Türkiyenin latifei rabbaniyesi;. Yazının chp kısmını anlamayanlara sır: Devleti Aliye Süfyaniyetten çıkıyor, deccaliyeti bırakıyor, ittihadın ve hilafetin derecei hayatına giriyor. Tevehhüm ettiği cemaat, tarikat, grup, sekt fanatizminden, holiganlığından kurtulup ümmet bilincinin NUR alemine yükseliyor...!!!

ilginç !!!. gerçekten ilginç bir yazı olmuş..son yazılarınızda beni çok şaşırtıyorsunuz hocam.ama görüyorum ki kesinlikle sbit düşünceleri değil çok görüşlü birisiniz..daha önce de dediğim gibi düşünceleriniz çok kıymetli...İnşaalah Allah yardımlarını esirgemez biz müslümanlar ve tüm insanlıktan..

Vatan haini gibi, demokrasi haini de olur (1) . Demokrasilerde muhalefetin iktidarı tabi olacağı diye bir kural yoktur. Muhalefet serbesttir. İhanet etme hakkına bile sahiptir. Tabi cezasını öder. Demokrasinin bir faziletli ciheti de herkese söz hakkı tanır. Demokrat, demokrasi taraftarıdır. Bediüzzaman demokratları müttefik kabul etmiştir. Dindarlarını kendinden saymıştır. Böyle olunca demokratlık gereği Sayın Bulut’un tutumu doğrudur. Ancak diyor ki ihanet edecek değiller ya. Ederler, mutlak müsbet bir harekete muhalefet olsun diye hareket edenler, ölçüyü kaçırırlarsa hain damgasını yerler. Bunu önceden garanti edemezsiniz. Batılı zalimlerin isteği askeri müdahale için iktidara karşı sokağı çalıştıran da haindir. Hem vatan hem demokrasi hainidir. Çünkü düşmanın amaline hizmet etmiştir. Bunun gibi demokratik yollarla bir iktidarın askeri eşkıya tarafından devrilmesi ve buna alkış tutulması demokrasiye ihanettir.

One minute de yetmez artık, tokat da atarız (2). Esir ve vesayet altındaki ülkelerin dış politikası yoktur. 4 darbenin ilk ikisinde İslam ülkeleri ve Sovyet bloku ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi yüzünden Batı rol oynamıştır. Özal’ın katli de aynı sebepledir. Refahyol hükümetini faiz politikası gibi dış politika tercihi yemiştir. Böyle bir hengamede, İslam ülkelerinin de vesayetten kurtulup bizim gibi demokratik haklara kavuşması batılı ve Siyonist mihrakları telaşa düşürür. Ancak her yüzyılda olduğu gibi bu yüzyılda da yeni bir küresel düzen kuruluyor. İslami uyanış politik belirleyici olacak. İktidarı ya da Erdoğan-Davutoğlu, insiyaki ve şuuraltı dürtülerle buna cevap veriyor. Efendim İsrail bozulacakmış, AB öfkelenecekmiş, dış ve savunma politikası siyonist güdümlü ABD sinirlenecekmiş. Peh. Açığa düşmek iyidir. Gafillere göz açtırır haini gördürür. Zafer ilk kurşunu atanındır.Bu 5. kurşun.One minute de yetmez artık.

KESİNLİKLE SON PARAGRAFA KATILIYORUM. CHP'yi günahım kadar sevmem. Ama el hak adamlar hükumetin korkunç hatalarını bir parça olsun toparlayabilmek için uğraşıyorlar. Çünkü bu hadiseler bir noktada içimizde de sıkıntılar oluşturuyor. Hizbçilik öyle bir boyuta vardı ki şu anda ben diyorum 28 Şubat'ı tersten yaşıyoruz. Kimse vicdan diliyle konuşamıyor. Konuşanı da vampirin avına saldırması gibi saldırarak sus pus ediyorlar. Yeter ki koltuk gitmesin, musluk kapanmasın. Allah bunun hesabını sormayacak mı aynı kafirden sorduğu gibi!

oldu olacak hükümeti de chp ye bırakalım...... hoca yanlışsın chp nin bu tutumu ihanetinde ötesinde... önemsenecek bir şey değil... dış politikamıza en büyük zararı israil değil chp vermiştir. bu o kadar açıktır. sadece suriye konusunda devletinin yanında olsaydı. bu gün yüzbinin üzerin de insan ölmezdi.. bizzat esadla işbirliği yapatılar ve esadı cesaretlendirdiler.. siz bunların yaptıklarını önemsiyorsunuz. sisi daha fazla müslümanı öldür diye desteğe giden adamları önemsiyorsunuz.. bence siz ümidinizi kaybetmişsiniz. size hatırlatmam gerekir. "her zorluğun ardından bir kolaylık vardır" mutlaka...

İstidatların inkişafı; . Aziz kardeş insan istidatların dışına çıkamaz.Yani insan kendisine tecelli eden esmaların tahakkümünden kurtulamaz.Sayın yazar önce ümit kanadıyla uçuyordu.Şimdi korku kanadıyla. Akıl ve kalp birleşti, ruhlaştı.Bu yazılar daha değerli. Birde: EY KRİPTOLAR! ANADOLU İNSANININ FATİHLEŞTİĞİ, KANUNİLEŞTİĞİ YERDE SİZE ÇANDARLILAŞMAK, PARGALILAŞMAK DÜŞER.Son olarak:Mazlumiyetimiz Dualarımızı külliyet kesbettirene kadar zulüm devam edecek...!!!

Al-i beytin mücedditleri risaletin varisleridir (1). Nebiler ve Resuller gelmeyecek, ama ahir zaman peygamberinin dini kıyamete kadar bakidir. Hz. Peygamber mele-i ala’da, ama her yüzyılda geleceği bildirilen varisleri müceddidler ve ocakları Al-i beyt var. Her ümitsizlik döneminde veya fesad-ı ümmet zamanında rahmet-i ilahi canibinden içlerinden vazifelendirilecekler ve nübüvvetin fonksiyonunu vekalet veya veraseten yürütecekler. Sonra saltanat-ı dünyeviye Al-i beyt’te olmayabilir, ama her şeyin esası olan hıfz-ı dini ve hizmet-i İslamiye. Al-i beyt ve şubeleri olan cemaatler tarafından yürütülmektedir. Yorumculardan Tuvad Nidya’nın görüşü sakattır. Bütün cemaatler farklı olabilir, ancak mevcudiyetlerini borçlu oldukları Kur’an ve iman hakikatleri mevzuunda ayrılık olamaz. Her hangi bir cemaatin teşebbüsü diğer cemaatlerin destek vermekle mükelleftir. Çünkü ittihad-ı İslam bunu gerektirir. Günümüze gelecek olursak.

Ümitvar olun, mehdiyet ve iseviyetin fecr-i sadıkının eşiğindeyiz (2). Hz. Resullalah hilafetten sonra cebbarların, yani diktatörlerin, yani deccal ve taslaklarının hem Hıristiyan hem de İslam aleminde başa geçeceklerini bildirmiştir. Buna karşılık mehdiyet karşı zuhur edecek. 20 Yüzyıl deccaliyet çağı idi. 20.yüzyılda tohumları atılan mehdiyet 21. yüzyılda hicri 15. yüzyılda galibane hükmedecek. Bu va’di ilahidir. Daha bu işin besmelesi; fatihası, aşri ve hizb-ül Kur’anisi var. Sayın Yazar nübüvvet derken aslında mehdiyeti özlüyor. Unutulmasın fecr-i sadıkın arefesindeyiz. Al-i beytin reisi mehdinin imametinde o sabahın namazı kılınırken, Hz. İsa nüzulu ederek ehl-i imana katılacak. Ondan sonra ümitvar olunuz en gür seda İslam’ın sedası olacak, ninni değildir. Arş-ı ala’dan teberrüken gelecek hidayetin sadasıdır. Dünya barışının altın çağına Hz. İsa ve cemaatinin mehdiyete katılmasıyla tahakkuk edecek. Yeter ki şu cibal-i babalar olmasın.

iman-siyaset. imani yazılarınız doğru ama, son kısımdaki siyasi yazılarınızı yanlış buluyorum. sanki orta yolu bulayım derken yolun soluna kaymışsınız.

sayın yazar kusura bakmayın ama şu cümleniz üzerinden giderek.... yazınızın tamamına karşı çıkıyorum.."israile tokat vurulmakta acele edildi"..yani orada eğer başbakan şimdi sırası değil diyerek geçiştirseydi çoktan silinip gitmişti..kendi milletinin gözünden düştükten sonra kim seni kaldırabilir...kusura bakmayın ama artık size olan güvenim aşınıyor...

Hani kadere iman?. Sayın yazara sanki bir yerlerden emir gelmiş gibi...Bu zamana kadar kaza ve kadere iman konusunda bizlere ışık tutan yazarımıza ne oldu da CHP den umut besler hale geldi ? Bu yazı M.Ali Bulut'un değil de malum çevrelerin yazarlarının yazısı gibi olmuş...Yazık...!

her olaya cemaatinin gözlüğü ile bakarsan. ne kadar akıllı ve bilgili olursan ol ...Yazarın,yukarıdaki yazısında düştüğü duruma düşersin...hepimizin cemaati var...ama ülke meseleleri ve menfaati cemaatlerimizin üstündedir....genel anlamda yanlış ve moral bozucu bir yazı olmuş...içinde bazı doğrular da var tabii ki...

Faruk Loğoğlu. Sanırım 2003-2004 yılları idi başbakan Erdoğan ABD ziyareti yaparken F.Loğoğlu ABD büyükelçisiydi. O zaman başbakanı nasıl açığa düşürdüğünü Türkiyeyi zor duruma soktuğunu hatırlayın lütfen. Bunlar ülkeyi satmazmış!!! iktidarları için neler feda etmezler ki???

yanlış. kişiler üzerinden yani loğoğlu üzerinden chpyi değerlendirmişsiniz. ben de kalkıp hüseyin aygün, muharrem ince, cihaner, haberal gibiler üzerinden chpye not verirsem eksi bilmem kaç olur. halbuki chpnin temel vazifesi bu ülkede islamın yeşermesini engellemektir. müslümanca düşünen insanları iktidardan ve devletin önemli noktalarından uzak tutmaktır. ayağa kalkmaya çalıştığı ana paçasından çekip düşürmektir. üstelik siz bunu çoğumuzdan daha iyi bilirsiniz. chpye yönelik bu tür iyimser yaklaşımların chpyi etkilemediğine çok defa şahit olduk. pek çok konuda başbakan ve davutoğlunun acele etmiş olması konusanda ise size tamamen katılıyorum ama belki onları da böyle bir aceleciliğe sevkeden birşeyler vardır.