Gecikmeli takdir. Kaleminizden dökülen inciler Türk gençliğinin ve gelecek nesillerin şekillendiği eğitim müesseselerine yönelik eleştirileriniz ve bu taze ruhların atalarından miras cevherlerinin yeniden ortaya çıkması adına atılmış fırça darbeleriniz ve toza toprağa bulanmış yosun tutmuş paslanmış olan eğitim/eğiten/eğitilen e yönelik çözüm üreten ve taze hayat behşeden bir nefes niteliğindedir. Sayiniz her türlü takdire şayandır.

Aynen. Çok güzel bir şekilde değinmişsiniz konuya..Kaleminize sağlık.

üslup. sevgili abim demek seni üzdüler dinlemediler.duymaya alıştığı süslü kelimeleri sloganları fikir diye söylememişsin ondandır.zaten bu tip seminerlere kimse birşey öğrenmeye,farklı fikirleri dinlemeye gitmez genelde.kendi siyasi ideolojilerine en yakın fikirleri duymaya giderler.sanırım üslubunuz değişik geldi dinleyicilere.nefis bir yazı bu arada abim altına imzamı atarım.üstadımızın eğitim medotlarını biraz anlatsanız çok faydalı olur diye düşünüyorum

yazar haklı..... insan doğulan değil olunan bişeydir...beşer doğarsınız.ve insan olma sürecine girersiniz..samimiyetiniz ve gayretiniz nisbeten alacağınız mesafeyi tayin eder..kur anı dikkatli okuyan biri insanın yaratılış aşamaları söz konusu olduğunda beşer, ama irade ve sorumluluktan bahsedilirken insan dendiğini farkeder.!

Sistem. Bir okulda idareciyim.Eğitim sistemi tamamen çökmüş durumdadır. Her suçu öğretmenin üzerine atanların düşünmesi gerektir. Öğrenci merkezli sistem dendi,ailelere her hak verildi ve şimdi öğrenciside veliside at koşturuyor. Sürekli suçu öğretmenlere yükleyenler: Bir vali şöyle demişti.Eğer vicdanlı öğretmen ve idareciler olmasaydı eğitim şimdiye çoktan çökmüştü. Bu sisteme birileri el atmazsa eğer 5 yıl sonrasını düşünmek dahi istemiyorum. Her fırsatta öğretmene saldırıp vurmaya kalkanlar işte o zaman dizlerine çok vuracaklar ve eğer bu şekilde önlem alınmadan devam ederse bende o vakit geldiğinde geçip kepap yelleyecek ve dizine vuranlara oh olsun daha beter olun diyeceğim.

uygulamada ne olacak?. 'Benim maksadım, merdivenin hangi duvara dayatılması gerektiğini gösterme çabasıdır'demişsiniz.bu amaçla yazmışsınız lakin biz hala hangi insanı nasıl eğitmeli sorusuna uygulamada daha cevap alamadık.en azından kısa kısa bu konuda da bizi biraz daha aydınlatsaydınız daha iyi olmaz mıydı? teşekkürler

selam. Önce, İnsanevladı eğitilmez, Hayvanlar eğitilir... Sonra, Eğitim olarak tanımlanan olguladan murad edilen netice, okulda değil EVDE ortaya çıkar... Ve dahi, evinde çocuğuna söz dinletemeyen ana babalar Okulda öğretmenlerden bunu beklemekte... Netice, evet okulların durumu berbat lakin evlerin durumu okullardanda berbat...vesselam.

SELAM VE DUA İLE HOCAM ELİNİZE SAĞLIK. Çok güzel bir yorumlama.Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum.Ama hocam baş başa baş padişaha bağlıdır.Bizim başımız yokki.Halifemiz tabi olacağımız bir efendimiz yokki.Bu dedikleriniz ancak Allah tarafından seçilmiş ve yalnız ondan emir alan ondan korkan ona inanan bir resul,elçi başımıza geçtiği zaman mümkün olur.Yazdığınız gibi eğitim şart.Kimi eğiteceğiz.İslam diye yalan yanlış bilgilerle donatılmış,bu yüzden yaptıklarından feyz,zevk,huzur,sevinç,mutluluk duymayan bir neslimi.Yoksa cemaat adı altında İngiliz Ekselasnlarına bağlılık yemini etmiş sözüm ona kitap yüklü liderlerimi. Yalanlarla dolu tarih öğrettiğimiz bir neslimi.Batın diyor ki önce helak.Sonra gelen yeni nesil iman eden Allah'ın azabını görmüş ve ondan korkan bir topluma ancak bu hidayet ulaşır.Zaten helak başladı.Bunu herkes görüyor.Tek çare Allah'dan Mehdi ali rasulu istemek vesselam.

Hangi insanı, nasıl eğilmesi gerktiğine;ALİM-MÜRŞİTLER-2. Allah cc kullurına çok farklı kabiliyetler vermiştir.Bunun gibi eğiticilik yapanlarında kabiliyetleri ve ilgi alanları çok farklıdır.Yıllar önce gittiğim ,çoğu insan için mürşitlik yaptığı sanılan bir zat,üzerimde menfi tesir yaptı.Sonra anladım ki,onun bana vermek istedikleri kendimde ,sağlam motora bozuk mozot konulması misali ,menfi tesir yapıyordu.Onun ilgi alanına girince ,ibadetlerim aksıyordu.Çok sonra mürşit değişikliği yapığımda farkı kavrayıp,anlayabildim.Belki oda bunun farkında değildi.Verdiklerinin/himmetinin arızalı olduğunu ,kendiside bilmiyordu.Değişen/gelişen olaylar onun fikri yapısını bozmuş ve himmetide arızalanmıştı,zulmani duruma kaymıştı.. Sarhoş,bilgisizler için iyi gelen yardımı/himmeti,islam yolunda gidenler/gitmek isteyenler için yetersiz geliyordu.Aynen aşı uyuşmazlığı misalinde olduğu gibi.Bundan sonra derim ki;her eğitici,her mürşit, her geleni EĞİTEMEZ.Ve eğitmemelidir.Eğiticinin ve eğitilenin uyuşması elzemdir.VesSELAM

bildiğini zannetiğinde biter, bittğini bildiğinde bilmeyi istersin. Aklınıza, fikrinize, yüreğinize sağlık..Tesbitleriniz gerçekten çok güzel.Varsa bir mükerremlik,mükemmellik ancak ALLAH a aittir.Esfeli safilin ile ala yi illiyin arasında gelip giden ve bu gidiş gelişde nerede olduğu hakkında, hiç bir ilmi ve bilmeye kapasitesi olmayan insanın ,bu mukerremliği sahiplanmsi, ancak aklının acizliği ile ifade edilebilr.İnsanın, kendisini ilme ve eğitime sevk edecek en önemli motivasyonun , bilginin ne denli engin bir alem olduğunu kavrayıp,kendisini de bundan ne kadar az nasiplendiğini anlaması olduğu kanaatindeyim..

Tanrısal güçlerle kendimizi donatmak2. İslamın amacı Kamil insan üretmektir..Beni adem çarşısında Fazileti esas kılmaktır..Ama bu ayak hep eksik bırakıldı. Kemalata sadece İbadetle ulaşılmaz..Fazilet pınarlarından doya doya içmek sadece Tesbih çekmekle olmaz..Halifetül arzlılığı şu an biz müslümanlar temsil etmiyor..Bu sıfat ne yazıkki Batılılara geçti. Batılı İcattaki harikalığını..Birde NAMAZLA desteklese varya..Ahseni Takvimin Önder insanları gurubuna girer..yazık biz müslümanlara yazık..bitirildik ve KÖLE YAPILDIK..

Tanrısal güçlerle kendimizi donatmak... Bu firavuniyet değildir.Bu iman-küfür savaşıda değildir.Bu feylesof-peygamber öğretisindeki zıtlık olarak görmek hiç değildir.Bu İslam öğretisinin ta kendisidir.Arz sayfasını okumak ve Onun öğrettiği bilimle Eşyaya egemen olma savaşıdır.İlahı anlama ve ona mukabil olabilen kul olma mücadelesidir. Onun sıfatlarıyla donanarak Halifetül arz kavramına terakki etmek ve kullandığı bizim gözümüzle ve elimizle ve beynimizle yaptıklarımızla. Ona her zaman Maşallah demeyi dakikalara yayma cihadıdır.Rububiyetin kevnü ne kadar fethettiğini görme eğitimidir.

Hangi insanı, nasıl eğilmesi gerktiğine;ALİM-MÜRŞİTLER-1. Altının değerini sarraflar daha iyi bildiği gibi:Zannedersem;-hangi insanın nasıl eğitilmesi- gerektiğinide ALİM-MÜRŞİTLER daha iyi bilmelidirler..Kıymet bilmeyenin yanında, altının teneke kıymeti göreceği aşikardır.İlme kıymet vermeyen bir mürşit müsvettesinin yanında, alim/bilgin kişinin kıymeti olur mu?Onu ne kadar eğitebilir?Eğitmeye kalksa ,diğerleriyle aynı seviyeye düşürüp heba etmez mi?HER ANAÇA,her kalem aşısı uyuşmadığı gibi,her mürşit geçinende her geleni eğitemezsanırım..VessELAM

Devam.... şu satırları yazarken bir öğrencinin elinden aldığım yazıyı burda yazmaya haya ederim ama nedense eğitim sistemimiz hala bu tarz öğrencileri her şekilde koruyor ve dokunulmaz diyor. Son söz olarak şunu söyleyeyim artık hiç bir olaya müdahalae etmiyoruz çünkü bir anlamı yok hiçbir taptırım hakkımız olmadıktan sonra kendini paralamanın bir anlamı yok. saygılar.

Güzel Yazı. Sayın hocam normal şartlar içinde pek yorum yapmam ama bir öğretmen olarak yazınızı okuyunca yorum yapmadan geçemedim. yazınızın altına imzamı atarım bence daha fazlası olmalı. şu yetişen nesilde inanın n erdeyse hiç umudum kalmadı bu eğitim sistemiyle. öğretmenlerin idarecilerin eli kolu bağlanmış hiç birşey yapamıyoruz herşey öğrenci ve veli eline bırakılmış.