tembelliğin sonucu. şehin eteğine tutunup cennete gideceğini, gerçek ihtiyaç sahibini arama zahmetine katlanmadan hayır yaptığını zannedenler , maalesef gittikçe artıyor. öncelikle şuurlu bir toplum meydana getirmek lazım. havaalanlarında olduğu gibi, metro, metrobüs istasyonları, iskeleler de hayır kurumlarına ait güvenli ve kontrollü kumbara sistemi hiç olmazsa tembelliği adet edinmişlerin milyonlarca liralarının bir hayra vesile olmasını sağlar.gerçek ihtiyaç sahiplerini arayıp bulmanın da toplumun üzerine bir vacip olduğunu da unutmayalım.ha gayret!

bu işin çözümü var...devamı.(diyanet işlerine yazılmıştır). elbette ki isteyeni azarlamak kuran-ıkerimde yasaklanmıştır ancak bu insanlar kibarca reddedilebilir,peygamber efendimiz kendisinden isteyen kimseye yok dememiş o bir devlet başkanıydı aynı zamanda,bu göz ardı edilmektedir,bu gün devletin birçok kurumu ihtiyaç sahiplerinin yanındadır.isteyen kişiler bu hayır kurumlarına yönlendirilebilir.sizden istirhamım başkanlığınızın bu konuya el atması camilerdeimamlarımız artık neredeyse gelenekselleşmiş olan dilenme ve dilenciliğin günümüzde işlevini yitirmiş olduğu ve bu insanları ilgili mercilere yönlendirmenin gerekliliği ve onlara yapılacak yardımın sevaptan çok günah olduğu ve onları bu işe özendirdiği konusunu vaaz ve hutbelerde işlenmesi hususunda katkı ve yardımlarınızı bekler,saygılarımı sunarım.

bakara suresi 177.ayette dilenenlere verenleri takva ehli olarak belirtiyor. mealde yazan.

bana göre..... şayet dilenenin ihtiyaç sahibi olmadığı yönünde güçlü zannınız/sezginiz var ise bu durumda ona bir şeyler vermemek vermekten daha evladır zira bu işi alışkanlık/meslek haline getirenlere kişisel ve sektörel destek vermiş olursunuz..lakin vermemezlik yaparken de hakaret etmemek dini bir vecibedir zira zannınızda yanılma payınız olabilir! doğrusu bazen dilenenleri izlemek için uzak bir köşede bekler öyle uzun uzun hal ve hareketlerinin doğal olup olmadıklarını anlamaya çalışırım..pek çok kez dilenciler arasında seni buralarda görmeyeyim burası bizim mekanımız yollu ciddi kavgalara,restleşmelere deng geldim..bana göre bir insanın bir şeylerini çalmak ile ihtiyacı olmadığı halde knedini ihtiyaclı gösterip insanlardan para almak aynı şeydir,velevki veren isteğiyle versin..verene sevaptır belki ama alana haramdır..

maalesef. maalesef bu tur durumlarda cozum gorunmuyor gibi. devlet hepsini toplasa yeileri bitiyor hergun. sadece caydirici olma acisindan, sirf dilenci mafyasi ile savasaka bir ekip kurulmali ve zorla dilendirenleri cok agir cezalara carptirilmali cocuk koleligi, istismarciligina sokulmali falan ki soyle 30 yil "hic bir affa tabii olamaz" maddesiyle hapse atilmali. cocuklara istismar edenlerle o istismara bozulan "babalar" ayni yerde olmali ki canlarindan bezdirmeli hapishanlerde

kırmızı ışık kumpası. kırmızı ışıkta durursun herif genç dinamik,arabının camına ansızın singer çeker "sever misin söver misin" ikileminde kalırsın versen haksızlık vermesin arabanı çizecek..ben geçen cuma hızdan ceza yedim..peki mobesede bu şekli bozuk kimseleri görmüyor musunuz? benim bedel ödediğim yollarda bir de bu adamlarla muhatap olmak zorunda mıyım?..varsa kırmızı ışıkta "her türlü dümene serbesiyet" bizde bilelim bu kanunu..yoksa eğer beni gören gözleriniz kırmızı ışık çetelerini görsün ve yolumu açsınlar...yoksa onlara müdahale etmek performans değerlendirmesine tabi değil mi?