‘Sandık Kardeşliği’ MHP’yi baraj altında bırakır
- GİRİŞ27.09.2010 08:19
- GÜNCELLEME27.09.2010 08:19
Bu sürecin en belirgin özelliği, seçmenin, marjinal siyaset anlayışını tasfiye ettiğidir. MHP’nin yaşadığı hazin sonun başka okunma biçimi de olamaz zaten. Muhtemelen de yapılacak ilk genel seçimde yüzde 7-8 bandında bir oyla baraj altında kalacaktır.
Halk, sandıkta tercihini kullanırken, “çözüm üretmek yerine, hamaset dolu söylemlerle korku zerk eden anlayışlara itibar göstermiyorum ben arkadaş!” demiştir.
Yine, sahillerde toplanan “hayır” bloğu, AK Parti’nin merkez siyasetteki eksiklerini, bu bölgelerdeki vatandaşlara empoze edilen “tedirginliği” gidermekteki başarısızlığını, net bir şekilde ortaya koymuştur.
CHP’nin, “Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte bir rüzgar yakaladığı ve oylarını yüzde 30’ların üzerine çıkardığı” iddialarının bir masaldan öteye geçmediği de görülmüştür aynı zamanda.
Bunlar gözle görülen kriterler.
Referandumun düz mantıkla okunmasından çıkarılacak birkaç sıradan sonuç bu.
Ama bu tür süreçleri düz mantıkla okumak yerine, sandıktan çıkan tercihin, hangi söylemler sonrasında tezahür ettiğine bakmak da gerekir.
CHP ve MHP, “sandıktan evet çıkması durumunda ülkenin bölüneceği ve karanlık bir döneme girileceği” tehdidini kullandı hemen her fırsatta.
Hal böyle olunca, sonucu okurken, bu ülkenin yüzde 58’lik bir diliminin “bölünme ve karanlık bir dönem” tercih ettiğini söylemek mümkün.
Oysa kendim dahil etrafımda “evet” tercihini kullanan hiç kimse, böyle bir tehdidin ihtimaline bile tahammül edemeyecek derecede Türkiye sevdalısı.
Bunu “hayır” oyu kullanan seçmenler için de söylemek mümkün.
Referandumda “hayır” tercihinde bulunmanın, “darbecilere fırsat vereceği” yönünde söylemlere rağmen, yüzde 42 ‘hayır’ çıkması, elbette bu kadarlık bir kitlenin, “darbeleri meşru gördüğü” anlamına geliyor. Hatta “hayır” tercihi verenler içerisinde olası darbe durumunda bizimle beraber tankların üstüne çıkacak çok dostum var.
Ama ne var ki bu kitleleri yönlendiren siyaset kurumu ve sivil örgütlerle kanaat önderleri için o kadar iyimser olamayacağım.
Onlar, seçmene bu fikri, vesayet düzeninin devamından nemalandıkları için empoze etmeye çalıştılar.
Bütün bunlar gerek yazılı gerekse görsel medyada yapılan tartışmalarda ucundan kıyısından dile getirilen hususlar.
Ama gözden kaçan asıl şey, Türk siyasal yaşamı için tarihi bir dönemece girildiği...
YAZININ DEVAMINA BU LİNKTEN ULAŞABİLİRSİNİZ
Zihni ÇAKIR / Cafesiyaset
zihni.cakir@hotmail.com
Yorumlar9