MGK’nın Paralel Yapı Kararı
MGK’nın Paralel Yapı Kararı
İş nereye varır tam bilemiyorum ama devletin böyle bir karar almasını, cemaatler ve dini örgütlerimiz hak ediyorlardı. Hiçbir devlet kendine rağmen icraat yapan bir yapıya tahammül edemez, etmez. Geç bile kalındı denilebilir…

Yorumlar16

  • huseyin 9 yıl önce Şikayet Et
    yazik cok yazik m.ali bulut ta cemaatleri yok etmek isteyeyen laik devletle beraber cemaatlere vuruyor. ahireti bilerek dun yayi secmek te .ahhh yazik.
    Cevapla
  • İsabet olmuş 9 yıl önce Şikayet Et
    Sonunda meseleye daha gerçekçi ve akılcı bir yaklaşım sergilemişsiniz. devlete olan zararını ele almışsınız ileriki bir yazınızda da dine olan zararını da irdelersiniz umarım.
    Cevapla
  • emin 9 yıl önce Şikayet Et
    Peki siyaset tüm cemaatlere eşit ve adil bir şekilde yaklaşabilcek mi gerçekten sende bir hayal kırıklığı oldun...
    Cevapla
  • ali 9 yıl önce Şikayet Et
    ilk defa yazını hayretle okudum bir cemaat gelenğınden gelen akp ta osmanlıdan beri bilmezmiki devleti yonetenler gayri meşru işlere bulaştılarmı yolarını ayırırlar kımsenın devleli ele geçırme yada yönetme sevdası yok istenen yöneticilerin adil olması durut olması özel teşebusun önu açıkması butun kadro ve yetkıler hükümetlerdedır
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ayşe 9 yıl önce Şikayet Et
    siyaset "in" cemaat tarikat "out" öyle mi!? tam tersi savunulurdu evvelden.. bir de Bediüzzaman diyorsunuz, hayret!
    Cevapla
  • Ehli sünnet 9 yıl önce Şikayet Et
    Masonluk, Roteryenlik ve Lionsçulukla; Nurcu, süleymancı, nakşi ile bağlantı mı kuruldu? Bana mı öyle geldi? İman ve küfür aynı mı görülüyor?
    Cevapla
  • Abdürrahim Çokgüngör 9 yıl önce Şikayet Et
    3*Asıl mesele Mehdiyet’in 3. faslında millet-ümmet ile devletin kaynaşması öncesi böyle bir entrika ve bid’a hareketinin zuhuru dini-dünyevi tedbirin birlikte alınmasıdır. Fitne ve bid’avari bir hüviyetle, üstelik de din adına hareketle, hem milletin hem de devletin bekasını tehlikeye atıyor ve yeni bir küfri vesayet ve sömürgeleşmeye yol açıyorsa tedbir almamak gaflettir. Bediüzzaman ehl-i beytin uğradığı musibetleri ilahi bir ikaz ve terbiyesi olarak görür ki, dünyevi saltanatı değil layık olunan manevi saltanata talip olunması içindir. Öyleyse Mehdiyet’in manevi-ilmi cihadının siyasi ve dünyevi fitne yapılanmalarla zedelenmemesi lazımdır. Çünkü bu hem ülkemizin, hem bölgemizin hem de Alem-i İslam’ın istiklalinin yegane çaresi olan ittihadın da ana şartıdır. 4 halife, Emevi, Abbasi ve Osmanlı hilafetinde böyle fitne hareketlerinin derhal tenkili edildiği unutulmamalıdır.
    Cevapla
  • Abdürrahim Çokgüngör 9 yıl önce Şikayet Et
    2* Bediüzzaman 1928’de İslam kelimesinin Anayasa’dan çıkarılarak laiklik hazırlığı üzerine “Dinde zorlama yoktur” ayetinin ebcedi tarihini nazara vererek buna karşılık Kur’an’ın işaretiyle manevi bir cihadın başlayacağını vurgular. Mehdiyet budur. Bütün rivayetlerde Mehdiyet manevi-ilmi cihad temelli, muhkemat ve sünneti dayalı kansiz bir hareket olarak nitelenmiştir. Ama bu geleneksel anlayışa sahip kimselerce anlaşılamıyor. Ve gün geldi Bediüzzaman’ın manevi cihadla 3 aşamada dinin ihya edileceğini anlatmasına rağmen, yarı siyasi-yarı dini benzer bir yapılanmayla hem Mehdiyet (millet) hem de devlet üzerinde vesayet kurmak isteyen acip bir fitneye zuhur etti. Buna ehl-i din gibi devletin de bir tavır alması tabiidir. Devletin mahrem sırları İslam’a yönelen tarihin en küfri hareketin eline geçiyor ve onunla vesayet oluşturuluyorsa tedbirin alınması tabiidir..
    Cevapla
  • Abdürrahim Çokgüngör 9 yıl önce Şikayet Et
    1* Fevkalade önemli ve hayati bir konu bu. Hilafet sonrası İslam dünyasının karşılaştığı meselelere Kur’an ve sünnet açısından çözüm bulmadıkça başımız çok ağrıyacaktır. Sayın yazar Selçuklu’da tarikatların siyaset üzerindeki etkisinden bahsetmiştir. Bu da menşei siyasi bir harekat olan Şia’nın yurduna hakim olan devletin kaderidir. Anadolu’ya gelen Türklerin de öyle bir iklimden geçişi de yarı uhrevi-yarı dünyevi tarikatlara prim vermiştir. Bunun tasavvufla ve velayetle alakası yoktur. Ancak Anadolu’yu İslamlaştıran ve Türkleştiren erlerin gündüz silahlı, gece külahlı olduğu unutulmamalıdır. Hatta böyle bir yapılanma 1400’lerde bir Yahudi fitnesinin tahrikiyle Şeyh Bedrettin’in hareketiyle zuhuru dikkat çekici.Peki bunun günümüzle ilgisi nedir? Aynı kafa yapısı din adına dünyevi araçlarla hizmet etmeye kalkışırken Yahudi şebekelerin etkisi dikkat çekici. Tabi bu hareket bid’adır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Translator 9 yıl önce Şikayet Et
    Herhangi bir hizbin siyaset mekanizmasının kontrolünü ele alması birçok soruna yol açar, geçmişte bolca açmıştır;yeni mezhep ve fırkalar doğurmuştur...Bir akp seçmeni olarak hak namına itiraf etmeliyim ki hükümetin the cemaat ile mücadele yöntemi ve bu mücadelede istihdam ettiği şahısların büyük çoğunluğu sorunlu. Kimileri öyle argümanlar kullanıyor ki ileride maazallah iktidar el değiştirdiğinde her kesimden müslümanın başını ağrıtacak cinsten. Hükümet mücadele yöntemini revize etmeli, ahlaki ve hukuki (islami, medenisi değil!)ilkeleri çiğnememeli, müslüman kimliğine halel gelmemesine azami dikkat göstermelidir...
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • ahmet 9 yıl önce Şikayet Et
    ha yani şunu demek istiyorsun süleymancı isen nakşi isen ve paralel lerden isen devlet görevlisi olma diyorsun çünkü bu insanlar dini yükümlülüğünü biliyor rüşvete hayır diyor yolsuzlukğa hayır diyor bunların bizimle devlet görevi yapması uygun değil öğle değil mi?
    Cevapla Toplam 11 beğeni
  • Salim Genç 9 yıl önce Şikayet Et
    90 yıldır Emperyallerin kontrolündeki 'örtülü sömürge' devlet eliyle, TAMAMEN ORTADAN KALDIRILARAK YOK EDİLMEYE ÇALIŞILAN DİNİ-İSLAMI-AYAKTA TUTAN CEMAATLERDİR..!! Yoksa 2. Endülüs olmak kaçınılmazdı...Etrafınızdaki her dindar insanın iyi-kötü 1 cemaatle irtibatı olması tesadüf mü?.Yazık! millet ölçüyü kaybediyor.!
  • Mehmet Bildik 9 yıl önce Şikayet Et
    Ben Nur hareketinden başlayarak bu cemaate daima sevgiyle yaklaşmıştım. Son gelinen noktada cemaatin başı ve mensuplarının tümüyle devlet ve hükumetten özür dilemelerini ve "Biz devletin bekası için varız, onun bekası uğruna çalışan birer mücahitleriz. Bizim içimize sızmış olması muhtemel kötü niyetli insanların yaptıklarından beriyiz. Onların devletin içinden ayıklanarak temizlenmesinde öncelikle cemaatimizin yararına olacağına ve bundan böyle devletin bütün icraatlarında devletin yanında olacağımızın bilinmesini arzularız" demelerini beklerken.. onlar maalesef bir parti gibi davrandıklarını ve sidik yarışına girdiklerini esefle görüyoruz. Sizin gibi çok az nurcu-cemaatçi kardeşlerimizin , bir birlik oluşturarak bu gidişin öncelikle devlete zarar vereceğini belirtmelerini (bir vatandaş olarak) bekleriz. Selam.
    Cevapla Toplam 14 beğeni
  • ahmet 9 yıl önce Şikayet Et
    zaten gazetelerinde söylüyorlar kötü işlere karışanları çıkarın bizde yüzlerine tükürelim diyor ama bir devlet adamı yolsuzluk ve rüşvet işinde ise onun yanında da olmayız diyor.evet biraz fazla muhalif ama anlayışlı olmak lazım boğazını sıkan bir devlet var oda var gücüyle beni öldürüyorlar diye bağırıyor
  • BU BIÇAĞIN İKİ TARAFI DA KESER HOCAM!!! 9 yıl önce Şikayet Et
    Aman dikkat!!!! Lütfen dikkat!!! Bunları yazıp çizerken çok ince eleyip sık dokumak lâzımdır. Vebali ağırdır. Hele hele FETVA tarzındaki kesin ifadelerden kaçınmak lâzımdır. Siz hep diyorsunuz ya; "ben demiştim, ben yazmıştım" diye. Ben de diyorum ki;"DEMEDİ DEMEYİN."
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Salim.. 9 yıl önce Şikayet Et
    Başlangıçta doğru yerde durmayanların 'selefiliğe' doğru kaymasını ibretle izliyorum..Pusula 1 kere şaşmaya görsün...Bu gidişle yakında din/iman kalmayacak dün Müslümanım diyen birileri için.!Hazin savrulmalar..
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat