kesinlikle doğru. helal olsun be sana. cumhuriyetin kurumsal dayatması ve saltanat kıyaslaması çok mantıklı. tubitak, aselsan,havelsan,roketsan vesaire yan gelip yatmış ödenek almış ve yemiş, namaz kılana kötü gözle bakmış yöneticilerle doludur. ALLAH ıslah etsin olmadı cezalarını versin. (söz meclisten dışarı)

mütebessim'e cevaben. akademisyenlerin sanayiye atlaması başarısızlığın değil, bilakis akademik başarının göstergesidir. bilimsel araştırmaların hayata geçirilmesi ve bilim adamlarının sanayide aktif rol alması, bir ülkenin kalkınması açışından son derece önemlidir. abd'de iyi akademisyen ve bilim adamlari şirket kurup sanayiye atlamaları için teşvik edilirler. gelişmiş ülkelerin ekonomilerini güçlendiren en önemli unsurlardan biri, bilim adamlarının sanayiye atlaması ve neticesinde doğan yüksek katma değerli üretimdir. prof dr kavranoğlu bilimsel birikimlerini sanayiye başarıyla taşımış nadide akademisyenlerimizdendir. bunun yanısıra birçok sayıda atıf almış onlarca makalesi bulunmaktadır. cenab-ı ALLAH yolunu açık etsin.

mütebessim'e ithafen.... böyle kıymetli bilim adamlarını örnek alıp üstüne titremeniz gerekirken, burun kıvırıp "hayal kırıklığına" uğruyorsanız şayet, rica ederim kendinize bir dönüp bakın. kolaysa siz yapın demek geliyor içimden. buyrun siz rize'nin bir köyünden çıkın, ıtu'yu ikincilikle bitirin, caltech'de doktora yapin, her gittiğiniz üniversiteden ödüller burslar alıln, dünyanın dört bir köşesinde hem başarılı bir akademisyen hem başarılı bir iş adamı olun, onca öğrenci yetiştirip, onca mühendise iş verin, bir de üstüne 7 çocuk babası olun. yapabiliyorsanız bunların yarısını siz yapın. caltech dünyanın girilmesi ve okuması en zor okuludur. orda başarıyla doktora yapmak herkesin harcı değildir. türkiye'de bu denli kaliteli bilim adamı parmakla sayılacak kadar azdır. röportajın kıymeti harbiyesini ölçene kadar buyrun kolaysa siz gidin caltech'e.

devlet = hantallık. devlet denetim, adalet ve güvenlik dışında hiçbir sektörde yer almamalı. herşeyi özele devretmek gerekir. devlet kafasıyla, iş garantili memurlarla zırnık yol alınmaz. memur dediğin sözleşmeli olacak, performansına göre maaş alacak, işini savsakladı mı kapının önüne konacak. bak herkes nasıl mum gibi oluyor. ondan sonra kimse kpss diye ağlaşıp durmaz.

katılmadığım noktalar. devam.. 5- dünyanın her yerinde çok sayıda türk hoca ve araştırmacı var, ama türkiye'ye gelmiyorlar. çünkü amerika'da 5-10-15 bin dolar maaş ve rahat bir hayat süren adam türkiye'ye gelse karın tokluğuna çalışacak. üstelik araştırma yapmak için gerekli araç gereç satın alma sıkıntısı yaşayacak. o yüzden türkiye'ye gelmek istemiyorlar. sadece, arkasından çok güçlü vakıfların desteği olan, sabancı, koç gibi üniversiteler, parayı bastırıp bazı üst düzey hocaları getirebiliyorlar. son yıllarda çok sayıda vakıf üniversitesi açıldı. bu üniversiteler beni umutlandırıyor. çünkü, devlet üniversitelerinin hantal yapısı, maddi imkanlarının zayıf olması, torpil-adam kayırma-siyasi baskı gibi durumların olması, maaşları düşük olan hocaların biraz fazla para kazanabilmek için haftada bilmem kaç tane ders vermesi ve dolayısı ile bilimsel çalışmaları adeta boşvermesi,..

katılmadığım noktalar. mehmet ali hocam, yazınızda katılmadığım birkaç şey var. 1- daha birkaç yıl öncesine kadar çok da fazla üniversitemiz yoktu. teknoloji devi amerikada binlerce üniversite varken, bizde 100 tane bile yoktu. 2- var olan üniversitelerin imkanları yerlerde sürünüyordu, biraz iyileşme oldu ama daha 40 fırın ekmek yememiz lazım. 3- evet, kabul etmek gerekir ki, ideolojik saplantıları olan bazı hocaların etkisi var. 4- tübitak da daha düne kadar aynı ideolojik saplantılar içinde ve beş parasız, bilim-teknoloji araştırma kurumu imiş gibi davranıyordu. parasız araştırma yapıldığı, teknoloji üretildiği nerede görülmüş? neyse ki son yıllarda hem kadrosu, hem de bütçesi biraz olsun düzeldi. yeni başkan, taa amerika'dan gelmiş çok kaliteli bir bilim adamı ve hocadır.

sayın davranoğlu kendisi yapmamış ki, niye şikayet ediyor?. prof. davranoğlu'nun adını ilk defa duyuyorum. hemen google'a başvurdum. itü'de lisans, caltech'te yüksek lisans ve doktora, ki caltech'in dünya çapında kalitesi herkesin malumudur. sonra google scholar'a girip, yazdığı bilimsel yayınlara baktım. biraz hayal kırıklığı yaşadım! çünkü, beklentilerimin çok çok altında idi. üstelik makaleleri pek atıf da almamış, yani yaptığı işler pek ilgi görmemiş.. bilmiyorum, belki de bundan olsa gerek, şirket kurup ticarete atılmış.. velhasıl, kendiniz yapmadığınız şeyi söylerseniz pek inandırıcı olamazsınız.. dolayısıyla, değerli mehmet ali hocam, bu röportajın da sizin düşündüğünüz kadar kıymeti harbiyesi yok, bence..

sn hocam,mehmet acet beyin yazısını okudunuzmu?. ben okudum,kafam karıştı.yarın bu konu ile ilgili aydınlatıcı bir yazı bekliyoruz sizden saygılar.

inşALLAH kavranoğlu'nun bu çıkışı, bilim ve teknolojide bir milad olur.. ama müslümanların önemli bir eksiği de,cesaretsizlikleri,özgüvensizlikleridir.bir de önemli meseleleri ve tespitleri halka yeterince etkili bir biçimde anlatıp kamuoyu oluşturamama eksiğimiz, en büyük hendikaplarımızdan dır..bu ülkede zındıka komiteleri her zaman ve zeminde incir kabuğu doldurmayacak meselelerde yaygara çıkarmayı iyi becerip kamuoyunu kendi lehlerine çevirebilmektedirler...müslümanlar ise 300 yıldır adam sende sendromundan hiç kurtulamadılar maalesef...