“Enayi yerine konmuş vatandaş anıtı!”

  • GİRİŞ14.11.2025 09:07
  • GÜNCELLEME14.11.2025 10:14

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin “efsane” Başkanı Melih Gökçek, göreve gelir gelmez heykeltıraş Mehmet Aksoy'un “Periler Ülkesinde” adlı heykelini bulunduğu parktan kaldırmıştı.

O dönem laikçi azınlığın hedef tahtasına oturttuğu Gökçek’in, kendisine yönelik gelen eleştirilere karşı verdiği “Ahlaksızlığın adını sanat koymuşlar. Ben böyle sanatın içine tükürürüm” cevabı hafızalara kazınmakla kalmadı, dillere de pelesenk oldu.

İki dönem yönettiği Beypazarı’nda ismi “mucizevi başkan”a çıktığı halde, “10 yılda kocaman ilçede bir tuvalet bile yapamadığı” öne sürülen Mansur Yavaş ise adeta Gökçek’e nazire yaparcasına…

CHP listelerinden belediye başkanı seçilir seçilmez “heykel”e merak saldı.

İlk icraat olarak Ulus Meydanı’ndaki Atatürk heykelini tazyikli suyla yıkatıp, parlatan Yavaş, belediye personeli için yayımladığı ilk mesajında ise;

“Belediyemizin başarılı olması sadece Ankaralılar için değil, ülkemizin temsili ve itibarı açısından da faydalı olacak” ifadelerini kullandı.

Ülkenin “temsil” ve “itibarı”nın heykelden ibaret olduğunu sanan Yavaş, Atatürk “heykelini” itfaiye hortumuyla yıkadıktan kısa süre sonra bu kez de Seğmenler Parkı'ndan kaybolan “İlhan Koman heykelini” orijinal kalıplarında yeniden döktürüp, törenle eski yerine monte etti.

Heykel diktikçe CHP seçmeninin gözünde devleştiğini fark eden bir dönemin hızlı Ülkücülerinden Yavaş, bu kez de başkan seçilmeden önce kendisinden “ricada” bulunan Sözcü gazetesinin küfürbaz yazarı Bekir Coşkun’a verdiği sözü hatırladı.

Coşkun, TBMM ve Genelkurmay Başkanlığının yakınlarında yer alan ve “Atatürk'ün Ankara'ya girdiği yer” olarak bilinen “Genelkurmay kavşağı”ndaki “kol saati” şeklindeki yapının kaldırılıp, yerine “Atatürk” heykeli dikilmesini istemişti.

Yavaş da “Seçilirsem söz” diyerek, bu teklifi kabul etmişti.

Halka verdiği sözleri tutmak yerine yandaşları mutlu etmek için didinen Yavaş, 16 Nisan 2019'da “kol saati” şeklindeki yapıyı söküp attı.

5 Ekim’de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara hemşehriliği kabulü” dolayısıyla düzenlenen törende ise “Genelkurmay kavşağına Atatürk heykeli” yapacağının müjdesini verdi.

“Maalesef 27 Aralık’a yetişmiyor ama” diyerek heykeli “Atatürk’ün Ankara’ya geldiği günde” açamayacağını itiraf eden Yavaş, “İnşallah 23 Nisan’a yetiştirmeye çalışacağız” sözleriyle, yaşanacak gecikme için partililerin gönlünü almaya çalıştı.

*

Kürsüye her çıktığında “Ben Ankaralının parasını kimseye yedirmem” dediği halde eline geçen paraları betona harcayan Yavaş, heykel işine kendisini o kadar kaptırdı ki…

“Covid-19” salgınında yaşamını yitiren sağlık çalışanları ile İttihat ve Terakki liderlerinden “Talat Paşa”nın anısını yaşatmak için bile başkente anıt diktirdi.

Halktan gelen israf eleştirilerine ise; “Hep derlerdi, CHP'li belediyeler genellikle heykel yapar diye. Tabii ki heykel yapılır, niye yapılmasın. Estetikse yapılır” sözleriyle cevap verdi.

Bu cevap kamuoyunu tatmin etmeyince bu defa Gökçek’in, Ankapark’a yerleştirdiği “dinozor” ve “Robocop” maketleri üzerinden bir savunma geliştirmeye çalıştı.

“Çin malı heykel belediyeciliği yapmayacağız” diyerek plastik maketlere göndermede bulunan Yavaş, bu defa “organik heykel” işine girerek, belediye önünde ve çeşitli parklarda bulunan kurumuş “çınar ağaçları”nı oydurarak, onları “Ankara keçisi”, “Ankara kedisi”, “tavşan”, “güvercin” gibi figürlere dönüştürdü.

Çok düşük maliyetli bu iş “estetik” ve “duygusal(!) olarak Yavaş’ı tatmin etmemiş olmalı ki, CHP’li Başkan yeniden “betondan heykel”e yöneldi.

Halkı çorbayla avutan Yavaş, Ankara'nın başkent oluşunun 100. yılı için planladığı heykel projesi için bütçeden devasa bir pay ayırdı…

Adeta olacakları önceden kestiren, boruların patlayacağını ve başkentin susuz kalacağını tahmin eden dönemin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi Başkanvekili Fatih Ünal’ın; “Bu parayla Ankara’nın değil asbestli, yeni boruları bile değiştirilir” uyarısına aldırmayan Yavaş…

100. yılda inşa edilmesi planlanan anıt için “2023 Cumhuriyet’in 100. Yılı Anıtı Yarışması” düzenledi.

Hizmet üretmek yerine “cek, cak”larla uğraşan ve Ankaralının parasını heykele, konsere aktaran Yavaş, “çılgın proje” olarak gördüğü, her biri 6 metre genişlik ve 66.5 metre yüksekliğe sahip bürüt betondan inşa edilecek olan bu yapıya, “100. Yıl Şükran Anıtı” ismini verdi.

Güya “çağın ötesinde bir eser” olarak planlanan ve sosyal konut inşa edilmesi beklenirken birden “anıt tepe” haline getirilmesi kararlaştırılan Hıdırlıktepe'de yükselen bu anıt için kesenin ağzını açan Yavaş, sadece projede görev alacak iş makinelerinin kirasına 210 milyon lira ödedi.

Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2024 yılı Sayıştay raporları ise 2023 yılında bitmesi gerekirken “yılan hikayesine” dönen ve Ankara’nın kalbine bir hançer gibi saplanan iki beton kazığın maliyetinin daha da korkunç olduğunu gözler önüne serdi.

Sahne kurulumu için bir ışıkçıya günlük 100 bin TL yevmiye ödeyen Yavaş’ın, 8 kat daha fazla ödeme yaptığı C30 sınıfı hazır betonla inşa etmeye çalışırken yarım bıraktığı bu iki beton kazığa tam “2.2 milyar lira” aktardığı ortaya çıktı.

AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek, zamanında tamamlanamadığı için anlamını yitiren ve “100. Yıl Şükran Anıtı” olmaktan çıkan iki beton kazığa ödenen parayla, ulaşımı adeta çöken başkent Ankara’ya tam 20 tane alt geçit veya 900 tane 120 metrekarelik sosyal konutun yapılacağını söyledi.

Tabii yaşanan israfı ve beceriksizliği görünce benim aklıma başka bir fikir geldi.

Başlangıçta 2023 yılı içerisinde açılması planlanan fakat Yavaş’ın beceriksizliği yüzünden 2026 yılına sarkan bu iki ucube beton kazık için artık tek kuruş masraf yapılmasına izin verilmesin.

“Ankara'nın başkent oluşunun 100. yılına” yetişmeyen bu ucube yapıya ise “Enayi yerine konmuş vatandaş anıtı” ismi verilsin.

Zekeriya SAY / Haber7

Yorumlar33

  • Ali 16 dakika önce Şikayet Et
    Bu kazıklar chp lilere az gelir biraz daha uzun olmalı
    Cevapla
  • Ali 1 saat önce Şikayet Et
    Chp li belediyelere beton alımını yasaklamak lazım. Bina falan yapacaksa da yapmasınlar. Hatta hiç birşey yapmasınlar evlerinden bile çıkmasınlar maaşlarını alsınlar yesin yatsınlar. Daha karlı olur.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Adsız 1 saat önce Şikayet Et
    Her kim ayırım yok benim Devletimin,Milletimin, yetimin, benim,çocuğum, hakkını çalıyor yiyorsa Allah'ım onların bin belasını versin Allah'ım onlara gün yüzü göstermesin sorarım siz kendi şirketiniz de çalışanına günlük 100 bin TL verir mi veya bir konser e 60 milyon bir heykel e 2,2 milyar verir misiniz ben yapan kim ise ona söylüyorum parti veya kişi ayırımı yok yapana söylüyor um
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Namyelüs 1 saat önce Şikayet Et
    İkinci kez oy verenler oy attıkları için utanmışlar mıdır?Hiç zannetmiyorum;'Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş' derler,durum aynı.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • vatandaş 1 saat önce Şikayet Et
    Devletin - miletin parasını kayiflerince harcayan bu yönetici görünümlü insanların ellerinden tüm yetkileri bir an önce alınıp, son kuruşuna kadar hesap sorulmalı ve gerekli cezaları verilmelidir.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat