Peki sürpriz mi bunlar?

Elbette değil…

Bu ülkenin yaşamış olduğu askeri darbeler, “demokrasiyi korumak adına” demokrasiye ve millet iradesine indirilmiş balyozlar değil miydi?

Bu ülkenin sözde aydınları ve köşetaşı medya temsilcilerinden oluşan entelijans, sözüm ona demokrasiyi tesis etmek için yapılan darbeleri alkışlayıp, darbecilerin postallarını yalamamış mıydı?

Tabii ki şimdi milli iradeye örülen bu “kafes”i görme zorluğu yaşıyor.

Görse de tarif etmekte zorlanıyor.

Çoğunun elindeki kalem, hala darbecilerin emaneti değil mi?

Hala siyasetçiler kendi kerametsizliğinin farkında olarak, iktidar hayal ederken postal oligarşisinden medet ummuyor mu?

Yine çoğu elit bürokrasi temsilcileri, darbecilerin koruyup kollamasıyla elde ettikleri makam ve mevkileri işgal etmiyor mu?

Yargı, siyasi muhalefet ve kimi sivil toplum sırtını halka değil hala cuntacı zihniyetlere yaslamıyor mu?

Nasıl görsünler?

Nasıl tepki koysunlar?

Kafese alınmış bir demokrasi ve millet iradesi gerçeğinden neden rahatsızlık duysunlar ki?

Bu düzenin tesis edilmesinde kalemşörlük yaparken şimdi bu düzenin yıkılmasında nasıl yiğitçe ve mertçe duruş sergilesinler?

Elbette saldıracaklar bu düzene karşı olanlara!

Elbette “kafesçilerin” kirli arşivlerinde saklanmış düzmece raporlar ve alçakça planları örtmeye, buharlaştırmaya çalışacaklar.

Şükür ki onlar bu düzeni koruyamayacak kadar azaldı.

Şükür ki bu düzen onları yüceltemeyecek kadar ayağa düştü!

Hele şükür ki çark tersine işlemeye başladı.

İNTERNET, MİLLETE GERÇEKLERİ GÖSTERİYOR

Köşe yazısının özgün hali ve yazırın diğer yazılarını görmek için bu linki kullanabilirsiniz