Punk türban

  • GİRİŞ08.08.2009 08:18
  • GÜNCELLEME08.08.2009 08:18

KİMİ başörtüsü diyor, kimi türban, kimi eşarp.

Türkiye’nin 21. yüzyıl kentli fotoğrafına artık “örtülü başlar galerisi” diyebileceğimiz bir olgu yerleşti. Bu galerinin içinde örtünmenin her türlüsü var. Bu da yorum yapmayı zorlaştırıyor.

Anneannem gibi örtünen çok az kimse kaldı. Anneannem nasıl örtünürdü anlatayım. Düz kesim ve dizkapağının 15-20 santim altına inen pardösüsüyle eş renkte bir fularla alnının ve yanaklarının yarısını kapayacak şekilde başını örterdi. Bunlar mutlaka düz, desensiz kumaştan olurdu. Ayağındaki çorap da pardösüyle aynı renk ya da ten rengi olurdu ama saydam değildi. Düz ya da çok alçak topuklu ayakkabı giyerdi. Gümüş yüzüğünün dışında hiçbir takı takmaz, oje sürmez, makyaj kesinlikle yapmazdı.

Anneannem içki servis edilen yerlerde yapıldığı için çok sevdiği torunlarının hiçbirinin düğününe gelmedi.

“Göztepe’nin hacıannesi” diye bilinen anneannem 19’uncu yüzyılda doğmuş, çocukluğu Rumeli’de mutaassıp bir kasabada geçmiş, iki tarikata birden üye olmuş, gençliğinde dedeme rakı servisi yaparken her seferinde bir damla gözyaşı akıtmış, hoşgörü sahibi nur yüzlü bir insandı. Onu 70’lerin ortasında 85 yaşında iken kaybettik.

¡   ¡   ¡

Şimdikilere gelince... Kesinlikle kimseye anneannem gibi olun demiyorum, ama örtünmedeki değişikliği anlamak ve anlatmak istiyorum. Bugün sokakta gördüğüm genç başörtülülerin bir bölümü bana 70’li yılların “punk”larını hatırlatıyor.

Avrupa’da 70’lerde başlayan punk akımı topluma karşı “görsel” olarak saldırıya geçmişti. İsyankâr bir tarafı vardı punkçuluğun. İngiltere’de başlangıçta ekonomik bunalımdan büyük zarar gören işçi sınıfı gençleri arasında revaçtaydı. Asıl hedef bir şeyleri protesto etmekti. Punklar köle kıyafeti giydilerse, amaçları içinde bulundukları durumu kınamak ve dayatılan modaya karşı çıkmaktı. Rengârenk ve dikleştirilmiş saç biçimlerini bu yüzden seçtiler, başta çengelli iğne, çeşitli sembolleri bu amaçla kullandılar. 

Giderek bir punk estetiği de oluştu. Bu estetiğin yaratıcısı olarak kabul edilen Londralı modacı Vivienne Westwood’un felsefesi “tepkileri davet eden bir güç gösterisi” sunmaktı. Buna göre punk giyinenler cesurdu, sokakta yürürken tüm dikkatleri üzerlerine çekeceklerini biliyorlardı çünkü. Bu giyim tarzı için “Sundukları görsellik bir kitap, bir poster ya da broşür kadar yıkıcı bir silah olabilirdi” yorumları yapıldı. Sonuçta müziğiyle, giyimiyle, sanatıyla kategorize edilmesi zor bir alt kültür oluştu.

¡   ¡   ¡

Gazeteci gözüyle etrafıma baktığımda türbanlı giyim giderek bana punk akımını hatırlatıyorsa bunu ciddiye almanızı öneririm. Üstelik bizim türban punk akımının çifte protestosu var. Hem devletin seçtiği giyim biçimine karşı, hem de kendi içlerinde dayatılan anneannem usulü örtünmeye karşı. Birincisinin belki farkındalar, ikincisi ise içgüdüsel olarak gelişen bir tepki bana kalırsa...

Zeynep Göğüş - Hürriyet

Yorumlar13

  • murat bayraktutar 15 yıl önce Şikayet Et
    boş insan. yazar olmuşun öyle bişee yazıyosun ama kayda deger degıl.ınsan bukadar boş olmaz.güya yazar yazdıgına bak ılk okkulda okutulan hıkaye kıtabı sankı ananesı örtüyomuşta ölçülerını verıyo. sana kımse soruyomu başın nıye açık.kalkmış eleştırı yapıyo.size bu ımansızlıgı kım ögretır çok merak ederım.insan yaşantıdan bıraz ıbret alırda yaradanından korkar beee.yav kımee güvenıyosunuzzzz oo musalla taşına gıtmıcekmısınızzz
    Cevapla
  • fakihayn 15 yıl önce Şikayet Et
    Babaannemin Başörtüsü, Dedemin Sakalı.... Babaannelerimizi başörtüsü, dedelerimizi sakalı ile hatırlarız hep. Babaannemin başörtüsü revaçta, diğer giysilerini soran yok. Entarisinin enini, etekliğinin boyunu konuşann yok. Bir de dedemizi-babamızı soran yok. Amma hepimiz biliyoruz ki çoğumuzun dedesi sakallı, babası bıyıklı. Tabii kimse dedeyi-babayı sormuyor, varsa yoksa ninelerimiz-analarımız. Bir de başörtüsü! Selam ve Dua ile.
    Cevapla
  • cixx 15 yıl önce Şikayet Et
    ağzı olan konuşuyor. evet bende öyle yapıyorum.. ama en azından fazla bilgili olmadığım konularda konuşmamayı, görüş bildirmemeyi yeğlerimm... görüyorum ki yazarım diyen bilgisine bakmadan her konuda verip yazıyorr.. biraz muhafazakar olarak başörtülülerin (artık başlarını ne niyetle örtüyorlarsa) giyinişlerinde muhteşem bir dinimizce emredilen tesettüre aykırılık varr ...ama bunu konusacak yada yazacak olan sizin gibiler değil olmazdaa ......
    Cevapla
  • baha sarı 15 yıl önce Şikayet Et
    özgürlük. evet başörtüsü takma şeklinin çok değiştiği ve hatta binbir çeşidinin olduğu doğru,bence bu başörtüsü takanların aynı zamanda farklı karakter ve kişilikte olduğunuda gösterir,hepsi farklı bireyler çünkü.ve bence artık başörtüsünün şu şekli bu şeklini eleştirmeyi bırakalım.İnsanları özgür bırakalım nasıl istiyorsa öyle taksın yada takmasın.
    Cevapla
  • muhammed rehavi 15 yıl önce Şikayet Et
    zihinsel buhranlar ve zihin kirliliği. yazarın belirtiği değişimi özelliklede büyük şekillerde çok rahat görebiliyoruz.. kıyafetin farklı renk ve modellerde olması her dönemde yaşanan bir realitedir. fakat din emri olan bir örtünmeyi gerçekleştirdiği söyleyenlerin dinin kıtabında hiç bir şekilde yer almayan yarı giyininik yarı çıplak örtünme şekli ise bu toplumun yaşadığı zihin ve kültür karışıklığı ve kirliliğini yansıtıyor. tabi bu durum ben müslümanım dediği halde başını ve diğer taraflanı açanlar içinde geçerlidir..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat