Son zamanlarda medyadaki "ayrışma" öylesine keskinleşti ki, mesleki anlayış ve yaklaşımlar yerini farklı ölçülere bıraktı.

Bizim bildiğimiz, bu kadar yıllık meslek hayatımızda öğrendiğimiz ve bizim yetiştirdiğimiz pek çok gazeteciye de öğrettiğimiz gazetecilik mesleği; önce muhalif olma, sonra meraklı olma, ve tabii olanların-olayların peşini bırakmayıp, "fikri takip" halinde olmaktır.

Fakat son zamanlarda medyadaki "ayrışma" öylesine keskinleşti ki, mesleki anlayış ve yaklaşımlar yerini farklı ölçülere bıraktı. Dolayısıyla da karşılıklı eleştiriler yapılırken, kimlik tanımlamaları, gazetecilik-habercilik dışında ifade edilir oldu. Birileri diğerlerine "yandaş medya" derken, onlar da ötekilere "yoldaş medya" demeye başladı. Ben de bu tanımlamalara şimdi "sırdaş medya" kavramını ilâve etmek istiyorum.

Yandaş medya adından da anlaşılacağı üzere siyasal iktidara yakın, hatta Irak savaşının medya diline soktuğu "embedded journalism" tabirindeki gibi "yapıştırılmış, iliştirilmiş gazetecilik" anlayışıyla medya sektöründe yer alan yayın organlarını, gazete televizyonları ifade ediyor.

Burada çalışan meslektaşlarımız da zaten adeta parti sözcüsü, başbakanlık basın sözcüsü gibi davranıyor, yazıyor, çiziyorlar. Aslında bir anlamda "gazetecilik ruhunun ölmüş halini" temsil ediyorlar. Çünkü en başta belirttiğim gibi muhalif olma, iktidarı ve icraatlarını eleştirme hakları ellerinden alınmış durumda. Sürekli methetmek zorundalar. Aksi halde ekmek parası bulamaz hale gelecekler. Yandaşlar biraz "oyuncak hamuru" gibidirler.

Aslında onlar her devirde rahatlıkla "yandaş" olabilirler. Şekil ve kimlik değiştirip devr-i iktidar değiştiğinde yeni gücün yanında ve yandaşıdırlar. Bu konuda çok da başarılıdırlar ve o yüzden de her dönemde medyada yer alırlar. Her devirde popüler olurlar.

KARŞI TARAFTAKİ YANDAŞ YOLDAŞLAR
yazının devamına bu linkten ulaşabilirsiniz

Zülfikar DOĞAN / Korhaber