İsrail ordusu Salı günü yaptığı açıklamada, Mısır sınırındaki ve Gazze savaşında yardım dağıtımı ve yaralıların çıkışında merkezi rol oynayan Gazze'nin güney Refah Geçişi'nin Filistin tarafının kontrolünü ele geçirdiğini söyledi.

Yedi aylık çatışma boyunca, Refah, Gazze'deki Filistinliler için dış dünya için bir cankurtaran halatı oldu; yardımların ulaştırılmasına ve hastaların çökmüş bir sağlık sisteminden tahliyesine olanak sağladı.

Filistin yönetimindeki Gazze Geçiş İdaresi, bunun Gazze halkına, özellikle de abluka altındaki bölgeyi yalnızca Refah yoluyla terk edebilen hasta ve yaralılara yönelik bir "ölüm cezası" olduğunu söyledi.

BM'nin insani yardım ofisi sözcüsü Jens Laerke, bunun Gazze Şeridi'ndeki stokların azalmasıyla birlikte Gazze'ye yardım ulaştıran iki ana arterin "tıkandığını" söyledi.

BM'nin Filistinli mültecilere yönelik kuruluşu UNRWA, X'te yaptığı paylaşımda, tedarik hatlarının kesilmesi durumunda, özellikle kuzey Gazze'deki feci açlığın çok daha kötüleşeceğini belirtti.

Dünya Sağlık Örgütü daha önce Mısır-Gazze Geçişi'nin kapatılmasının ilaç tedariki ve tıbbi personele erişim üzerinde büyük bir etki yaratacağı yönündeki endişesini dile getirmişti.

İsrail, Gazze'ye ve kara sınırlarının çoğuna tüm deniz ve hava erişimini kontrol ediyor. 7 Ekim'den sonra da mevcut kısıtlamaları sıkılaştırarak tam bir abluka oluşturdu.

İsrail'in sınır geçişlerinin kapatılmasıyla Refah, Gazzelilerin 360 kilometrekarelik kıyı şeridini terk edebilmelerinin tek yolu haline geldi ve insani yardım sağlama, yaralıları ve yabancı pasaport sahiplerini dışarı çıkarma çabalarının odak noktası oldu.

Katar, Mısır, İsrail ve Hamas arasında, ABD ile koordineli olarak, sınırlı tahliyelere izin verilmesi yönünde bir anlaşma yapılmasına aracılık etti.

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Genel Sekreteri Christopher Lockyear da Refah'a kara saldırısının Gazze'de son 6 aydır yaşanan felaketin ardından yeni bir felaketin daha yaşanmasına neden olabileceğini söyledi.