"Kadın haklarını savunalım, kadınları yüceltelim, bu arada ayağımıza dolanan Allah Resulünün sözlerini reddedelim. " diye uğraşanlar, imanlarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olduklarını unutmasınlar.
Yorumlar37
zehra yavuz13 yıl önceŞikayet Et
Said Nursi. Said Nursi bir Islam-Alimi ve Kur'an'i simdiki zamana göre yorumladi. Bunu kaynak kullanarak (hadis, ayet) yapti. Kim cahilce "Kuran zaman göre yorumlanamaz" diyor ki? Kismen öyle, kismen böyle. Ayete-hadise-konulara göre farkli usuller var.
BeğenCevaplaToplam 1 beğeni
mehmet boyraz13 yıl önceŞikayet Et
Kübra Hanım ve zihniyetine cevap 8. Uydurma hadis olduğunu size bildiren kim aacaba Kübra Hanım? KIlavuza çok dikkat etmek lazım Bol keseden atmakla olmuyor işte ortada delil yok ispat yok kanıt yok salla salla vur duvara...Bu yazdılarınızı okuyan arkadaşlarda zırvayı hakikat sanacak. Sözlerinizi tevil etsek diyeceğim ama "zırva tevil götrmez"..
BeğenCevaplaToplam 2 beğeni
mehmet boyraz13 yıl önceŞikayet Et
Kübra Hanım ve zihniyetine cevap 7. kendisini âlim zanneden cahiller, önceki âlimleri suçluyorlar.
Bir kimse, bir söz uydurup hadis dese veya sonradan uydurduğunu itiraf etse, yani bu söz hadis olma şartlarını taşımıyorsa, İslam âlimleri, zaten bunu kitaplarına almazlar. Lafzında, manasında, bozukluk olup olmadığını, Kuran ve sünnete, akla aykırı olup olmadığını anlamak da, bizim değil, muhaddislerin, hadis ilminde müctehid olanların işidir.
Biz, İmam-ı Gazali hazretlerinin kitabından bir hadis-i şerif alıyoruz. Mezhepsizler, (Bunun Kur'ana uygun olup olmadığına bak) diyorlar. İmam-ı Gazali hazretleri, bir hadisin Kur'an-ı kerime aykırı olduğunu bilemiyorsa, hâşâ o kadar cahilse, biz nasıl bilelim? Yahut O, (Bu hadis Kur'an-ı kerime uygundur) diyorsa, biz nasıl o hadisin zıt olabileceğini düşünelim?
BeğenCevaplaToplam 2 beğeni
mehmet boyraz13 yıl önceŞikayet Et
Kübra Hanım ve zihniyetine cevap 6. Mezhepsizler, mevdu hadisleri tanımak için bazı yollar belirlemişler, kendi akıllarına uymayan ve o kriterlere uyduramadıkları hadis-i şeriflere uydurma diyorlar. Bunlara verdikleri örnekler de, bidat ehlinin uydurduğu, Ehl-i sünnet kaynaklarında bulunmayan, hadis âlimlerinin kitaplarına almadıkları sözler veya manasını anlayamadıkları sahih hadis-i şeriflerdir. Şimdi biri çıkıyor, (Bu hadisin ravilerinden biri fâsık veya yalancıdır, onun için hadis uydurmadır) diyor. İslam âlimleri, bunu bilmiyorlar mıydı? O ravinin fâsık olduğunu bilmiyorlar denirse, onların bilmediğini, kendileri nereden öğrenmişler? Kendilerinden birkaç asır önce yaşamış bu âlimler, ravileri tanımıyorsa, ondan sonra gelenler, o ravileri nasıl tanıyor? Hadisler yeni mi çıktı? Raviler yeni mi çıktı? Naklettiği hadislerin ravileri arasında fâsıklar ve yalancılar olduğunu bilemiyordu diyerek cahillikle suçluyorlar.
BeğenCevaplaToplam 2 beğeni
mehmet boyraz13 yıl önceŞikayet Et
Kübra Hanım ve zihniyetine cevap 5. slam âlimi cahil olursa, kim âlim olur ki? Gafillik de öyledir. Onlar gafilse, biz nasıl müteyakkız [uyanık] oluruz? Bu büyük zatlar, nasıl töhmet altında bulundurulabilir? Sıradan bir Müslüman bile, Allahtan korkar, uydurma bir söze hadis diyemez. Peki Resulullahın vekilleri olan, (Ümmetimin âlimleri, beni İsrail peygamberleri gibidir) diye övülen kimseler, nasıl olur da, böyle bir cinayet işleyebilirler? Hadis kitaplarında uydurma hadis olmadığı gibi, İslam âlimlerinin tefsir, fıkıh ve tasavvuf kitaplarında da uydurma hadis yoktur. Müfessir, fakih, mutasavvuf demek, hâşâ hadis ilminde cahil demek değildir! Sadece aralarında iş bölümü yapmışlardır.
BeğenCevaplaToplam 2 beğeni
mehmet boyraz13 yıl önceŞikayet Et
Kübra Hanım ve zihniyetine cevap 4. Mecellenin Dürer-ül-hükkam şerhinde (Zamanın değişmesi ile, örf ve âdete dayanan hükümler değişebilir. Nassa dayanan hükümler zamanla değişmez) deniyor.
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Bazıları, yapacakları değişikliklerle, dini düzelteceklerini, olgunlaştıracaklarını zannediyorlar. Ortaya bidatler çıkarıyorlar. Bidatlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar. Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değildir. Kâmildir. Kuran-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bugün sizin için dininizi ikmal eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyeti vermekle razı oldum.) [Maide 3]
Dini noksan sanıp, tamamlamaya [asra göre, çağdaş tefsir yazmaya] çalışmak bu âyet-i kerimeye inanmamak olur. (1/260)
BeğenCevaplaToplam 2 beğeni
mehmet boyraz13 yıl önceŞikayet Et
Kübra Hanım ve zihniyetine cevap 3. Asrımızdaki insana göre kitap yazılacaksa, İslam âlimlerinin kitapları aynen alınır, günümüzde kullanılan kelimelerle, buluşlarla açıklanabilir. Mesela; müşrikler Peygamber efendimize, (Mescid-i Aksanın kaç kapısı, kaç penceresi vardı?) gibi sualler sormuşlardı. Fakat Resulullah efendimiz Miraca giderken etrafına bakmadığı için bunları görmemişti. Cebrail aleyhisselam Mescid-i Aksayı gözünün önüne getirince bakıp sorduklarına cevap verdi. Bu hadise anlatılırken, (Televizyonda görür gibi görmüştü) denebilir. Bu şekildeki bir açıklamaya da Asrın Tefsiri veya Çağdaş Tefsir denmez.
İlmin ve Fennin Işığında Tefsir diyenler de vardır. İlim ve fen, dinden ayrı mıdır da ilmin ışığı deniyor? Ecnebiler, din ile ilmi ayrı zannettikleri için böyle yazıyorlar. Ecnebiyi taklit eden reformcular da aynı şeyi söylüyorlar.
BeğenCevaplaToplam 2 beğeni
mehmet boyraz13 yıl önceŞikayet Et
Kübra Hanım ve zihniyeine cevap 2. Her asırda, her insana gereken iman ve ibadet aynıdır. Asra göre iman esasları ve ibadet şekli değiştirilemez. Bundan yarım asır önce, bazı profesörlerce namaz kılma şeklinin değiştirilmesi düşünülmüş, camilere Asra göre modern ibadet aletleri konulması teklif edilmişti. Asra göre, çağa göre tefsir yazanların böyle bir düşünceleri yoksa, İslam âlimlerinin bildirdiklerinde değişiklik yapmadan aynı şeyi naklediyorlarsa, o zaman Asra göre tefsir demenin manası yoktur. Eğer değişiklik varsa, zaten muteber değildir.
BeğenCevaplaToplam 2 beğeni
mehmet boyraz13 yıl önceŞikayet Et
Kübra Kaplan Hanım'a cevap. Tefsir, moda kitabı değildir. Her çağa, her asra göre değişik tefsir olmaz. Dinimiz eksik mi ki tamamlanacaktır? Yoksa fazlalık mı var ki çıkarılacak? Dinde eksiklik ve fazlalık olmadığı için değişik, yeni bir tefsire ihtiyaç olmaz. Çünkü dine yeni bir şey eklemek bidat olur. Dinimizin emirlerini değiştirmek kadar büyük sapıklık olur mu? Her çağa, her asra göre değişik tefsir yazmak demek, dini her asırda, bozmak demektir.
Kuran-ı kerimin manasını Muhammed aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Doğru tefsir kitabı Onun hadis-i şerifleridir. Tefsir âlimleri, tefsirlerini Peygamber efendimizden ve Eshab-ı kiramdan naklederek meydana getirdiler. Bunların tefsirleri asra uygundur. Kuran-ı kerimin emirleri, her asırdaki insan için aynıdır. Önceki asırlar için başka, sonraki asırlar için başka manası yoktur.
BeğenCevaplaToplam 2 beğeni
mehmet boyraz13 yıl önceŞikayet Et
Bu din nakil dinidir.. Tefsir zamana göre mekana göre kişiye göre değişmez. Ehli sünnet alimleri dinimizde açıklanmadık tek bir nokta bırakmamışken neden herkes tefsirden mealden din öğrenmeye çalışıyor. bu sitede bir tane yazar yokmu ehli sünnet alimlerinin bildirklerini nakledecek? Eğerki sahabe-i kiram anlayamadıysa onlardan öğrenen tabiini izam anlayamadıysa onlardan öğrenen tebe-i tabiin-i izam anlayamadıysa onlardan öğrenen ve tek nokta değiştirmeden bizlere ulaştıran milyonlarca ehli sünnet alimi anlayamadıysa bu dini daha başka kim anlamıştır(radıyallahu teâlâ anhüm ecmaîn) Bunlara uymayan yazıların hiçbirisinin dinde yeri yoktur. Allahü teâlâ rızası için bu ölçüye uyunuz.
BeğenCevaplaToplam 1 beğeni
kenan cahit13 yıl önceŞikayet Et
Kübra Hanım,. Öncelikle savunma psikolojisi içinde yazmamanız gerekir. Yazarın argümanlarına karşıt bir argüman oluşturup, çürütün lütfen. Yoksa Buhari'nin sahihine uydurma demeye kadar götürürsünüz durumu. Böyle bir isnadı temellendirebilir misiniz? İmam Buhari'nin hadis yazmadaki titizliğine ona reddiye yapan "tarihselciler" ne kadar sahip? Bir de zamana göre değerlendirme meselesine gelirsek, o zaman herkes kafasına göre değerlendirir. Ki bu "evrenselliği" öldürür! Ha, sizin evrensillikten anladığınız zamana ayak uydurup, global dünyanın "gerçeklerine" ayak uydurmak ise o farklı. Kavramlar üzerinden bilinç yapıları öyle etkilenmiş ki yazık ki ne yazık. Lütfen yorumda yaptığınız isnadları ispatlayın. İmam Buhari'ye reddiye yapmak öyle kolay iş değil! Evrensellik meselesine de açıklık getirin...
BeğenCevaplaToplam 1 beğeni
kübra kaplan13 yıl önceŞikayet Et
sema hanım siz kimsiniz. islami konulardaki cehaletinizi tekrar tekrar yüzünüze vurmak istiyorum hiç usul okudunuzmu?tefsir hadis yada fıkıh usulü.aslında okumadığınız belli.hatta bi habersiniz ve en çirkinide evlilik ve kadın konusundaki düşüncelerinizi haklı göstermek için dini kullanıyorsunuz utanmalısınız istediğinizi düşünebilirsiniz ama lütfen islamı alet etmeyin.kuranın evrenselliğini koruyabilmesi için her çağda yeniden yorumlanması lazım asırlar önce yapılan yorumlara dini hapsedersek islamın evrenselliğinden söz edemeyiz.ayrıca hadis konusunda daha hassas davranmanızı tavsiye ederim çünkü buharinin sahihinde bile uydurma hadislerin olduğunu biliyoruz artık ve en fazla hadis uydurulan konulardan biride kadın konusudur.ve unutmayın allah rasulü buyuruyorki kim bana yalan isnad ederse cehennemde yerini hazırlasın
BeğenCevaplaToplam 2 beğeni
Şemseddin Ay13 yıl önceŞikayet Et
Teşekkür. Teşekkür ederiz kıymetli hocamıza. Allah-u Teâlâ hizmetlerinizi bereketlendirsin. Diyanet'te de çalışmış bir kimse olmanız ve tespitleriniz...
Dualarımız sizinle.
BeğenCevaplaToplam 1 beğeni
faran13 yıl önceŞikayet Et
emsile hanım. maaşallah.Allah bereketli kılsın..ehem-mühim kritiğini hakkıyla yapıp öncelikleri belirlemede isabet edip etmediğimizin bir ölçüsü heralde mutlu olup olmadığımızdır,değil mi? mutlak anlamda ancak ölünce anlaşılabilecek bu şeyin kısmı yansımaları şimdi ve buradamızda..kendi konforunu artırıcı bir gözle de bakılabilir,hayatı hakkıyla nasıl inşa edebilirim kaygısıylada! haliyle '' dinin ile dertlendir ve dertlerimizi satın al'' duası bu anlamda ciddi ehemniyette ve sanırım siz bunu başarmışsınız,bizim için de dua buyrun..hanımlar çalışmalı mı sorusuna kesin bir evet/hayır denemez..hanımın mesleği,işi,çalışma ortamı,eşinin iş durumu,aile bütcesinin genel hali,gelir gider dengesi vb hesap edilerek bir karar vermeli...benim eşim de çalışıyor ve fakat maddi gereksinimden ya da ekstra maddi rahatlık kaygısından değil,sadece mesleğine ve emeğine duyduğum saygıdan dolayı..
BeğenCevaplaToplam 2 beğeni
Rıza Üsküdar13 yıl önceŞikayet Et
Sayın editör. Tahrir meydanında kadınını sürükleyenlerin, askeri elitler üzerinden emperyalizme hizmet etmeleri günümüz gerçeği olduğu gibi, Kurtuluş Savaşı'nda Kara Fatmaların gösterdiği başarılar da henüz daha unutulmuş değildir. Gücünü kadınına gösteren, bunu da bir maharet zenneden İslam toplumları ve bu yanlışı dolaylı da olsa destekleyenler, bir gün kurtuluş çarelerini kadınların anlamlı eylemlerinde bulacaklardır.
Yorumlar37