Dildeki yareyi tedavi vakti!
- GİRİŞ31.10.2025 09:23
- GÜNCELLEME01.11.2025 10:15
Yarın 1 Kasım…
1928 yılında yürürlüğe giren “1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun”un kabul edilişinin, yani “Harf İnkılâbı”nın 97. yıl dönümü.
Resmi kaynaklar, Arap harflerinin yerine Latin esaslı Türk alfabesinin kabul edilmesini içeren mezkûr “devrim(!)”in temek amacının; “okuryazarlık oranını hızla yükseltmek” ve “eğitimi kolaylaştırmak” olduğunu yazıyor.
Bizim mahalle ise alfabe değişikliğiyle “ülkenin bir günde cehalete itildiği” ve “devriminin yapılmasının tek sebebinin toplumu İslam kültüründen koparmak” olduğu görüşü hakim…
Zaten doğrusu da bu!..
Arap harfleri var olduğu sürece, Türkiye’nin Osmanlı-İslam geleneğinden kurtulamayacağını, dolayısıyla “laik devrimlerin” gerçek manada oturmayacağını düşünen Cumhuriyet kadroları, “köklü bir kültür değişikliği”nin gerçekleşmesi için alfabenin değiştirilmesi gerektiğini biliyordu.
Nitekim “Biz harf inkılâbı yapmadık, belki inkılâbımızın harfini bulduk” diyen CHP’nin “Milli Şef”i İsmet İnönü, 1969 yılında Ulus gazetesinde yayımlanan hatıratında;
“Harf inkılâbı, sadece okuyup yazma kolaylığı için yapılmamıştır. Harf inkılâbını biz, kültürümüzü değiştirmek için yaptık. Artık eski yazıya dönülmeyecektir. Bunun manası, artık eski kültürle bağımız kalmadı, demektir. Harf inkılâbının bizlere tesiri ve büyük faydası, söylediğimiz bu kültür değişmesini kolaylaştırmış olmasıdır. İster istemez Batı kültürüne ve Batı medeniyetine yöneldik” itirafında bulunarak, bu tezi doğrulamıştır.
Tabii “Harf Devrimi”nin çok ağır bir faturası oldu.
Yüz yıllar boyunca kullanılan Arap harflerinin yasaklanmasıyla bir anda okuma-yazma oranı sıfırlandı.
Zengin kültür mirasımız ve kadim geçmişimiz kütüphanelerin raflarında, karanlık depolarda bir daha okunup anlaşılmayacak şekilde hapsedildi.
Arapça okuma-yazmanın yasaklanmasıyla birlikte bir anlamda Kur’an’ın okunması, anlaşılması ve öğretilmesi de resmen yasaklanmış oldu.
Böylece aziz milletimiz mazisinden, kültüründen, medeniyetinden, dilinden, dininden ve tarihinden kopartıldı.
Yetişecek nesiller, bunca manevi değer ve servetten mahrum bırakıldı.
Harf Devrimi’nin yıkıcı etkisi bununla sınırlı kalmadı.
İnkılâbı yanlış anlayan bazı devrim yobazları, evlerde ne kadar kitap varsa el koyarak imha etti…
Çoğu ev halkı da dayak ve sopa altında kitaplarını kuyulara dökmek zorunda bırakıldı.
İslam âleminin tüm kitap basımını üstlenen Matbaa-i Âmire’nin basım taşları da Mısır’a satıldı.
O dönemle ilgili raporlar hazırlayan yabancı bilim adamları, Türkiye’de yüksek tahsil yapan talebelerin okuyabileceği yeterince Türkçe kaynak bulunmadığından bilhassa söz ediyorlardı.
Eski harflerin yenileriyle değiştirilmesi sonucu kütüphanelerin bir anda türbeye dönüştüğü o meş’um süreçte, henüz “Bohem şair” olarak bilinen Necip Fazıl Kısakürek, “Babıâli kibarları” olarak tarif ettiği “Abdülhak Şinasi, İsmail Habip, Yahya Kemâl, Peyami Safa ve Fikret Âdil” ile yeni harfler hakkında sohbet ederken şu tespiti yapıyordu:
“Peyami'ye sorarsanız, yeni harfleri beğenen ahmaktır; bu da söz mü?.. Yeni harfler bu memleket kültürünü, zekâ inkişafını sıfıra indiren bir uyuşturucu zehirdir, temel kültürümüzle aramızı açmaktan başka bir şeye yaramayacak, eski Yunan ve Lâtin kültürüne de yol açamayacak, millî tefekkür istidadını karartarak; ve iş, kelime aleti harften başlayarak, fikir aleti kelimeye ve oradan dimağ ve zihne kadar sirayet edici bir gidişle millî bir ruh inhitatına zemin teşkil edecektir. Yeni harflerin eskilerine kıyasla lehinde gösterilebilecek hiç bir tarafı yoktur. Kolaylığı ve fertlere kolayca öğretilebilme avantajı bile onun en katil cephelerinden biri... Ah şu sefil kolaylıklar! Onlardan ne zaman sıyrılacak ve ulvî zorluğa kucak açacağız?..”
Yahya Kemâl’in “Altınla yazılacak ama yeni harflerle değil..” dediği bu sözler, aslında devrimin hasarını özetliyordu.
Kelimenin aleti olan harf, fikrin aleti kelimeyi vurmuş, oradan da millî ruhun çöküşüne zemin hazırlanmıştı.
“İlmî açıdan bir cinayet” olan Latin alfabesine geçişle toplumsal bir travma yaşanmış ve ecdat ile aramızdaki bağ neredeyse tamamen koparılmıştı.
Harf devrimiyle Osmanlı İslam kültürünün yok olacağını, yakın bir gelecekte Kur’an’ın bile unutulacağını öngören Seyyid Taha Arvasi Efendi ise üzüntüsünden dolayı devrimin yapıldığı gece ölmüştü!
Kimileri, halk yeterince itiraz etmediği için “Harf inkılabı”nın tuttuğunu, Türk milletinin Latin harflerini benimsediğini düşünse de…
Bir asır önce kökeninden koparılan Türk insanı, “İslâmi harflere” duyduğu özlemi Osmanlıca öğrenerek ve tezhip kurslarına giderek telafi etmeye çalışıyor.
Sosyal medyada sık sık Osmanlıca metinler, tuğralar, besmele-i şerifler, mabed yazıları ve hat sanatıyla ilgili paylaşımlar yapılması bu özlemi tescilliyor.
Uzmanlar da artık bir restorasyon sürecinin başlaması gerektiğini vurguluyor.
Örneğin Prof. Dr. Hayati Develi bundan birkaç yıl önce yaptığı bir açıklamada, Osmanlıca öğrenmenin eski bir evi yıkılmaktan kurtarmaya benzediğini söylemiş ve “İyi bir restorasyonla bu ev hem bir sanat değeri hem de fonksiyon kazanır” demişti.
Adres olarak da okulları işaret etmişti.
Osmanlıca zaten günümüzde yediden yetmişe herkesin ilgi duyduğu alanlardan biri haline geldi.
Her yıl yüz binlerce insan, aslında Arap harfli Türkçe olan ve temelini atması bir iki ay süren Osmanlıca kurslarına devam ederek, geçmişle bağlarını onarmaya çalışıyor.
Hazır şartlar bu kadar olgulaşmışken, ilköğretim müfredatına konulacak seçmeli bir dersle büyük bir travmayı tedavi etsek ve çocuklarımıza iki alfabeyi birden öğretsek fena mı olur?!..
1 Kasım, bu yeni devrim için bence çok uygun bir tarih!
Zekeriya Say / Haber7
Yorumlar8
-
ilyas
2 hafta önce
Şikayet Et
İyi de Zekeriya Bey, Eğitim fakültelerinin Türk Dili ve Edebiyatı ve Tarih bölümlerinde Osmanlıca dersleri bizzat YÖK eliyle hem de hocalara ve bölüm gereklerine rağmen oldukça azaltıldı. Kim kime çalışıyor, belli değil. Ak Parti eliti görünümündeki bazı rektör ve bürokratların gelenekten ve tarihten habersiz şekilde sürekli karşı mahalleye çalışması da ayrı bir sorun.
Beğen
Cevapla
Toplam 7 beğeni
-
Mustafa Bozdemir
2 hafta önce
Şikayet Et
Somut örnek verseniz daha inandırıcı olur dostum...Ak partiye giydirmek icin bahane bulma...Somut tespit ve onerini söyle.
Beğen
-
hatice
2 hafta önce
Şikayet Et
uyanmaya başladık çok geçte olsa Elhamdülillah
Beğen
Cevapla
Toplam 8 beğeni
-
Kaan
2 hafta önce
Şikayet Et
Ellerinize sağlık yazınız yine çok önemli tespitler içeriyor.
Beğen
Cevapla
Toplam 9 beğeni
-
EMOJİ
2 hafta önce
Şikayet Et
Nasilki yabancilarin icat ettigi emojilere rahat kullaniyorsak birkac tildekyazmayi ogrenmeliyiz,.Yazida ve til.ogrenmede milliyetçilik olmaz
Beğen
Cevapla
Toplam 5 beğeni
-
HOBİ
2 hafta önce
Şikayet Et
Harf inkilabina takilmayalim,.zaman zaman,.ormanlica,.arapca,.Rursca yazilar deneyerek hobi gelistiriyoruz çok zevk veriyor, Okullara Rus ,çin, hindistan, sasriks yazi dersleri koyalim,.yazi bir resim ve skilden ibaret ama dil farkli
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle