Ekrem’in “hizmet” dediği “hezimet” çıktı!

  • GİRİŞ29.12.2025 08:34
  • GÜNCELLEME29.12.2025 08:34

“Darülbedayi”, bilinen adıyla “İstanbul Şehir Tiyatroları” 1914 yılında kuruldu.

Burada görev alan oyuncuların en büyük övüncü; “hükümetin” veya darbe süreçlerinde “askerin tiyatrocuları” olmamaktı.

Şehir Tiyatroları, en sancılı dönemini SHP’li Nurettin Sözen zamanında yaşadı.

Sözen’in talimatıyla yönetmelikte yapılan değişiklikle, öncesinde Paris’e “konsolos” olarak tayin edilen Gencay Gürün, “Genel Sanat Yönetmeni” koltuğuna oturtuldu. Ardından, “yönetim kurulu”na siyasetçilerin girmesine olanak tanındı.

6 yıl vekâleten, 4 yıl da asaleten “Genel Sanat Yönetmenliği” yapan Gürün, Şehir Tiyatroları’nı “gazino kültürü”yle yönetti.

Sanattan yoksun oyunlar ve tiyatrocuların bitmek bilmeyen “ihtirasları”, 10 yılın heba edilmesine neden oldu.

Mevcut düzenin değişmeyeceği endişesine kapılan sanatçılar…

26 Mart 1994’te, yani Recep Tayyip Erdoğan’ın “İBB Başkanı” seçilmesinden bir gün önce, “İŞTİSAN” adıyla bir dernek kurarak, SHP’li Sözen’in himayesindeki “Gencay Gürün”ü devirmek için harekete geçtiler.

Fakat bir gün sonra 27 Mart 1994’te, Erdoğan’ın “Belediye Başkanı” koltuğuna oturmasıyla tüm planlar altüst oldu.

Şimdilerde soysal medyada insanları “trol”lemekle meşgul olan “Berna Laçin” gibi muhalif oyuncu(!)lar, Erdoğan’ı protesto için Şehir Tiyatroları’ndan bir bir istifa ederlerken…

Kalan oyuncuların kafasındaki soru işaretleri daha da arttı.

Kimileri, “tiyatrolarının tümüyle ortadan kaldırılacağını” kimileri “bütçesinin kısıtlanacağını”, kimileri de “yeni yönetimin ideolojisinde” bir ismin “Genel Sanat Yönetmeni” yapılacağını düşünüyordu.

Fakat kimsenin beklemediği “dördüncü ihtimal” gerçekleşti ve “Erol Keskin” gibi herkesin takdir ettiği bir isim “Sanat Yönetmeni” oldu.

Haliyle, Gürün’ü devirmek için bir araya gelen 600 sanatçıdan 560’ı ilk iş olarak “mücadele” amaçlı kurdukları İŞTİSAN’dan istifa etti.

Erdoğan’ın gelişiyle birlikte “yerli ve nitelikli oyunlar”la ağırlık veren Şehir Tiyatroları ise o yıl “379 bin” gibi rekor bir seyirci sayısına ulaştı.

Tabii bu durumu hazmedemeyenler de oldu.

Bazıları, “köktendinci” diye yaftaladıkları “Milli Görüş” çizgisindeki belediye yönetimini, “oyunların içeriklerine müdahale etmek”le suçladı.

Gerçekte ise “dini inançlarına bağlı saf bir zenginin evine yerleşen ‘sofu’ rolündeki bir sahtekârın hayatını konu ettiği” için geçmişte “kiliseler” tarafından defalarca yasaklanan Molière’in “Tartuffe”ü bile hiçbir sansüre uğramadan sahneleniyordu.

Tabii tüm bu tezviratlar tutmayınca, bu defa Erdoğan’ın; “Şehir Tiyatroları’nın ödeneğini kıstığı ve oyuncuların maaşını vermediği” yalanı devreye sokuldu.

Oysa bırakın ödeneklerin kısıtlanmasını, göreve geldiği yıl ödeneklere yüzde 100 artış yapan Başkan Erdoğan, oyuncuların yıllardır ödenmeyen iki adet “teşvik ikramiyeleri”ni de hesaplarına aktardı.

Haliyle…

27 Mart 1994’ten sonra Türkiye’de hiç kimse, “temsil”ler haricinde tiyatro oyuncularını “ağlarken” görmedi.

AK Partili İBB yönetiminde “son repertuvar” 2018-2019 sezonunda açıklanırken, toplantıda konuşan dönemin İBB Kültür Daire Başkanı Rıdvan Duran;

“Şehir Tiyatroları’nın dünya tiyatroları arasında parmakla gösterilen bir gurur kaynağı olduğunu” belirterek, “geçen yıl 600 bin olan izleyici sayısını” bu yıl yani 2019’da “tam bir milyona çıkarmayı hedeflediklerini” söyledi.

Fakat mümkün olmadı!

2019 yılında gerçekleşen yerel seçimlerde HDP, İP ve SP’nin oylarıyla İBB’nin başına bela edilen Ekrem İmamoğlu, göreve gelir gelmez Şehir Tiyatroları’nın da huzurunu kaçırdı.

“Dindar” insanların oyuyla seçilen İmamoğlu, ilk iş olarak muhafazakâr isimler tarafından kaleme alınan ve Şehir Tiyatroları'nda yıllarca sahnelenen Necip Fazıl Kısakürek'in “Reis Bey”, Mustafa Kutlu'nun “Mavi Kuş” ve İskender Pala'nın “Aşk Bir Zamanlar” adlı tiyatro oyunlarını repertuvarından çıkardı.

Birkaç ay sonra ise “Lüküs Hayat” müzikalinde “Rıza” karakterine can veren usta oyuncu Zihni Göktay, “Ekrem İmamoğlu aylardır maaşımı ödemiyor” diye feveran etti.

Akabinde araya pandeminin girmesiyle Şehir Tiyatroları sessizliğe bürünürken, “Genel Sanat Yönetmenliği” dahil kritik görevlerde yaşanan değişikliklerle oyuncularının huzuru yeniden kaçtı.

Doğrusunu söylemek gerekirse…

İmamoğlu geldikten sonra bendeniz de İBB’ye bağlı “Şehir Tiyatroları”ndaki gelişmeleri takip etmeyi bırakmıştım.

Dün gözüme ilişen bir gelişme ise oldukça ibretlikti.

Kurduğu suç örgütü ile İstanbul’u yağmalayan ve tam 2 bin 430 yıl hapis cezasıyla yargılanan Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, 2025 yılında İBB tarafından yapılan faaliyetleri sıralamış.

Hala kendisini “İBB Başkanı” sanan ve Silivri’de yatan yolsuzluk tutuklusu Ekrem İmamoğlu, bir iki bina dönüştürmekle ve müzeye giden vatandaş sayısıyla “2025 yılının hizmetle dolu geçtiğini” iddia ederken;

“Şehir Tiyatrolarında 598 bin seyirciyi sanatla buluşturduk”larından gururla bahsetmiş.

Oysa AK Partili İBB yönetimi bu sayıyı 600 bin seyirci ile 2017-2018 sezonunda geride bırakmış, Ekrem’in seçildiği 2019’da, yeni açılacak salonlarla birlikte tam “1 milyon seyirci” hedefini belirlemişti.

Anlayacağınız!..

CHP’li İBB yönetimi sadece ulaşımı, altyapıyı, kadim kentin kasasını ve çehresini çökertmekle kalmamış…

Aziz İstanbul, Ekrem İmamoğlu ve adamlarının elinde, Solcuların en iyi olduklarını iddia ettikleri “sanatta” da geriye gitmiş…

Billahi yazık!

 

 

Yorumlar1

  • Dertli Öğretmen 46 dakika önce Şikayet Et
    İşte Süleymancilar bu CHP'ye oy veriyor. Yazıklar olsun
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat