ülkemizdeki goygoycu yalakalara. el kaide hizbullah taliban vesaire diğer islam savaşçılarına mücahitlere terörist diyenler fransız tohumlarının ülkemizde ne denli sağlam atıldığını göstermiş olur..... "yaşasın şeriat yaşasın mücahitler"

bos konusmayi birakalim. burda cozum yok degil fransayi oradan kesinlikle cikarmali, maliden 2000 kislik gonulluleri bir yerde 5 ay egitip tam donalimli olarak maliye geri gondermeli fransayi orda rahat birakmamali kesinlikle, rahat olursa sira oburlerine gelir. gerekirse her turlu pisligi yapmali fransaya bunu 3 -5 islam ulkesi birlesip gerekeni yapmali der hal.

islamı doğru anlamak. islam dini insanların ilk atasının hz.ademle havva olduğunu ve dolayısıyla insan olma yönüyle eşit olduklarını ve üstünlüğün ancak takvada olduğunu vurgular.dolayısıyla bir ırkın diğerinden üstün olduğunu iddia etmek en hafif tabiriyle ahmaklıktır. islamda elbetteki had cezaları vardır ve bu cezalar islamın hakim olduğu ülkelerde uygulanacaktır.fakat bunun için şer'i hükümleri çok iyi bilen hakimlere ve mahkemelere ihtiyaç vardır.aynı zamanda şeriatın tam anlamıyla uygulandığı bir yönetime ihtiyaç vardır.islamı doğru anlayıp uygulamadığımız zaman yazarın da ifade ettiği gibi islamı yanlış bir imajla takdim etmiş oluruz.başka bir ifadeyle kaş yapayım derken gözü çıkarmış oluruz.burada şu olayı da hatırlatmakta fayda görüyorum.hz. ömer halifeliği döneminde kıtlık olduğu yılda hırsızlar için el kesme cezasını uygulamamıştır.belki açlıktan dolayı çalmıştır diye.

mali hakkında 2. bir bunu biliyorumki iktidar hırsı yönetme arzusu oldukça insanlık içinde zulüm durmayacak var olacak.. ta ki iman, vicdan, adalet... iktidar olana dek.. ve birde ki en önemlisi ALLAH c.c. zulme zalime dur diyene dek. ALLAHın eli hükmündeki müslümanlar bu işe el koyana dek. vicdan ve adalet sahibi insanlar müslüman dahi olmasalar vicdanlarının sesini duyana dek.... ALLAH o güne değin mazlumları korusun yar yardımcısı olsun onları her hak hakikat mücadelelerinde muvaffak etsin inşALLAH .

mali hakkında . haklısınız hocam haklısınızda acaba bu haberlerin ne kadarı doğru gerçekten orada islam adına bir zulümmü var varsa bunu engellemek fransayamı kaldı . yoksa diğer müslümanlar bu konuda medyayı elde tutanlar tarafından yanlışmı yönlendiriliyor bilmiyoruzki hocam ne ne kadar gerçek bilmiyoruz içimiz yanıyor inanın her ölen kardeşimizle ölüyoruz bir şey yapamıyor elimizden duadan başka birşey gelmiyor . yoksa elbet aklımızdalar kalbimizdeler .lakin ALLAHta biliyor naçarız. . yüreğimiz parça parça .ALLAH yaryardımcıları olsun .ALLAH kim olursa olsun dinli dinsiz müslüman ateist hristiyan musevi kim olursa olsun zalime fırsat vermesin mazlumun yarı yardımcısı olsun. keşke duadan gayrısıda elimizden gelse bilmem bunun için ne gerek erkek olmakmı , idareci olmakmı..., bilmem ...

fasıkların haberleri. sayın hocam islam dininde fasıkların sözüne itibar edilmez. lakin müslümanlar oturdukları yerde kendilerine servis edilen fasık haberlere itibar edip onlarla yorum yapıyor. halbuki malide müslümanlar halkın güven ve huzurunu sağlıyordu. somalide islam mahkemeleri birliğinin yaptığı gibi. ama küfür müslümanların asla iktidarda olmasını istemez. somalide o müslümanları nasıl sehid ettilerse şimdide malideki müslümanları alçaklar şehid etmek istiyorlar:) yazık olansa benim müslüman kardeşim kafirlerin haberlerine itibar ederek müslümanları karalıyor:))))))

islam, barış ve selamet demekmiş ! tam bir fransız kelimesi. hoca demişki "islam peygamberi'nin söz ve eyleminde görülmeyen, o'na indirilen kitabın insanlığa çağrısı ile hiç ilgisi olmayan uygulamalar, tam islamlaşmamış ve yeterince aydınlanmamış kafaların eseri olabilir ancak. " islam, barış ve selamet demektir. ne yazık ki, barışı ve selameti sömürgeci fransa'nın mali'yi şiddet yanlısı "islamcı teröristler"den kurtarma operasyonunda aramaktadır bugün müslümanlar bile. bende size soruyorum hangi müslümanlar ile yahutta hangi islamlaşmamış ve aydınlaşmamış kafaları ile önce kafalarınızı bir kere frezeden geçirin bakayım.

fransanın malide ne işi var?. cevabı şudur: müslüman devletlerinin içinde ne zamanki bir şeriat devleti kurulmaya kalkılsa veya kurulsa hemen arkasından amerika,ingiliz,rus,fransız ve avrupa devletleri ordaki o kuranın nurunu söndürmek için hemen harekete geçerler ve o şeri devleti kırmaya yok etmeye çalışırlar.bu kafirlerin hiç bir zamam şeriat devletini görmeye bir saniye dahi tahammülleri yoktur.bunun yer altı kaynakları ile yer üstü kaynakları ile uzaktan yakından da alakası yok. bu kafirlerin tek derdi şeriat ile yönetilen bir devleti görmemek.

sayın hoca ne demek şeriatın katı biçimde uygulandığı bölge/ülke… kamuya açık alanlarda idam cezalarının infazı… uzuv kesme, kırbaçlama cezaları. ve demişsinki "en çirkini de, bunların islam/şeriat adına yapılıyor olması." bu söyledikleriniz sizin ne kadar dinden bi haber olmanızdır. be mübaraek adam sizin bu söylediklerinizi peygamberimiz halkın önünde(sizin tabirinizle kamuya açık) yerlerde yapmıştır. uzuv kesme, kırbaçlama cezaları,idam,zina yapan erkek ve kadının cazaları hiç bir dört sahabe zamanındada halkın önünde yapılmış gizli yapılmamıştır. birazcık dininizi öğrenin yahu

müslümanlar. ne kadar sanat ve içtimai felsefede ilerlerse... o kadarda insan hakları ve barışta ileri giderler. sanatı benimsediği oranda arasına duvarlar koyduğu eşya ile barışır. bilim ve teknikte şaha kalkma şansını yakalar. batı ile gerçek anlamda rekabet edebilir. çünkü sanat ile kuranın ilkeleri birbirinin ikizidir ve biri gelişirse diğeride kendiliğinden toplumun ortak aklında yerini alır. özgür irade bu anlamda müslümanın yitik malıdır. kaybettiği kültürel mirasıdır. ilk sahabenin sahip çıktığı ve islamın malı olarak halkına benimsettiği eski yunan ve eflatuna ait öğretiler dizisidir. ilk sahabeler kuranın gerçek açıklamalarının beni israil hurafelerinden değil, eşyanın hikmetlerinin anlatıldığı hakikat menbaına yüzlerini dönerek bizlere öğretmeye çalıştılar. ama sonra gelenler hayatı besleyen abı hayat ile müslümanlar arasındaki bağlantıyı kestiler.

çelişki müslümanlık olmaz. esede biz düşmanız ama israilde esedi bombalıyor bu nasıl bir çelişki fransa mali bombalarken biz icazet almadan nasıl iş yapacağız. bu nasıl müslümanlık

tüm islam toplumunun gerçek islam'a terfi etmesi şart.. (2). çözüm, islam toplumunun kur'an ve sünnete uygun gerçek islamı önce yaşamına resmetmesi ve kafaların da kur'an- sünnet ve bunların emrettiği şekilde ilim ve anlayışla aydınlanmasında yatıyor. insanlık, sevgi ve hakk temelli yazılarını okuduğumuz yazardan böylesi bir yazı okuyucuların da bir beklentisiydi. bu vesile ile, mali ve benzeri zulüm ve karanlıkların aydınlanması adına ALLAH (c.c)'a ulaşan dualar çoğalsın. (amin)

tüm islam toplumunun gerçek islam'a terfi etmesi şart... sorun bugün tüm islam aleminin sözde islam olmuş olmalarında yatıyor. yazıda geçen, islam peygamberi'nin söz ve eyleminde görülmeyen, o'na indirilen kitabın insanlığa çağrısı ile hiç ilgisi olmayan uygulamalar, tam islamlaşmamış ve yeterince aydınlanmamış kafalar...ifadesi günümüzde yaşananları açık şekilde ifade ediyor. tüm dünya zulmüne tepkisini, gazze de suriyede belki de abartılı çıkışı ile izlediğimiz başbakanımızın bile, ne hikmetse mali' de sesi çok cılız çıktı. ALLAH tüm müslümanları, hepimizi ıslah eylesin.

fayda amaçlı düşünebilmek. ..........her türlü kaygıdan beklentiden uzak fayda amaçlı yapılan çalışmalar kişiyi hem kendi içinde mutlu ederken hem de kamu vicdanında ayrıcalıklı bir yere oturtacaktır.yeter ki niyet halis olsun akıbet de hayır olur inşALLAH.

müsbet aklı harekete geçirmek. dünya müslümanlarının sulh ve selameti yine onların içinden ortaya çıkacak olan bir müsbet aklın rol üstlenmesiyle olacaktır.bu da elbette ekonomik ve kültürel yönden güçlülüğü gerektiriyor.mali örneğinde olduğu gibi şahsi mücadelelerle (hiziplerle) sözüm ona islam’ın ahengini oluşturmaya çalışanlar, sömürgeci ülkelerin planlarına istemeden destek veriyorlar.kendilerini yiyip bitirerek bir akademisyen olarak konuyu gündeme taşıyan hocamızın girişimi inşALLAH dalga dalga büyüyerek değişik platformlarda dillendirilir.başta söylediğimiz gibi ihtiyaç duyulan müsbet aklın gereği yapılır.türkiye başbakanımız marifetiyle tam da bu konuyu gündemine almıştır.akademisyenlerin de konuyla ilgili duyarlılıklarına ihtiyaç vardır.bilgi-bilgilendirme-bilgilenme artık çok önemli hale gelmiştir.