Türk modeli çöktü mü?
- GİRİŞ06.12.2011 07:54
- GÜNCELLEME06.12.2011 07:54
Gaziantep- Ortadoğu'da asla yıkılmaz denilen rejimleri altüst eden değişim dalgasının önündeki sorunları, geleceğini ve Türkiye'nin bu süreçteki rolünü konuşmak için Gaziantep'ten daha uygun bir yer düşünülemezdi. Çünkü burası, bölgedeki siyasî depremin ülkemize etkisinin en yakıcı olacağı baştan beri bilinen Suriye'ye sıfır noktasındaydı.
Gaziantep adeta bir ayna gibi sınırın hemen diğer tarafındaki vaziyeti aynıyla yansıtıyordu. İstanbul'da Arap Baharı'nı konuşmak ne kadar soyut ve teorik ise Gaziantep'te o kadar somut ve gerçekti. Vizelerin kalkması ve Halep ile Antep'i ayıran yapmacık sınırın adeta anlamsız hale gelişiyle bir yıl önce burada Türkiye-Suriye ilişkilerindeki bahardan söz ediliyordu. Her ay 60 bin Suriyeli geliyordu. Her köşede Suriye plakalı araçlar görmek sıradandı. Özellikle esnaf bayram ediyordu. Fıstık, biber, lokum kilo ile değil koli koli, çuval çuval satılıyordu.
Suriye'den önce üç ülkede yönetimleri deviren sürece de 'bahar' ismi verilmişti. Ama herhalde olumsuz etkilerini yaşayan Gazianteplilere sorulsa, buna bahar yerine güz ya da hazan demeyi tercih ederlerdi. Aylık 60 bin olan Suriyeli turist sayısı 3 bine inmişti. Antep'e gittiğimiz gün Suriye, buradaki konsolosluğunu kapatma kararı almıştı. Esnafın yaşadığı bu gelir kaybına rağmen Türkiye'deki halı üretiminin nerdeyse yüzde 90'ını gerçekleştiren; ülke çapında birçok markaya ve çok zengin işadamlarına sahip şehrin en önemli tesellisi, dış ticaretinde Suriye'nin nispeten küçük bir paya sahip olması. Dış ticarette aslan payı yüzde 38 ile Irak'a ait. Bütün dış ticaret içinde Ortadoğu'nun payı ise yüzde 55. Yine de 'Acaba Türkiye, Baas lideri Esed ile ipleri koparmakta acele mi etti?' diye kafalarda hayli tereddüt vardı. Suriye tarafından görüşebildikleri insanlardan da benzer tepkiler aldıklarını söylüyorlardı. Türkiye'nin attığı adımları içişlerine müdahale gibi görenler vardı. Sünnilerin önemli bir kısmının kanaati de rejimin kolay kolay devrilmeyeceği yönündeydi.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Abdulhamit Bilici / Zaman
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol