EMASYA 'Kafesi'nde demokrasi arayışı
- GİRİŞ23.11.2009 09:44
- GÜNCELLEME23.11.2009 09:44
Siyaset kurumu üzerindeki oligarşik baskının var gücüyle hissedildiği ülkelerde, demokratik parlamenter sistemin bağımsızlığından ve halkın parlamento eliyle kendi kendini yönetme felsefesinin karşılığı olan cumhuriyet rejiminden de söz edemezsiniz.
Böyle bir düzenin tanımlamasıysa; askeri oligarşinin hakimiyetindeki bir totaliter rejim ya da Arap dünyasını bir dönem kasıp kavuran BAAS ideolojisinin hakimiyeti olur ancak.
Türkiye’de Antiparlamenterist BAAS’çı ideolojinin maarifeti olan 28 Şubat ucubesinin 7 Temmuz 1997'de dayattığı ve G.Kurmay adına Korgeneral Çetin Doğan ile İçişleri Bakanlığı adına Müsteşar Teoman Ünüsan tarafından imza altına alınan 27 maddelik protokol bu tespitleri yansıtan bir vesika.
Asıl adı EMASYA olan bu protokol, askerin her ilde oluşturduğu 'Asayiş Güvenlik Merkezleri' eliyle, mülki amirler ve emniyeti, istihbarat ve planlama açısından kendine bağımlı kılıyor.
Protokole göre asker, tüm istihbarat yetkisini kendisinde toplayarak Türkiye'nin her yanında fişleme yapabilme özgürlüğü elde ediyor.
Üstelik bu fişlemeler için herhangi bir kısıtlama ya da belirlenmiş bir kriter de yok.
İstenildiğinde devleti temsille görevlendirilen her erk mensubu bu ağa takılabiliyor.
Hatta Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil olmak üzere halk iradesinin yansıması sayılan tüm seçilmişler bu fişlemelerin hedefi olabiliyor.
EMASYA PROTOKOLÜ’NDEN ALINAN FİŞLEME YETKİSİ
yazının devamına bu linkten ulaşabilirsiniz
Zihni ÇAKIR / Cafesiyaset
zihni_cakir@hotmail.com
Yorumlar2