Gladio'nun surlarında gedik böyle açıldı

  • GİRİŞ13.11.2009 09:10
  • GÜNCELLEME13.11.2009 09:10

Ergenekon avukatlığını alenen ilan edenler, Başbakan ve AK Parti hükumetini “Korku İmparatorluğu” kurmakla itham ediyordu.

Oysa Başbakan’ın ve Ak Parti hükumetinin Korku İmparatorluğu kurmakla itham edildiği dönemde, onu demokrasi dışı yollarla yıkmayı hedefleyen GLADIO’nun cephaneliklerinden, el bombaları, lav silahları, uzun menzilli suikast silahları, roket atarlar, tüfekler, C4 ve TNT patlayıcıları ve bir yerleri yok etmenin gayreti içerisinde hazırlanan bombalama eylem planları fışkırıyordu.

Aslında topraktan ve evlerden fışkıran bu kan dondurucu cephanelikler, onbinlerce sayfalık fişleme ve eylem planlarıyla devlete ait çok gizli belgeler, yarım yüzyılı aşan bir zamandır GLADIO eliyle kurulan Korku İmparatorluğu’nun propaganda yöntemi olan, kontrollü gerilim stratejisinin temel cephaneliklerden başka bir şey de değildi.

GLADIO, yarattığı ve yaşam alanı bulduğu Korku İmparatorluğu’nun devamı için kimi zaman medya üzerinden yürüteceği kara propagandanın ana unsuru fişlemeler ve devlete ait çok gizli belgeleri kullanırken, kimi zaman da o imparatorluğun can simidi olan kontrollü gerilim stratejisini uygulayacak kan ve şiddete dayalı eylemler için akla gelebilecek her türlü cephaneliğe sahipti.

Maraş’ta, Malatya’da, Çorum’da, Kanlı 1 Mayıs’ta, Madımak’ta, Dağlıca’da, Aktütün’de; 33 Fidanın, Gün Sazak’ın, Abdi İpekçi’nin, Bahriye Üçok’un, Uğur Mumcu’nun, Ahmet Taner Kışlalı’nın, Necip Hablemitoğlu’nun katlinde, Danıştay Saldırısı’nda kullanılan bu cephanelikler değil miydi?

Bu İmparatorluk eliyle yaratılmak istenen, toplumsal, ekonomik ve ideolojik değişim ve dönüşüm hedefinden medet umanlar, elbette bu Korku İmparatorluğu’nun yıkılması anlamına gelen Ergenekon Soruşturma sürecine de kuşkuyla bakacaktı.

Bu süreci yöneten adli mercilere cesaret veren Başbakan’ı çok iyi bildikleri “Korku İmparatorluğu”nu kurmakla suçlayacaklardı tabii ki.

Yahudi sermayesinin finansmanıyla kurulan NATO’nun, 1950’lerde hem müttefiklerinin hem de kimi bağlantısız ülkelerin başına bela ettiği ve asıl amacı ABD’yi parmağında oynatan aynı sermaye sahiplerinin küresel kazanımlarını garanti altına almak olan GLADIO, Türkiye’de de bu yönde faaliyetlerini yarattığı Korku İmparatorluğu üzerinden yürüttü.

Örneğin yaşanan üç fiili, bir post-modern bir de e-muhtıra içerikli askeri müdahale süreçlerinin, GLADIO eliyle yaratılan Korku İmparatorluğu’nun devamını sağlamaktan başka birşeye hizmet etmediğini görememek için kör olmak gerek.

MİLLET İRADESİNİ YARGI ELİYLE ALMA DENEMESİ NASIL İŞLEDİ?
Yazının devamına bu linkten ulaşabilirsiniz

Yorumlar2

  • Ekrem Erol 16 yıl önce Şikayet Et
    Ya Bunlar Söz Vermemişler miydi?. 1993de Uğur Mumcu katledildiğinde bunların piri (şimdi rahmeli ya) "...bu bizim namus borcumuzdur. Katilleri bulacağız..." dememiş miydi. 1996-97de post-modern darbeye şakşaklık yapmak için "sürekli aydınlık için 1 dk.karanlık" eylemlerini yapanlar, şimdilerde ellerinde türk bayrakları ile korku imparatorlarının şakşakçılığını yapmakla meşguller. Ne oldunuz? Derinlere siz inince durum normale mi oldu? Sonuna kadar demokrasi
    Cevapla
  • ali salihoğlu 16 yıl önce Şikayet Et
    Korku İmparatorluğu Elbette Var.. Ergenekon veya adı her neyse onun eliyle oluşturulan,encümeni danişlerin 40lar meclislerinin,mason localarının geriden dizayn ettiği ve akıl hocalığını yaptığı bu yapılar vasıtasıyla oluşturalan korku imparatorluğu elbette var ve sonuna kadar gerçektir.Bu konuda tek ve basit bir soru sormak lazım:Bu soruşturma başladığından beri hiç toplumu derdinden sarsan suikast oldumu?Örneğin mumcu gibi.Bu soru bile birçok şeyi anlatmıyor mu?Tabi anlayana sivri sinek misali.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat