“Milletvekili maaşları” her dönem ülkemizde “siyaseti itibarsızlaştırma” aracı olarak kullanıldı.

Bu konuda nice kampanyalar yürütüldü.

Özellikle 23 yıllık AK Parti iktidarında vekil maaşlarına yönelik eleştiriler doruğa çıktı.

Milletvekilinin maaşı genellikle asgari ücretle kıyaslayandı.

“Vatandaş perişanken vekillerin bu kadar çok para alması doğru mu?” şeklindeki sorulara sık sık rastlandı.

Milletvekili ücretleriyle ilgili düzenlemelere ise kamuoyundan “Kıyak emeklilik” veya “Süper zam” şeklinde nitelemeler yapıldı.

Herkesin gözünü diktiği ve “emek sarf edilmeden kazanılan” bir para olarak görülen “milletvekili maaşı” adeta Türkiye’de lüksün, şatafatın simgesi olarak algılandı.

Siyaset kurumunu “maaş” konusu kadar yıpratan başka faktör olmazken…

Gerçekte ise bu rakam, sahiplerini bile mutlu etmedi.

Halkın oylarıyla seçilip Ankara’ya giden vekiller, aldıkları maaşların;

“Ev kirası”ndan “seyahat biletleri”ne, “misafir ağırlama”dan “çiçek ve çelenk”lere, “fatura”lardan “düğünlerde takılan takılar”a ve  “kuru temizleme” masrafına kadar, sadece şahsi giderlerine yetmediğinden defaatle şikâyetçi oldu.

Bunlardan biri de CHP’li eski milletvekili Barış Yarkadaş’tı.

Gazeteci Yarkadaş bir röportajında, Milletvekili seçildikten sonra nasıl fakirleştiğini anlatırken;

“Milletvekili seçildiğim gün bankada param vardı, bireysel emekliliğim vardı, arabam vardı, borcum yoktu, şirketimde tamamı sigortalı 12 kişi çalışıyordu…

Milletvekilliğim bittiğinde; arabam hacizliydi, bankaya inanılmaz borcum vardı ve bankalar artık kredi vermiyordu. Bireysel emekliliğimi bozdurdum, milletvekilliğimde ben gerçekten fakirleştim” demişti.

Evet!

Bu tür itiraflara rağmen özellikle muhalif kesimin yürüttüğü bu kampanya, her zaman halkta karşılık buldu.

Sokaktaki insanlar, yıllarca bütün kıyaslamalarını “milletvekili maaşı” üzerinden yaptı.

Başka hiçbir bürokratik kurumun maaşı ve ayrıcalıkları, milletvekillerininki kadar konuşulmadı.

Fakat 2024 yerel seçimlerinde 46 yıl aradan sonra CHP’nin “birinci parti” olmasıyla, bu algı yıkıldı.

Son dönemde yolsuzluk iddiaları ve savcılık soruşturmalarıyla çalkalanan CHP’li belediyeler, şimdi de yandaşlara ödenen astronomik ücretlerle dikkat çekiyor.

Türkiye tarihinde belki de ilk defa “milletvekili maaşı” artık CHP’li belediyelerde ödenen maaşlar kadar vatandaşın ilgisini çekmiyor.

Örneğin!

“Cumhuriyet Bayramı'na bu yakışır” diyerek başkentte konser sağanağı başlatan ve “32 konser ile belediyeyi 154 milyon lira zarara uğrattığı” için hakkında soruşturma başlatılan CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş…

Fahiş konser harcamalarına kılıf uydurmaya çalıştığı sırada, sahne kurulumu sırasında “çok özellikli” bir elamana günlük tam “100 bin lira” civarında yevmiye ödediklerinden bahsetmişti.

Şu paraya bakın…

Adamın iki günlük yevmiyesi neredeyse bir milletvekili maaşına tekabül ederken, bir aylık geliriyle ise Anadolu’da mütevazı bir daire satın alınabiliyor.

CHP’li belediyelerde “çok özellikli(!)” elemanlara böyle astronomik ödemeler yapılırken, son dönemde ortalığa saçılan bazı belgeler, liyakatsiz yandaşların da uçuk maaşlar aldığını ortaya koydu.

Mesela!..

Halkın oylarıyla seçilen ve 88 milyonluk Türkiye’yi yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sadece 238 bin TL maaş alırken…

Yolsuzluktan tutuklu İBB eski Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun karısı olmak dışında hiçbir vasfı olmayan Dilek İmamoğlu’nun “basın danışmanı” Şefika Sibel Yıldızbaş’ın, İBB’ye ait İstanbul Enerji A.Ş'den 236.000 TL’si “maaş” ve 104.000 TL’si “özel görev tazminatı” olmak üzere aylık tam 340.000 TL maaş aldığı deşifre oldu.

Türkiye bu rakamın şokunu atlatamamışken dün de “İmamoğlu Suç Örgütü(İSÖ) elebaşı" olarak anılan CHP'li eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun göreve aldığı yandaşların maaşları deşifre oldu.

Halkın oylarıyla seçilen milletvekilleri halihazırda 229 bin TL maaş alırken…

CHP’li İBB'ye bağlı Medya AŞ’de Genel Müdür maaşının 340 bin TL…

Genel Müdür Yardımcısı maaşının ise 290 bin TL olduğu ortaya çıktı.

Sıradan bir Müdür 220 bin lira alırken, Genel Müdür Danışmanı ise 215 bin lira maaş alıyormuş.

Tam olarak ne iş yaptığı hakkında fikir sahibi olmadığım “Koordinatör”lere ise aylık 152 bin lira maaş ödeniyormuş.

CHP’li İBB’deki “ballı maaş” vurgunu elbette Medya A.Ş. ile sınırlı değil…

Ekrem İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü'ne yönelik iddianamede yer alan 143 yolsuzluk dosyasından 11'inin gerçekleştiği İBB iştirak şirketi Ağaç ve Peyzaj A.Ş.’de de yandaş kadrolara benzer dudak uçuklatan maaşlar ödeniyor.

Ağaç A.Ş.’de Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışan isimlere ikramiye hariç 195 bin 041 TL maaş ödenirken…

Pazarlama ve Satış Müdürü, 168 bin TL’si maaş, 27 bin 41 TL’si ikramiye olmak üzere 195 bin 041 TL ile Genel Müdür Yardımcılarıyla aynı ücreti alıyor.

Yine Ağaç A.Ş.’de “peyzaj mimarı” kadrosunda yer alanlara 113 bin TL’si maaş, 82 bin TL’si ikramiye olmak üzere toplamda 195 bin 41 TL ücret ödeniyor.

Eski İBB yönetici Ertan Yıldız’a yakınlığıyla bilinen ve Ağaç A.Ş’de, “İnsan Kaynakları İşe Alım, Gelişim ve Endüstriyel İlişkiler Şefi” olarak çalışan yandaş S. B. E. de tıpkı diğer üst yöneticiler gibi 113 bin TL’si maaş, 82 bin TL’si ikramiye olmak üzere toplamda 195 bin 41 TL ücret alıyor.

Emekçilerin alın terinin ödenmediği, işçilerin çıplak ayaklı eylem yaptığı CHP’li belediyelerde, koltuk sahibi yapılan yandaşlara aktarılan ballı maaşlar aşağı yukarı böyle…

Bu ülkede bir profesörün ortalama 111 bin lira, her an namlunun ucunda hedef olan bir başkomiserin 75 bin lira, çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerin 61 bin lira maaş aldığını düşündüğümüzde, yıllarca okul köşelerinde dirsek çürütmek yerine kapağı CHP’li belediyelere atmak, daha mantıklı olduğu görülüyor.