Hem katliam hem yalan!
- GİRİŞ05.06.2012 11:11
- GÜNCELLEME05.06.2012 11:11
Sanki 1 yıldır en az 10 bin insanı öldüren; Hama'da onbinlerce insanı gözünü kırpmadan katletmekten çekinmeyen bir rejim değilmiş gibi Hula için söylediklerine inanmamızı bekliyor.
En son Beşşar Esed, pazar günü Meclis'teki konuşmasında şöyle diyordu: "Katliamda kesinlikle payımız yok. Katliamı kınıyorum. Böyle bir katliamı canavarlar bile yapmaz. Teröre karşı koymaya devam edeceğiz." Reformlara rağmen 'terörün' sürmesine üzüldüğünü ekleyerek...
Baas'ın stratejisi olup bitenleri inkâr etmekle sınırlı değil. Hula'nın sorumlusunu bulmak için General Kasım Süleyman başkanlığında Adli Soruşturma Komitesi diye bir heyet tertip ettiler. Bu komite, 1 Haziran'da ilk raporunu açıkladı: "Kurbanlar, devlete karşı ayaklanmayı reddeden barışçı ailelerin mensubu. Saldırının amacı, Annan ziyareti öncesi Suriye'nin iç savaşa yakın olduğu mesajını vermek ve dış müdahaleyi tetiklemek. İncelemeler ve şahitlerin anlattığına göre insanlar top atışıyla değil, yakın mesafeden silahla ve keskin aletlerle öldürülmüş. Tanıkların hayatını riske atmamak için (Humus'u bir ay önce topa tutan rejimin hassasiyetine bakın!) verdikleri bazı bilgileri açıklamıyoruz."
Gerçekten rejimin eli temiz ve kendinden emin olsa başkalarından önce BM ve diğer uluslararası örgütleri gerçeği ortaya çıkarmaları için vazifeye çağırması ve ciddi bir soruşturma için işbirliği yapması beklenirdi. Muhalefet, büyük rezaleti deşifre olmasın diye paniklerdi. Ama 47 ülkenin üye olduğu BM İnsan Hakları Konseyi, tam da Suriye'nin resmî raporunun yayımlandığı gün, Türkiye, ABD ve Katar'ın talebiyle Hula katliamının soruşturulmasına karar verdi. 41 ülkenin destek verdiği bu karara, sadece 3 ülke karşı çıktı. Bunlardan biri, maalesef Esed'in en büyük hamisi görünen Rusya. Diğerleri Çin ve Küba. Kendinden çok emin olan ve katliamdan muhalefeti sorumlu tutan Beşşar Esed, objektif bir soruşturma istese Rusya ve Çin bu karara itiraz eder mi?
Üstelik BM Suriye Gözlemci Heyeti Başkanı General Robert Mood, katliamdan bir gün sonra, Humus'un 20 km kuzeybatısındaki Hula'ya ulaşmış ve resmî raporun aksine kurbanların bir kısmının top ateşiyle öldürüldüğünü duyurmuştu.
Peki bağımsız kaynaklar Hula'da yaşananlar için ne diyor? İnsan hakları örgütlerine, bağımsız gazetecilere katliamdan sağ kurtulanlar ne anlatıyor? Bu katliamdan dolayı Suriye'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevk edilmesi için çağrı yapan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün hadisenin şahitleriyle yaptığı görüşmeler acı gerçeği göz önüne seriyor. Bütün tanıklar, askerî üniforma giyerek evlere saldırıp aileleri yok edenlerin rejim yanlısı olduğunda hemfikir. Tereddüt ettikleri nokta, katillerin resmî Suriye askeri mi, yoksa milis grubu şebbiha mı oldukları.
Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Abdülhamit Bilici - Zaman
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol