meze tabağı için Kıbrıs’ı veresi gelen” biri, KAAN’ımıza çamur atmadan önce kendi kirli geçmişine baksın!

Zekeriya Say / Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar6

  • Ahmed YAHYA 1 ay önce Şikayet Et
    İyi ki varsın be üstad.Var ol
    Cevapla
  • Cemşit 1 ay önce Şikayet Et
    Yine yaptın yapacağını be hocam... yüreğine sağlık
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Buda geçer yahu 1 ay önce Şikayet Et
    Yılmaz altaylıçölaşan ugur dundar gibiler içimizdeki türk kimliği taşıyan yahudi veya ermenilerden o yüzden çok görmüyorum
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Abdullah 1 ay önce Şikayet Et
    YılmazÖzdil,Fatih Altaylı ve Emin Çölaşan…….her konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan en büyük mezıyetlerı mıllete hakaret küfür olan mahluklar….kin ve garezleri içinde kendi kendilerini bitiriyorlar.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • RUS ÇOCUKLARİ 1 ay önce Şikayet Et
    Ruslar cocuklarina kaliteli egitim verirler ama Turkiyedeki tohumlari, Babasiz kalmanin verdigi eksiklikten olsa gerek iyi egitim alamamis,rus sozcusu Dimitri oeskov, Turkiyenin Kendi ucak motorunu uretmeye ramak kaldigini 2 yil once acikladi, ,Su cocuklarina da anlatsin, anlamiyorlar.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat