*. Sabah saat 6'da sanki burada başka bir yazı vardı. Daha normal bir kafayla okurum deyip ertelemiştim. Çok rüya görüyorum. Gerçeklerle karıştırabiliyorum. Var mıydı yok muydu? Altına, o hiç haz etmediğim yorumcu yazmış mıydı yazmamış mıydı?

.. Öyle bir düşüm var ki, Yusuf'u sorma hakkı tanır lakin yine o düş yüzündendir ki soramam kimselere, utanırım...

sayın mimiga ancak bu kadar olur.... tam da böyle bir yazı yazmak istemiştim sabahleyin...duygularıma tercuman oldun.böyle yazanlar çok olsa benim yazmama gerek kalmaz.teşekkürler sana...

Sığlık ve derinlik. Bir,akademisyenin basma kalıp yorumlarına bakıyorum,bir de Mimiga'nın edebi dille yazdığı yorumuna.Sonra gülüyorum her neye ya da kime gülüyorsam...

rüyalarınız olsun. bu güzel yazı mustafa islamoglu hocanın bir sözünü hatırlattı bana: 'siz hiç rüya kırıklılığı diye bişey duydunuzmu?hayal kırıklıgı vardır ama rüya kırıklığı yoktur.rüyalar gerçekleşir bu nedenle rüyalarınız olsun'

Yine de bir düşüm var. Adaletsizlerden öğrendiğim adaleti, bir gün onlara öğretebilecek kadar güçlü olduğumu düşlüyorum.

*. Nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilmemek vardı düşlerimde. Kimsenin insiyatifine muhtaç olmadan dik durmak vardı, adalet vardı. Kaçıp gitmeyi düşünürken Kavafis ve Şehir'i keserdi yolumu hep. Öz kabuğa sığmıyor, düşler yetmiyor. Bildiğim bir şey var ki Hz Halve'yi işiten Semî beni de işitiyor. Kaçıp gidemediğim bu yerden sürgün ediliyorum bugün onurum yüzünden. Bulut "acz içinde olanın duası kabul olur" diyordu. Azc içindeyim. Bedduadan korkarım. Sadece kalbimden geçen o zalime yetişsin diyorum.

Soyuttan somuta.. Yazıları genellikle mücerrettir.Nadir olarak somut yazar.Bu yazısı o nadir yazılarından biri olarak kayda geçti.