gayet güzel yazı. ve güzel analizler. tabi gözleri boyanmış, cahil, ılımlı islamcı rejim fanatikleri pek iyi görmeyecektir, normal...

sevgili bulut. çoğu zaman yazılarınızı eleştiren biri olarak bu günkü yazınızı takdirle karşılıyor ve içinde bulunduğumuz durumu net ifadelerle ortaya koyduğunuz için ayrıca sizi takdir ve tebrik ediyorum. ayrıca müslümanların nasıl bir eğitim proğramı izlemeleri konusunda said nursinin görüşlerini aktarmış bulunmaktasınız. nur talebeleri olduğunu iddia eden ve müthiş bir eğitim organizasyonuna sahip olan kişi ve kurumlar neden üstadın çerçevesini çizmiş olduğu eğitim programlarını uygulamamaktadırlar. hatta yüksek sesle ALLAH bile demekten korkmaktadırlar. yoksa üstadı geçici olan dünya menfaatleri içinmi kullanmaktadırlar. aklı selim bir müslüman geçici olan bir dünyayı ebedi olan ahirete tercih etme ahmaklığında bulunabilirmi?

şahsi hürriyetler. sayın hocam şu şahsi hürriyetler meselesini daha fazla açmanız gerekecek. zannımca, en onulmaz yaramız budur. kendi elimizle kendi hürriyetimizi hocamıza, şeyhimize (hepsinde de ALLAH razı olsun) efendimize teslim etmiş bir ümmet olarak, demokrasi için kavgaya tutuşmamız ne kadar yerinde bir gayret acaba? bu meseleye dair uzunca bir yazı yazmanız gerekecek. hani kitaplarınızda bahsettiğiniz gibi!!! hürmetler

sayın bulut. bediüzzaman, "başımızdaki başları uykuda görüyorum" diyor. bu tespit söylendiği zaman açısından doğru olduğu gibi maalesef bugün de doğrudur. bu nedenle, bediüzzaman devleti yöneten başlardan (şaşlardan) fazla bir şey beklememiş; bahsettiğiniz eğitim işinin fedakarlık ve gönüllülükle olacağını söylemiştir. bediüzzamın eğitim tarzı geçmişten günümüze sürdürülmeye çalışılsa da maalesef çoğu zaman bu davayı tam olarak kavrayamayan ve çareyi başka vesilelerde arayanlar kişilerce yozlaştırılmaya çalışılmıştır. aslında bu hususta söylenecek çok şey var ama zaman dar yer de dar. bir uyanış ve silkinişin olması için yine üstadın şu sözünü hatırlamak gerekir: kimin himmeti milleti ise o tek başına bir millettir.

hocam gene ışık tutmuş.... mehmet ali hocam herzamanki gibi dört gözle beklediğim yazılarına bir yenisini daha eklemiş. ancak yazıları arasını çok açıp özletiyor kendini. kur'an ile pozitif ilimleri harmanlayıp ne zaman çocuklarımıza vermeye başlarsak işte o zaman dünyada en gür ses bizimki olacak inşaALLAH...

müslümanlar barış ortamında bilgilenmişlerdir. savaş ortamı gerek dini gerek fenni ilimlerde gerilemeye neden olur..müslümanların yek vucud olmamaları henüz o aşamaya gelinmiş olmaması, sabah yıldızları gibi birer ikişer dünyada görülüyor olması çok sayıda ve birlik içinde olmamaları, yapılacak savaşlarında islami savaşı olmayacağını gösterir..hatta savaşlar müslümanları eritecektir..aydınlanmanın önüne gelen müslümanlarda insan kayıpları ,ekonomik kayıplar ve ilmi kayıplar olacaktır..bu nedenlerle müslümanlar barışa destek vermeli,eğitime önem vermeli,kendi ülkelerinin sınırlarını muhafazaya önem vermelidir..o takdirde medresetül zehralar inşa edilir ve imar edilir akabinde yetişmiş aydın kişiler mezun edilir,icazetler verilir..müslümanlar yeryüzünde kanlar dökecek,fesat çıkaracak ümmet değildir..yeryüzünü imar ve ıslah edecek mustakil bir ümmettir.